Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '10

 
Kategori
Anılar
 

Trakya; Çorlu, Lüleburgaz, Kırklareli, Edirne hatıralarım

Trakya; Çorlu, Lüleburgaz, Kırklareli, Edirne hatıralarım
 

TRAKYA


Trakya doğup büyüdüğüm Güneydoğu'nun tam zıddı bir coğrafya ve sosyoloji.

Trakya'da 1984-85 yıllarında Yedek subaylık dönemimi yaşadım. Çorlu'da başlayan askerliğimin bir kısmı Kırklareli Lüleburgaz arasındaki şeytan deresinin yüksekliğinde olan Erikleryurdu köyünde devam etti.

Askerlik döneminde Trakya'nın Çorlu, Lüleburgaz, Kırklareli ve Edirne'sini yaşadım, Egeye seyahat güzergahı olarakta Selimpaşa, Tekirdağ, Eceaabat'tan çokça geçtim.

1984 yılının Ağustosu'nda Çorluya gittik askere ev bulmak çok zor, gezdik dolaştık ve İtfaiye yakınında boş bir bahçeli metruk bir ev bulduk eve arka kapıdan girdik yerleşmeye başladık ve ev sahibini araştırmaya başladık Almanya'da olduğunu öğrendik, komşumuz emekli Albay aracılığıyla akrabalarını bulduk makul bir kira önererek ilk kiramızı verdik ve böylece işgalçilikten fiili kiracılığa terfi ettik ama sözleşmesiz...

Ev tek katlı bahçeli bir ev ve kış Çorlunun en çetin kışlarından biri hayatımda ilk defa yorganı başımın üstüne çekerek yatmayı orada öğrendim. Zaten evde sadece uyuyorduk onun dışında akşam yemeklerimiz ve sosyal yaşamımız ordu evinde geçiyordu.

O yıllarda Çorlu'nun ana caddesinde İtfaiye - Hst - PTT güzergahında akşam turları atılırdı. Her akşam Ordu evinde yemekten sonra Hst-PTT arasında üç tur attıktan sonra eve gidip uyurduk.

Kışlada adaptasyon günlerinden sonra karargah bölüğünde görevlendirildim, birkaç gün sonra Alayımıza bağlı bir birimde görevlendirilmek üzere Lüleburgaz kırsalındaki bir askeri birime gittim, hayatımdaki en kırsal en ilkel iki aylık sürecini yaşadım. Biribirine yakın üç askeri birim, her birimde 20 asker ve bir Yd. subay var. Yemek ve toplantıları Muazzaf komutanın bulunduğu Merkez birimde yapardık, her birim bir köy evi formunda, su yok, elektirik yok akşam hava karardımı tam bir dağ başı, gece devriye kontrolüne çıkarken sıkça tavşan, köpek, tilki vb hayvanlarla karşılaşırdık ve kar yağdı ki ne kar bir metre merkezle kendi birimim arasındaki 1.500 mtlik arayı kara batarak gidip gelirdik.

Hergün birliğimizin cipiyle üç kişilik ekip olarak şöför, görevli er ve sorumlu bir Astğm Lüleburgaz 33 tümene erzak ikmaline gidip gelirdi, sıra kimdeyse o Astğm seyahate gitme keyfini yaşardı. tümene gider erzak talebimizi bırakır oradan Gezintiye Kırklareli'ne giderdik. Kırklareli'ndeki hamam ve köftecilerle tanışık olmuştuk.

ilk başta yadırgadığımız şartlara alıştık ve ayrılırken doğal ortamı terk etmenin hüznünü yaşamıştık.

Çorlu'ya Alayımıza dönmeye üç kala yapılan kantin seçimlerinde arkdaşlar iki kantin sorumlusundan biri olarak beni seçtikleri haberi geldi ve artık işim iki kantin, bir gazino bir sinema işletmekti; özetle üniformalı işletmeci olmuştum, bir de bürom vardı.

Bir ayı karagah bölüğü subayı, iki ayı kırsal birim konutanlığı ve 9 ayı askeri işletmecilikten oluşan 12 aylık askerlğim 1985 Ağutosun'da sona erdiğinde artık Çorlu'luyduk ama ayrılma zamanımız gelmişti..

Trakya'yı yazarken hep askerliğimi hatırladım ama Edirne'yi atlamayamam.

İki defa gittiğim Bulgaristan'a Dereköy'den girip (Varna, Razgart, Ruscuk, Sofya, Polovdiv güzerghından sonra) Kapıkule'den girdiğimde ilk yaptığım iş Edirne'deki klasik lokantaya girip ve bir haftada özlediğimiz yemeklerimizin lezzetine kavuşmaktı. Edirne; Selimiye camii, yanıbaşındaki köfteci klasik mimarisiyle çok sevimli bir şehir ama Bulgaristan dönüşlerimde gittiğim meydandaki klasik lokantasının hafızamdaki yeri bambaşka...

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..