Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '19

 
Kategori
Anılar
 

Trakya Anılarım

 

Kıyıda martıca kanat vurmaktır
Barışı,  ş i i r i  kucaklamaktır
Namık Kemal ve Atatürk olmaktır
Türkiye’nin bir incisi Tekirdağ.

                                                               MD

Mersin’den isteğim doğrultusundaki atamayla gelerek yedi yıl Tekirdağ’da bir o kadar Edirne’de -şimdiki adıyla- ‘Milli Eğitim Müfettişi’ sıfatıyla görev yaptım.

Beni yakından tanıyanlar ya da öğretmenlerimiz, bu üç ilimizde bana “Şair Müfettişim” diye seslendiler. Dünya edebiyatına adını yazdırmış şairlerimiz varken ‘şairim’ demem ama ‘yazarım’, derim.

Tekirdağ Yeni İnan gazetesinin sahibi rahmetli Cahit Çelebi’nin davetiyle o gazetede yıllardır köşe yazarlığımı sürdürüyorum. Edirne’de bir yerel gazete de yazdım. Bunlara koşut olarak ulusal basında, Mililyet Blog’da ve Türkiye’nin Yazar Portalı’nda yüzlerce köşe yazım yayımlandı. Şimdilerde de yazmak, alışkanlığım oldu, diyebilirim. Adım arama motoruna yazıldığında binlerce sayfa açılır.

Okumak, yazmak ve gezmek emeklilik günlerimin uğraşı oldu. Düşünür D. Dik der ki: “zamanın geçmesinden korkmayınız. Eğer zamanınız boşa geçiyorsa korkunuz.”

Atatürkçüyüm, Cumhuriyetçiyim, bayrağımızı ve güzel Türkçemizi severim, yalakalık yapamam, insan hak ve özgürlüklerine saygılım, doğru bildiğim yolda yalnız da olsa yürürüm. Dik duruşumu korumaya çalışırım. Bu doğrultuda kırıldım fakat eğilmedim.

***

Trakya’da acı tatlı anılarım oldu. Daha çok tatlı anılar… Şimdilerde rahmetli olan Tekirdağ’ın Osman Tabak Başkanı birkaç kez : ”Gel Müfettiş Bey, bir kahve içelim.” Diyerek koluma girdi ve makamında konuk etti. Her iki ilimizde de dönemin valileriyle de olumlu iletişim içinde oldum. Kimi valilerin bayram konuşmasını kaleme aldığım oldu. Vali yardımcılarının çaylarını içtim, söyleştik. İl müdürlerimiz ile olumlu görüşmelerimiz oldu. Ne ki yer değiştirdikçe edindiğim kazanımlar sıfırlandı!

Bireyin başarısını en yakınındakiler hazmedemez. Tekirdağ’da da Edirne’de de öyle oldu! Çaba ve çalışmalarımla ve mevcut çevremle kıskançlığa uğradım, çelmelendim! Birlikte görev yaptığımız arkadaşlarım bilirler. Tekirdağ’da SY oldu, Edirne’de İM oldu, şu oldu, bu oldu… Tuzaklayan o iki meslektaşım, şimdilerde dünyamızda değil! (Öldü de demiyorum, geberdi de demiyorum!) Kırıldım ama eğilmedim. Tökezledim ama yıkılmadım. Onurumla İstanbul’da yaşıyorum. Mutluyum!

Victor Hugo’nun özeyişini anımsadım: "Öyle sahilsiz, sarp kayalıklarla bir adadır ki onur, / Bir kez dışına düşen, bir daha giremez içine hep dışında durur."

***

Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ Böbrek Vakfı Şubesi Başkanı Ülkü Eşkinat telefonla aradı. Yazılarımı okuduğunu ve beğendiğini belirtti! Yönetim kurullarınca değerlendirme sonucu plaket (onurluk) vermek istediklerini ekledi. Davet etti. Geleceğimi söyledim. Elbette ki bu tür çağrı, yazar için özgün ve güzel bir duygudur!

26 Kasım 2019 Salı günü Saat: 14.00’de Tekirdağ Böbrek Vakfı Şubesi’nde buluşmayı kararlaştırdık. Buradan Tekirdağ’daki dostlarımı da davet ediyorum.

Acısıyla, tatlısıyla, damlaca anılara dönüş oldu. Hem rahatlatan hem de mutlu eden bir dönüş…

                    *

     Bir İncidir Tekirdağ

Çifte deniz, kıyı boyu uzanır
Sahilinde gezinmektir Tekirdağ
Evler tarih tarih beyne kazınır
Marmara’nın bir incisi Tekirdağ.

Ilıman ve yarı nemli bir iklim
Denizi seyretmek en özel zevkim
Umuda, güvene olan özlemim
Trakya’nın bir incisi Tekirdağ.

Uçmakdere paraşütle atlanır
Işık, Tekir ve Yıldız’a tırmanır
Merkez, yol yol ilçelere taşınır
Avrasya’nın bir incisi Tekirdağ.

Günde dört mevsime havası ayar
Demir gibi aydın insanları var
Köftesi, üzümü, tahılı da kâr
Avrupa’nın bir incisi Tekirdağ.

Kıyıda martıca kanat vurmaktır
Barışı, ş i i r i kucaklamaktır
Namık Kemal ve Atatürk olmaktır
Türkiye’nin bir incisi Tekirdağ.

      Muhsin Durucan  

                    *

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..