Transformers, kuru gürültü...

80'lerin aynı adlı, popüler çizgi dizisinden sinemaya uyarlanan Transformers; The Rock (kaya), Bad Boys (kötü ikili), Armegedon, Pearl Harbor, Bad Boys 2, The Island (Ada) gibi filmlerin yönetmeni Michael Bay'in son filmi.

Çizgi dizilerinin yanı sıra, çizgi romanları, oyuncakları ve iki uzun anime filmiyle oldukça ilgi gören Transformers; şimdi sinema filmiyle de hayranlarının karşısına çıkıyor. Üstelik devam filmi içinde yeşil ışık yakılmış durumda. Yapımcılığını Steven Spielberg'ün üstlendiği filmin maliyeti yaklaşık 150 milyon dolar. Gişedeki ilk üç gün açılışı epeyce yüksek filmin. Zaten iki hafta içinde de tüm maliyetini çıkardı. Bu yazın en iyi iş yapan filmlerinden biri oldu şimdiden.

İsterseniz gelelim Spielberg'ün yapımcılık yaptığı önceki filmlerine; Gremlins 1-2-3, Poltergeist(Kötü Ruh), Twilight Zone: The Movie, Geleceğe Dönüş serisi, Twister(Kasırga), Cape Fear(Korku Burnu), Men in Black(Siyah giyen adamlar) , Men in Black 2. The Haunting(Perili Ev), Derin Darbe, Amerikan Güzeli, Zorro, Shrek, The Legend of Zorro(Zorro 2), Shrek 2, Jurassic Park 3, Atalarımızın Bayrakları, İwo Jima'dan Mektuplar, shrek 3 vb. filmler bunlardan yalnızca bir kaçı.

Spielberg'ün yönettiği filmler kadar, yapımcısı olduğu filmler de epeyce ses getirmiştir. İşte o ses getiren filmlerden biri de Praumont ve Dreamworks ortaklığından çıkan Transformers. Öncelikle film, muhteşem özel efektleriyle insanın aklını başından alıyor. Önümüzdeki oscar yarışında şimdiden Transformers'in teknik dallardaki ödüllere aday olup en iyi görsel efekt, en iyi ses efekti, en iyi ses miksajı dahil 3 dalda oscar alacağana kesin gözüyle bakıyorum. Robotların tasarımları, dönüşümleri çok gerçekçi ve başarılı. Şaşkınlık, kızgınlık gibi yüz ifadeleri de verilmiş robotlara. Finalde az sayıdaki Autorobotlar'la, çok sayıdaki decepticon'ların birbirleriyle savaştıkları sahneler gerçekten görülmeye değer. Tam bir görsel şölen.

Michael Bay yönetmen olarak işini fazlasıyla yapmış. Bir kere film hemen başladığı gibi, durmak nedir de bilmiyor. Yaklaşık 140 dk. boyunca hiç sıkılmıyorsunuz. Bunu sağlayabilmekte her baba yiğidin harcı değil. Geleceğin Tom Hanks'i olarak gösterilen genç oyuncu Shia LaBeouf'ın önü çok parlak gibi görünüyor. Başrolü oynadığı Transformers'de kendini izlettirmeyi çok iyi başarmış Labeouf. Megan Fox'da güzelliğiyle adından sıkça söz ettiriyor doğrusu.

2005 yazında vizyona giren bu kez Spielberg'ün yönetmenlik koltuğuna oturup Tom Cruise'un da başrolde olduğu, modern bir H. G. Wells uyarlaması olan Dünyalar Savaşı ile Transformers'in bazı ortak noktaları var. Her iki filmde 11 Eylül sonrası yapımlar olduğu için Amerikan'ın genel panik havasını yansıtıyor. Ama bu panik havasını, tehdit altındayız psikolojisini yaratmakta Dünyalar Savaşı'nın daha başarılı olduğunu itiraf etmeliyim. Her iki filmde de saldırı, uzaydaki başka diyarlardan geliyor ve amaç aynı. İnsan ırkını yok edip dünyayı ele geçirmek. Ama Transformers'de iyiler ve kötüler olmak üzere ikiye ayrılmış.

Şöyle bir filmin konusunundan da bahsedelim;

Cybertron adındaki gezegen başka mekanizmalara kolayca dönüşebilme yeteneğine sahip olan robotların gezegenidir. Bu robotlara “Transform” denir. Her Transformer'ın kendine özgü bir şeylere dönüşebilme yeteneği vardır. Kimileri arabalara, ciplere, kamyonlara, tırlara dönüşebilirken kimileri de uçaklara, helikopterlere, teknolojik aletlere, deniz taşıtlarına, silahlara hatta insanlara bile dönüşebilmektedir. Transformerlar birbirlerinden ayrı iki farklı cepheye bölünmüştür. Bir tarafta Autobotlar olarak bilinen iyi robotlar vardır. Bunların yöneticiliğini 18 tekerlikli tıra dönüşen Optimus Prime adındaki bir robot yapmaktadır. Diğer tarafta ise şeytani ruhlu ve kötü niyetli Decepticonlar vardır. Bunların yöneticisi ise bir silaha dönüşmüş olan Megatron’dur. Cybertron gezegeninde Energon Küpleri adı verilen yakıt stoklarının kaybolması üzerine her iki tarafta yeni kaynaklar arayışıyla bir uzay yolculuğuna başlar. Yeni enerji kaynağı arayışları onları ihtiyaç duydukları mineraller ve kimyasallar açısından çok zengin olan gezegenimize getirecektir. Decepticonlar dünyaya düştüklerini anladıkları Energon küpünü ele geçirebilmek için insan ırkını yok etmek adına bir savaş başlatacaktır. Autorobotlar ise bu savaşta Decepticonlara karşı insanların yanında yer alırlar. Robotların dünya dillerini nasıl bildiklerine de film;günümüz teknolojisine uygun bir cevap veriyor: "İnternet"

Konusundan da anlaşıldığı üzere Transformers Bilimkurgu / Macera / Aksiyon filmi. Ama ciddi bir film değil. En büyük problemi de bu sanırım. Başından sonuna kadar espirilerle dolu. Espirileri güzel hoşta film hemen her karesinde bir çocuk filmi olduğunu söylüyor sanki. Teknik olarak övgüye değer bir yapım olmasına rağmen basit işlenmiş konusu, zayıf ve bomboş senaryosuyla film adeta yerlerde sürünüyor. Bir oyuncak filmi olmaktan da öteye geçemiyor. Hal böyle olunca da Transformers, benim için sadece bir kuru gürültü ne yazık ki. Bir senaryo ancak bu kadar yavan olabilir. Çok yalnış bir senaryo seçiminin yapıldığı ortada. The legend Zorro, The Island, Görevimiz Tehlike 3 gibi filmlerin senaristleri Roberto Orci ve Alex Kurtzman Transformers'in de senaryosunu yazmışlar. Ama bana kalırsa böyle büyük prodüksiyonlu yapımlara Dünyalar Savaşı'nın senaryo yazarı David koepp gibi başarılı bir senarist lazım. Aksi takdirde sonuç pek iç açıcı olmuyor, Transformers'de de görüldüğü gibi. Bütün bu boş senaryonun içinde Michael Bay filmlerinin olmazsa olmaz klişelerini de görmek midemi bulandırmadı da değil hani.

Sonuç olarak Transformers bir fiyasko mu, derseniz "hayır", derim. Bir hayalkırıklığı mı? Yine hayır, derim. Sadece daha iyisi olmalıydı diyebilirim.

Yine de bu sıcak ve bunaltıcı yaz günlerde şöyle soğuk, rahat ve konforlu bir sinema salonuna girip Transformers'i izleyip eğlenceli birkaç saat geçirebilirsiniz. Görkemli sahneleriyle sizi cezbedecektir ama siz siz olun sakın ha fazlasını beklemeyin. Benden söylemesi. Birkaç yerde kameranın gölgesinin gözüktüğünü de söylemem gerekir.