Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '08

 
Kategori
Güncel
 

Travma ve enerji politikası

Travma ve enerji politikası
 

Çernobil Faciası


Elektriğe Ocak ayında yapılan yaklaşık yüzde 20 zammın yanısıra Temmuz ayında yapılması kararlaştırılan yüzde 22 zam ve sürdürülen enerji politikaları, çeşitli kesimlerden tepki almaya devam ediyor.

Karabük Kültür-Sanat Festivalinde kürsüye çıkıp AKP’nin enerji politikalarını eleştiren yazar Latife Tekin Karabüklülere, “Kentinize sahip çıkın, nükleer santrala karşı sesinizi yükseltin” önerisinde bulununca dinleyiciler arasında bulunan belediye başkanı Erer ve yanındaki kişilerce saldırıya maruz kalıyor.

AKP’li belediye başkanı Tekin’e “Benim paramla yaptığım şenlik için buradasınız, eleştiremezsiniz, böyle devam ederseniz başınıza iş alırsınız” bağlamında sözler sarfediyor.

Olayın Türkiye gündemine oturmasına neden olan bu davranış ve diyaloğlar demokrasi kavramına, birlik ve beraberliğe yakışmamaktadır.

Bu tür tavırlar, bağırmalar çağırmalar ise eleştiriyi hazmedememenin açık ve ders alınması gereken göstergeleridir. Ben yaparım ederim, siz konuşamaz ve eleştiremezsiniz zihniyetinin bariz dışa vurumudur.

Hükümet ne için vardır? Çözüm üretmek için. 2003 yılından bu yana işbaşındasınız. Ülkenin yönetimi sizin elinizde. Karar vermeniz ve uygulamanız için mecliste yeterli çoğunluğa da sahipsiniz. Belli konularda karar verip yapıyorsunuz. Uygulayıcı sizlersiniz. Başarılarınızda sizlere tutulan alkışlara sahip çıkıyorsunuz ancak, sizleri eleştirenlere de eleştiri kültürü ve demokrasi çerçevesinde yaklaşımınız bu olmamalı.

AKP hükümetinin son altı ayda yürüttüğü enerji politikası zamlarla ayakta kalmaya çalışmaktadır. Anadolu’nun dört bir yanında yaşam mücadelesi vermeye çalışan insanlarımız Ocak ayından bu yana ulaşım, elektrik, gıda, ve benzeri ürünlere yapılan zamların altında ezilmektedir.

Çıkın bir halkın içine, konuk olun insanlarımızın sofralarına. Nasıl alışveriş ediyor neler alıyor neleri seyretmekle yetiniyorlar inceleyin. Konuk olun sofralarına. Tencerelerinde ne kaynamaktadır açın bakın.

Kredi kartı ile ve borçlarla ayakta kalmaya çalışan insanlarımızın sesine kulak verin. Çare arayın, çözüm arayın. Sizi eleştirenleri susturmaya, “boynunu kırarım” tarzı laflar edene kadar.

Bu tahammülsüzlük nedir?

Bugün sizin enerji politikasını eleştiren ve konuşması için davet ettiğiniz kişiyi kürsüde konuşturmamanız, eleştiriye tahammülsüzlüğünüz nedir?

Atatürk ve devrimlerine yaptığınız sataşmaların ardı arkası kesilmiyor.

Geçenlerde bir tv proğramında Atatürk ve Humeyni ile ilgili düşüncelerini dile getiren genç kızımızın küçük yaşlardan beri gerçeklerle bağdaşmayan düşüncelerle yetiştirildiğini, kafasının içinin yalan yanlış bilgilerle doldurulduğunu, söyledikleri karşısında şaşırarak ve ibretle dinledik, okuduk.

Kurtuluş Savaşı’nın Sütçü İmam’ın Kahramanmaraş’ta kadınların başörtüsünü açtırmak isteyen Fransız askerlerine karşı koyması ile başladığını söyleyip “Kurtuluş savaşı’nın Atatürk’le ilgisi yok “demesi karşısında şaşırdık.

“Atatürk yüzünden haklarımı kullanamıyorum” demesi karşısında ise nutkumuz tuıtuldu.

“Kurtuluş Savaşı olmasaydı da İngilizler kalsaydı bugün benim haklarım daha geniş olurdu” düşüncesini ibretle okuduk.

Ve bir diğer düşüncesinide şöyle açıklıyordu “Atatürk padişahtan yetki almıştı. Ama bu yetkiyi kötüye kullanarak lâikliği getirdi”.

Aradan fazla geçmedi, bu sefer daha etkili ve yetkili biri çıkıverdi sahneye.

Gerçek düşüncesi ağzından dökülüverdi New York Times gazetesinin sütunlarına. “Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlayamazlar”

Dün bu ülkeyi işgal etmeye kalkışanlara gereken cevabı vermiş ve böylece Kurtuluş Savaşı’nın birinci aşamasını başarı ile tamamlamış, akabinde Cumhuriyet rejimini kurup gerekli yenilikleri yapmış Atatürk’e ve yaptıklarına karşı aldığınız tavır nedir? Nedendir?

Atatürk’ün yaptıklarını değilde Şeyh Sait’in yaptıklarını mı alkışlayalım?

Bu ülkenin geleceğini teminat altına almaya çalışan Kurtuluş Savaş’ı kahramanları dururken başka ülkelerin liderlerini mi baş tacı edelim? Humeyni’yi ve İran rejiminimi mi kendimize örnek alalım?

Şu unutulmamalıdır ki bu ülke insanı asla Atatürk’ün izinden çıkmayacak ve yaptığı devrimlerin takipçisi olacaktır.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..