Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '07

     
    Kategori
    Anılar
     

    Tren yolculuğu

    Kurtalan Ekspresi artık mazide kaldı. Terör nedeniyle kaldırılmış. Yıllarca kimler gidip gelmişti bu trenle, ne yolculuklar yapılmış, ne sevgililer kavuşmuş, ne sevgililer ayrılmıştı...

    Babam Diyarbakır'da görevliyken, memleketimize trenle giderdik. Bazen Kurtalan Ekspresi'ne biner, Afyon'da aktarma yapar başka trene gecerdik, bazen de kara trenle aktarmasız sevdiklerimize, akrabalarımıza kavuşurduk...

    Trenin cuf cuf sesi, birbirinin aynısı taş binaların oluşturduğu istasyonlar anılarımda canlandı bugün.

    Diyarbakır'a tren Kurtalan'dan gelirdi. Saat 12'de kara tren, 13'te ekspres... Tren yaklaştıkça çocuk kalbim küt küt atardı. Sanki tren bizi almadan gidecekmiş gibi korkardım, trene binip kompartınımıza yerleştik mi rahatlardım.

    Yol boyunca kompartınımıza birileri biner, birileri inerdi. Çünkü bizim yolculuğumuz 48 saat sürerdi, uyurduk uyanırdık, istasyonlarda testimize su doldurur, annemin yaptığı yollukları çoğu zaman diğer yolcularla paylaşırdık. Zaten herkesin sepetinde yolluk olurdu. Paylaşırdı bu yiyecekler, dostluklar kurulurdu yiyecekler paylaşılırken...

    Ay-yıldızlı camdan dışarsını seyrederdim. Telefon direklerini, direklerdeki beyaz fincanları, fincanlara konan tren yaklaştıkça uçan kuşları görürdüm...

    Tren Diyarbakır'dan çıktıktan sonra Hazar Gölü kenarından geçerdi. Gölcük kocaman deniz gibi görünürdü bana, dalgası yok bu denizin derdim. Hiç bitmesin isterdim Hazar kenarındaki yolculuğun.

    Sonra Malatya, ardından Adana ve Toroslar. Çocuk beynime işlemişti o Torosların güzelliği, ayağa kalkıp bakmak isterdim, taa aşagılarda incecik akan suları görmek isterdim. Yemyeşil dağların tepesi bazen görünmezdi. Beyaz bulutlar kaplardı zirveyi.

    Güzelliğe doyamadan tünele giredik, bazen kısa bazen uzun tünele. Korkardım tünele girince; anneme sokulurdum.

    Memleketize yaklaştıkça tarlalar çoğalırdı, tarlada çalışan insanlar, otlayan kuzular, uzaktan gördüğüm leylekler, el sallayan gazete gazete diye bağıran çocuklar...

    Mutlaka çocuklara gazete atardık, okumak isteyen, okumak için gazete bulamayan, trenden atılacak gazeteleri bekleyen çocuklara...

    Sonunda varırdık, bir ay sonra ağlayarak ayrılacağımız memleketimize....

     
    Toplam blog
    : 1
    : 563
    Kayıt tarihi
    : 06.06.07
     
     

    İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. 27 yıldır Bursa'da eczane eczacısı olarak ..