Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Trilye kaçamağım

Trilye kaçamağım
 

lifeinbursa.com


Her iki tarafında zeytin ağaçlarının bulunduğu virajlı yolun bitiminde Trilye’ye ulaşıyoruz. Bayram nedeniyle büyükleri ziyaretimiz sırasında küçük bir kaçamak bizimkisi. Mudanya’ dan Trilye’ye gittik kısa bir zaman diliminde, zeytin ağaçlarının eşliğinde.

* * *

Zeytin ağaçları her daim yeşildir, insana hep ilkbahar hissi verir. Neden her zaman yeşildir bilir misiniz? Dayanıklıdır zeytin ağacının yaprağı. Ve yaprakların bir kısmı çıkarken bir kısmı döküldüğünden hiç dökülmemiş gibi yeşil görünür.

* * *

Ne çok zaman olmuş gelmeyeli. Dar sokaklardan sahile inen yolda yürürken, kavuşma sevincini yaşıyorum ve zeytin kokusunu içime çekiyorum.

Çünkü zeytin kokusu mevsimi, aylardan kasım. Zeytinler toplanmaya başlanmış ve sele zeytinleri selelere tuzla birlikte kurulmuş bile, ama henüz yenilmeye hazır değil. Biraz daha zaman gerekli midedeki yerlerini alabilmeleri için.

Yeni toplanan zeytinler, dar sokakların kenarında tenekeler içerisindeki çiçeklerle donanmış kapı önlerinin girişlerinde arzı endam ediyorlar seleler içerisinde, sapsarı zeytinyağları ve yeşil zeytinlerle birlikte.Üstelik işleme tabi olmamış ham zeytinler de görücüye çıkmış.

Meraklısına, görmelik değil yapmalık.

* * *

Trilye halkının başlıca geçim kaynağıdır zeytin. Zeytin ve yan ürünlerini (sabun, zeytinyağı) burada sokaktan almak mümkün. Trilye bölgesi sit alanı olduğu için doğallığını hiç yitirmemiş. Ve bu nedenledir ki köy havasını hala koruyor. Betonlaşmaktan kurtulan nadir yerlerden biri burası da.

Nüfus mübadelesinden önce, köy nüfusu ağırlıklı olarak Rumlardan oluşurken, mübadeleden sonra, köye Girit ve Bulgaristan göçmenleri yerleştirilmiş.

Adı resmen Zeytinbağı olarak değiştirilse de, Trilye adı kullanılmaya devam ediliyor. Daha önceki yıllarda Trilye’de oturanlar, turistik amaçla, sıkça beldeye geliyorlarmış.

İşin ilginç yanı Yunanistan’da kurulan aynı isimdeki kasabayla kardeş belde ilan edilmiş.

* * *

Sahile geldiğimiz zaman, hava sıcaklığı ile tezat bir görüntü oluşturan kestane tezgahına yanaşıyoruz. Önce bayramlaşıp sonra kestane muhabbeti yapıyor, arkasından da kestanelerimizi satın alıyoruz.

Kestaneci amca satıştan sonra aslında söylememem lazım ama deyip kestane pişirmenin püf noktalarını söylüyor. Orada olan yaşlı bir beyde bizimle bayramlaşıp askerlik yaptığı Ankara’ya selam yolluyor.Arkasından başka bir karı koca ile sohbete devam ediyoruz.

* * *

Ruhum bu güzel bayram dilekleri ve sohbetleriyle dinginleşiyor.

Birkaç martı denize doğru uçuyor.

* * *

Sımsıcak insanlarıyla, Bizans-Rum mimarisini yansıtan evleri ve tarihi kiliseleriyle, deniz kenarındaki balık lokantalarıyla uzunca bir kaçamak yapmaya değer diye düşünüyorum.

* * *

Kasım 2010 / Kurşun
 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..