Trouble-three

Sanat eserlerine, heykellere "ucube" diyenler , kentlerin güneşini yok eden, nefes almasını engelleyen gerçek ucubeler karşısında nedense sessizler!  

İstanbul bu ucubeler konusunda maalesef en şanssız kentimiz.  

İstanbul'lu olmayan yöneticiler, İstanbul'a kısa yoldan köşe dönmek için gelmişlerle işbirliği içinde her tarafını parsel parsel paylaşmış, çirkin ve hiçbir özelliği olmayan yapılarla, tarihe, kültüre, doğaya ve insana karşı bir mücadele içindeler sanki.  

Bunlardan en yenisi "TROUBLE THREE ".  

Kadıköy'e vapurla gelirken denizden neredeyse tüm Kadıköy'ü kapatmış bir camdan ucube çarpıveriyor yüzünüze.  

Arkasındaki tüm evlerin önünü bir dalgakıran misali Boğaza kapatmış bu bina şimdilerde otel olarak hizmete başladı.  

Hemen önünden geçen Moda yolunun bir şeridini de otopark amaçlı kapatıverdi. Kimbilir hangi güçlerce korunuyor ve kollanıyorsa, biraz ilerisindeki evlerde oturanlar, arabalarını kapılarının önüne park edebilmek için İSPARK görevlileriyle cebelleşirken, "TROUBLE THREE" önünde, ana caddede 1 şerit tamamen otele tahsis edilmiş.  

Oysa artık "sürdürebilir" turizm gereği, duyarlı otel konukları, çevreye, doğaya uyumlu ve saygılı tesisleri tercih ediyorlar.  

Kadıköy'lüler ve Moda'lılar, hele hele eskileri hiç benimsemediler bu "TROUBLE THREE" yi.  

O yüzden kendi çay bahçeleri dururken, ayakları hiç gitmiyor bu otele.  

Ağzımdan kaçtı, "çay bahçeleri" derken, ister misiniz o çay bahçeleri yerine de otel diksinler?  

Neden olmasın, parayla değil mi? Birkaç imza, onay, poşet poşet paralarla dönmeyen fırıldak kalmadı maşallah!  

Bir de unutmadan, nedense "TROUBLE THREE" nin bahçesinde simge olarak kurumuş iki ağaç da tam bir kara mizah!  

Böyle yapılara izin verenler, imza atanlar selam olsun sizlere.  

Kentlerin yok oluşuna katkılarınız gelecek kuşaklarca hiç unutulmayacak!  

Tıpkı İstanbul'un kalbine saplanmış bir hançer gibi duran, Beşiktaş İnönü stadının yanındaki bina gibi!  

Umarım yakında Boğaz' daki köprüler de imara açılır, önce gecekondu sonra gökdelenleri görürüz deniz üzerinde.  

Olmaz demeyin, bu kafa onu da becerir, kitabına uydurarak!  

Ben bekliyorum "TROUBLE THREE BOSPHORUS" u.  

İsim hakkı istemeden.