Trt’nin Dizi başarısı neden önemli ?

Yeni sezonun başlamasına az bir zaman kala kanallar özellikle dizi tanıtımlarına iyice ağırlık vermeye başladılar. Çünkü dizi demek bir TV kanalı için en önemli zaman dilimini ifade eden “prime time” demek… Prime time, en vahşi rekabetin yaşandığı ana haber bültenlerinden 23:30'a kadar uzanan süreç oluyor. Bu vahşi rekabette hergün kanallar, ellerindeki en iyi kozu bu sürede masaya sürüyor.

Büyük kanallardaki kimi diziler geçmişten bugüne haklı olarak çok eleştirildiler. Çünkü dizilerde geçen kimi konular veya olaylar reyting malzemesi olarak görüldüğü için fazlaca sömürüldü. Bazen bir tecavüz sahnesi ya da dikkat çekmek adına senaryoya konan marjinal konular medyanın diziyi gündeme alması için adeta ısmarlandı.Bu işin prim yaptığını gören kimi yapım şirketleri aynı yöntemi benimseyince ortaya tartışmaya açık ve çok da tasvip edilmeyen bir tablo çıktı.

Sektörde dizi alanında denge unsuruna ihtiyaç vardı. Samanyolu ve Kanal 7'de izlenen diziler genelde “didaktik” bir üslup içerdikleri için belli bir kesim tarfından takip edilebiliyordu. Ama TRT’de son yıllarda dizi adına ortaya konan iyi işler beklenen dengenin bir anlamda kurulmasını sağladı.

Leyla ve Mecnun, Seksenler, Avrupa Avrupa, Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam, Sakarya Fırat gibi diziler izleyiciden ciddi geri dönüşler aldı. Yıllardır dizi konusunda dikiş tutturamayan TRT, bu sefer kötü gidişe “dur” demişe benziyor.

TRT1’de yeni başlayan, Mint Yapım’ın üstlendiği Zengin Kız Fakir Oğlan dizisi de belli bir izlenme oranını yakalayacakmış gibi görünüyor. Hüseyin Avni Danyal, Ufuk Özkan, Ayda Aksel’in başrollerde olduğu dizi, komedinin de aile dizisi kıvamında yapılabileceğini göstermeye çalışacak.

Gerek senaryoda olan bitenler gerekse oyuncuların diyaloglarına yansıyan ifadeler kimi dizilerin ailece izlenmesini güçleştiriyor. Hepimizin defalarca şahit olduğu gibi rahat bir dil adına ortaya konan bazı diyaloglardaki cinsel gönderme içeren ifadeler, olur olmaz saatte ekrana gelebiliyor. Sadece bu da değil; birçok dizide oyuncuların rol gereği verdikleri tepkilerdeki kaba dil, kullandıkları argo, özellikle gençlerin ve çocukların diline yansıyabiliyor. Evimizde, sokağımızda, toplu taşıma araçlarında, yüzlerce kez şahit olduğumuz gerçekler bunlar.

TRT’nin reyting amaçlı yöntemlere iltifat etmeden başarılı dizilerin altına imza atması bu açıdan da önem taşıyor. Demek ki manipüle etmeden de bir dizi tutturmak mümkün. Ayrıca sözüne ettiğim hassasiyetleri taşıyan dizileri ekranda görmek isteyen Türkiye’de ciddi bir kitlenin olduğunu da söylemek durumundayız.

Kim ne derse desin; TRT dizilerinin Türkiye’de “sığınılacak liman” misyonu üstlendiğine, yerli dizi rekabetinde önemli mevziler kazandığına açıkça tanıklık ettiğimiz bir süreç yaşıyoruz.

ŞADAN KABA 

http://www.medyabey.com

www.twitter.com/Sadan Kaba