Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '16

 
Kategori
Dünya
 

Trump: Bilgeliğin zirvesi, inkârın zırvası

Trump: Bilgeliğin zirvesi, inkârın zırvası
 

gazetevatan.com.tr'den...


Öncelikle, “bilge”, “zirve”, “zırva” kelimelerini özenle, bilinçle seçtiğimi, rastgele kullanmadığımı söylemeliyim. Özellikle, “bilge” kavramını uluorta kullanmam. Çok nadir, sadece layık olana bu yüce “paye”yi vermeye çalışırım. Benim için bilge, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevî, Sokrates gibi, üst bilince ulaşmış insanlık önderleridir.

İşte, Amerikalıların yeni Başkanı Donald Trump’ta da böyle bir üst bilinç emaresi gördüm. Seçim akşamı yaptığı “zafer” konuşmasının bir yerinde Trump diyor ki; “Her ABD’linin kendi potansiyelini gerçekleştirme ortamı olacak.” (Hürriyet, 08 Kasım 2016)

Buradaki sihirli kelimeler, “kendi potansiyelini gerçekleştirme” kavramında…

Kendi potansiyelini gerçekleştirme!

Böyle bir tanımlamayı ancak “psikoloji” konusunda derinleşmiş bilim insanlarının kitaplarında görebilirsiniz. Onlar derler ki, “her insanın bir potansiyeli vardır ve insanların çok azı bu potansiyelini kullanabilmektedir. İnsanın potansiyeline ulaşabilmesi için kendi gayreti, çalışması gerekli olduğu kadar, bilimin ve devletin de onun önünü açması, teşvik etmesi, potansiyelini ortaya çıkarmak konusunda yardım etmesi gerekmektedir.”

Buna kısaca, “kendini gerçekleştirmek” diyorlar.

Dünyada, bilim insanları, sanatçılar gibi, potansiyelinin sınırlarına ulaşabilen çok az sayıda insan var. Bir de gençliklerinde sporcular olabilir. Bir orana vuracak olursak, insanların yüzde 99’u potansiyeline ulaşmadan, hatta bunun farkına bile varmadan hayatını tüketip gidiyor. Bu, insan kaynağının yüzde 99’unun kullanılamaması, dolayısıyla büyük bir israf demektir.

İşte, yeni ABD Başkanı Trump, bu kaynağı harekete geçirmekten, insan potansiyelini tam kapasite kullanmaktan bahsediyor.

Eğer insanların “potansiyellerini gerçekleştirmelerini” sağlayabilirseniz, bunun kişiye, ülkeye ve dünyaya etkisi müthiş olur.

Bir kere, insanı manen ve maddeten tatmin edecek en önemli husus, potansiyelini tam olarak kullanabilmektir. Dünyaya sadece kendisinin yapabileceği “benzersiz” katkıyı sunabilmektir. Trump, vatandaşlarına bu imkânı sağlayacağından söz ediyor.

Bu olağanüstü bişey…

Bireyin yeteneğini, potansiyelini keşfedecek, ona uygun eğitimler almasını sağlayacak ve birey “kendini gerçekleştirirken” memleket gelişecek güçlenecek… Toplumda nasıl bir gelişme hızı yakalayabileceğinizi düşünebiliyor musunuz?

Bendeniz, böyle bir girişimi, hatta böyle bir tahayyülü hiçbir siyasetçiden, hatta eğitimciden duymadım. Böylesine coşku verici, bütün toplumu harekete geçirecek bir düşüncenin, bir emlak kralından gelmesi son derece şaşırtıcı… Bu açıdan baktığınızda, Trump’ın düşünen, “düşünceli” bir LİDER olduğunu kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu kadar olumlu, yararlı bir düşünceyi ortaya attığından dolayı, onu övmek için kelime bulmakta sıkıntı çekiyorum. Trump’ın bu düşüncesini bilgeliğin zirvesi olarak görüyorum.

x   x   x

Yukarıdaki görüşleri dolayısıyla “bilge” dediğim Trump, iş “iklim değişikliği” meselesine gelince, tam bir “inkârcı”…

İnkârcı… Yani herkesin varlığını bildiği, gördüğü, kabul ettiği “kaya” gibi gerçeği yok saymak!

“Trump’a göre iklim değişikliği sadece ‘hava durumu’. Trump, iklim değişikliği biliminin bir ‘şaka’ olduğunu düşünüyor.”  (BBC Türkçe, 08 Aralık 2015)

Dünyanın neresinde olursa olsun, 70 yaşındaki bir insan için, iklimin değiştiğini görmek, yerkürenin ısındığını anlamak için bilime, bilimsel ölçümlere ihtiyaç var mı? Dünya, 60-70 sene önceki dünya mı? Kışların sertliğinin azaldığını ve mevsimin kısaldığını, yağmur rejiminin değiştiğini, fırtınaların, sellerin çoğaldığını, doğal felaketlerin daha şiddetli ve yıkıcı, yazların hem daha yakıcı, hem da daha uzun olduğunu görmüyor, yaşamıyor mu?

Bugünkü (11.11.2016) Euronews’in, “İngiltere’de iklim değişikliği” başlıklı haberine göre,  “Bundan yarım yüzyıl önce, güneydoğu İngiltere’de ortalama sıcaklık 12,5 derece idi. Şimdilerde ise 14 derece.”

Bu sıcaklık artışı dünyanın her yerinde aynı; ortalama 1,5 derecelik bir artış… Demek ki yüzde 10’dan fazla bir artış söz konusu... Bunu insan vücudundaki ısıyla anlatmaya çalışalım: Ortalama vücut sıcaklığımız kaç derece? 36,5… Vücut ısımız yüzde 10 yükselirse kaç olur? 40-41 derece…

Bu, “ateşin aşırı yükselmesi” demektir ve derhal düşürülmezse ölüme kadar götürür, değil mi?

Yerkürenin durumu da bundan farklı değil… Yerküre ölüyor!

Hadise bu kadar açık!

Küresel ısınma bu kadar aşikar ve ortadayken Trump’ın bunu bir “şaka” olarak nitelendirmesi, kelimenin tam anlamıyla “zırva”lama!

“İnsan potansiyeli” konusunda o kadar “bilgece” düşünebilen bir lider, iş, insanın ve yerkürenin geleceği demek olan iklim değişikliği konusuna gelince nasıl böylesine inkârcı olabiliyor; anlamak imkânsız.

Lâkin iklim değişikliği meselesinin hiç “şaka”ya gelir tarafı yok. Bu dünya, 70 yaşındaki Trump’ı savar belki… Ama seçim gecesi yanından ayrılmayan 14-15 yaşlarındaki oğlunu savmasına imkân yok. Eğer, küresel ısınma hemen durdurulmazsa, çok geçmeden dünya cayır cayır yanmaya başlayacak. Bunun gerçekliğini en iyi, Amerika’nın uzay araştırmaları merkezi NASA biliyor. Trump, dünyayı nelerin beklediğini NASA’ya bir zahmet soruversin!

x   x   x

İyimser olmak istiyoruz… İnsan potansiyeli konusunda üst bilinç sahibi gözüken yeni Başkan’ın, küresel ısınmanın da dehşet verici bir hakikat olduğunu görmesini umuyoruz.

Yoksa alev alev yanan bir dünyada, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerinin fazla bir anlamı olmayacaktır.

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..