Trump ve Putin Aynıysa!

Amerika’daki tartışmaların odağındaki konu nedir? Amerika Birleşik Devletinde yapılan başkanlık seçimlerine Rusya müdahale etti mi? Amerika’daki başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiğine dair haberler dolaysıyla birçok kellenin yanı sıra Rusya elçilik görevlileri sınır dışı edildiler.

Bu da Trump ile Putin’i aynı kişi olmasa bile aynı yere ve aynı safa sokar. O halde Trump ve Putin aynı saftaysa karşı taraftakiler kim olabilir?

Trump ve Putin’in elbette aynı kişi olması imkânsız, öte yandan Trump Amerika’da da yaptığı hamlelerle Amerikalıları da bir anda şaşırtma potansiyeli taşıyor, binlerce tır silahı Suriye’ye gönderdikten sonra biz Suriye’den çıkıyoruz dedi ve Irak’a yerleşti.

Irak’ın hemen yanı başında Suriye’de ipler Rusya’nın elinde ve kontrolünde olduğuna göre; doğalgaz ve petrolün vanasını eline geçiren Rusya ve ABD’nin kontrollü denge oyunu olduklarını ve hedef pazarlar olan Avrupa’nın boğazını sıktıkları düşünüldüğünde Rusya’nın ABD ile aynı safta olduğunu düşünmek abartısız olmaz.

ABD’nin tek bir ABD’den oluşmadığını söyleyen bazı uzmanlara göre Putin Rusya üzerinde tam kontrol sağlamış durumda görünüyor.

O zaman diğer blokta Avrupa Birliği ve Çin olması lazım, diğer yandan Japonya ve Güney Asya ülkelerinin arasında da bir denge olduğu, söz konusu ülkelerin 1997 yılında Asya krizinden sonra işletmelerinin el değiştirildiği özellikle Kuzey Irak haricindeki diğer ülkelerin ABD hegemonyası altında olduğu ve askeri teknolojiden dışlanmış olduklarına göre çok da ciddiye alınmaları gerekmediğinin işareti olsa da kısa zamanda teknoloji geliştirmeleri imkânsız değil. Ancak geliştirmek istedikleri silah hammadde kaynaklarını ABD ve Rusya ikilisinden birisinin tutuyor olması dolayısıyla Japonya ve Güney Kore’nin silah geliştirebilmesi ABD ve Rusya’nın iznine bağlı olmakla beraber, devasa Çin tarafından yutulmak işlerine gelmediğinden ABD karşısında yer almaları beklenemez.

Rus uçaklarının İngiltere’ye bir mesaj olduğu açık. Diğer yandan Rusya’da bir çılgının İngiltere üzerine bırakılacak atom bombasının İngiltere ve İngiltere’nin temsil ettiği ne varsa yok edilmesine yönelik mesajları, öte yandan Rusya’nın İngiltere’de ajanları yok etmesi, İngiltere’nin hızla Avrupa Birliğinden ayrılması yeni bir düzenin kurulduğunun işaret fişeği olmakla beraber bizler elbette pek bir şeyler anlayamasak da dünyada yeni bir şeyler olduğu ve söz konusu mücadelede bizlerin payına önemli kan ve gözyaşı kalacağına dair deliller bulunuyor. Gerçi son elli yıldır bölgede kan ve gözyaşına bizler de bir şekilde katılıyoruz.

Çünkü dengeler hızla değişti.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında İsrail kuruldu, Suriye’den Fransa ABD tarafından kovuldu, Ortadoğu dengeleri değişti.

İran’da Stalin’in niyetini açıklamasından sonra biz hızla NATO’ya girince aslında çok şey değişti. Milli uçak fabrikaları kapatıldı. Ordumuz binlerce kilometre öteye Çin ile savaşmak üzere Kore’ye gitti. Sonra Kıbrıs meselesi çıktı. Askeri darbeler, kalkışmalar, 1960, 1970,1980, 1998,2016.

Sağ-sol olayları, Yeşil-kuşak projesi, Asala katliamları, hemen arkasından PKK’nın ASALA’nın yerine farklı şekilde monte edilmesi…

1923-1960 yılına kadar askeri darbe olmamışken neden tam da demokrasi çok partili yönetime geçişten sonra askeri darbelerin olduğu tam olarak anlaşılamasa da demokrasinin pek de içimize sinen bir şey olmadığı, oy verme hakkımızı layıkıyla kullanamadığımızı ve demokrasiyi dış destekli kırım politikalarına çoğu kez feda ettiğimizi üzülerek görebiliriz.

Bizim tarihimizi taraftar olanlar tam olarak sorgulamazlar, Atatürk zamanında bir kanunu eleştirseniz vatan haini olabilirsiniz, diğer zamanda yapılan başka bir şey eleştirdiğinizde ise komünist…

İlla bu ülkenin insanı projesi başka yerlerde hazırlanmış şablona oturtulmak zorunda mı yahu, ama olmaz. İlla o kalıba oturmak, oturtulmak zorundayız.

İnsan bu ülkede en çok da gerçekten bu bölgenin içinden, değerlerinden suyundan, havasından soluyarak fikir beyan ettiğinde bir şekilde dur bu adam da ne diyor, duralım dinleyelim demek yerine bir kargaşa bir karışıklık ortaya çıkıveriyor ki, basit bir taktik olmakla birlikte bu coğrafyada hala işe yarıyor. Papazların imama dönüştüğü, zalimlerin âlim rolüne çevrilmekte bilmem neyin neyi diye de kutsal veya kutsalımsı sıfatlara büründürüldü mü oh mis!

Son söz, sakin olmak, çok düşünüp doğru karar vermeye çalışmakta fayda var. Her konuda. Çünkü dünyada bir şeyler değişiyor ve bu değişim çok hızlı oluyor.