Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

TSK, TSK'yı üç hamlede bitirdi

TSK, TSK'yı üç hamlede bitirdi
 

TSK'nin TSK'ye darbeleri


Bilinen ancak, az dillendirilen bir gerçek var. TSK'nin TSK'ya darbeleri. İçinde yaşadığımız günlerde, biçimi, yöntemi biraz farklı olsa da, TSK'ya bir darbe yapılmaktadır. Ancak, bu darbeyi, sanılanın aksine, siyasal iktidardan, abd'den çok, TSK yapmaktadır. Çünkü, bunu siyasal iktidarı bizzat TSK'nin aldığı dönemlerden çok iyi biliyoruz. 12 Mart'ta kismen, 12 Eylül'dte önemli ölçüde, yaygın bir TSK içi temizlik çabaları başarılmıştı. 

Türkiye işçisine, köylüsüne, örgütlü yapılarına, sendikalara, üniversitelere, demokratik kitle örgütlerine, gençliğe acımasızca, abd emperyalizminin (bunu yeni yetme liboşlar, pek sevmezler) plan, proje, tasarımları doğrultusunda TSK darbeler gerçekleştirdi. Ancak, unutulmasın ki, bu darbeler, tüm ülkeye karşı yapılmşı darbelerdi ve doğal olarak, temilzlik harekatı, salt sivil yapılarla, insanlarla sınırlı tutulmadı. TSK içinde de yapıldı. Önce, aydınlanmacı, ilerici, bağımsızlıkçılar, sonra Sol Kemalistler, sosyalistler, şimdi de tüm anti amerikancı kemalist ya da orta yolcular temizlenmektedir. Basından izlediğimiz kadardıyla, mahkemeler tümden güvenirliğini yitirmiş bir işleyişle sürmektedir. Yani bir darbe yapıldığı ve hukukun pek de önemsenmediği artık açıkca dillendirilmektedir. Generaller düzeyinde süren bu kıyıma, TSK'dan cidd ibir tepki gelmemektedir, çünkü bu darbe de abd tasarımlı olmasına karşın, artık kalan son engellerde, sivil bir yönetim altında ve bağımsız yargı tarafından yapılıyor izlenimi verilmektedir. Başarılı oldukları söylenemez. 

Yıllar öncesinden, dillendirilen, tek satacağınız ordunuz kaldı, istem ve söylemine karşı çıkan ya da çıkması olası askeri personel elenmektedir. Buna ilişkin istihbarat bilgisi, liste ise, bana göre, büyük olasılıkla, ordu içinden belirlenmektedir. Başka türlüsünü düşünmek, pek akla uygun gelmiyor. 350 kişi ve bir kaç savcının yiğit çabaları ile gerçekleştiğini ve TSK nin bunun içinde olmadığını düşünmek, biraz düşünmemektir. 

12 Eylül'de acımasızca işkenceden geçirilen ve ordudan ilişkisi kesilen teğmen, yüzbaşı ve diğer üst rutbe subaylar, çoğumuzun çevresinde, akraba, eş dost arasında yaşamaktadır. 

Görünen gerçeğe kuşkuyla ve değişik yaklaşımlarla ama mutlaka verilerden yola çakarak yaklaşmakta yarar vardır. 

Her darbe sonrası göreve gelen genel kurmay başkanlarının tutum, söylem, davranışlarındaki sığlık da bunun önemli kanıtlarındındır. Ben ilk Kenan Evren'in konuşma biçimini duyduğumuda, ardından, Doğan Güreş'in şak tak'larını okuduğumda ve sonra gelenlerin rezil rüsvay edilmelerini gördüğümde, erite erite üç darbeyle, TSK'nin kurmay alanının kısırlaştığını düşündüm. General Osman Pamukoğlu'nun kitapları ise, bu kanımı sarsılmaz biçimde güçlendirdi. 

Füze kalkanı proıjesi ise bu temizliğin sonuna gelindiği sıralarda yaşama geçirildi kuşkusunu da belirtmek gerek. Proje eski ama önlenen bir proje olabilir mi? Artık önleyecek kimse kalmadı da, o nedenle mi uygulandı? Soru sorudur. 

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 26.08.11
 
 

"Ya Bilim ya da Kaos ve Ölüm" Türkçe, dil, dilbilim, dil eğitimi çalışma alanlarımdır. Eğitim, kü..