Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Haber
 

TSK yerli sanayi ile çalışacak

“Ordu ve yerli sanayiciler, savunma sanayiinde ithal yerine yerli ürünler kullanmak için, kapsamlı bir işbirliğine gidiyor. Buna göre Türk Silahlı Kuvvetleri, ithal ettiği ürünlerin yerli üretimlerini gerçekleştirmek için, Ostim sanayicilerine üretim yapıp yapamayacaklarını soracak.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, yazılı açıklamasında, bu yılın başında projeyi ilk kez Deniz kuvvetleri Komutanı Oramiral Muzaffer Metin Ataç’a sunduğunu ve olumlu yanıt alınmasının ardından, komutanlarla sanayicileri bir araya getirdiğini belirtti. Donanma Komutanlığı ile tam bir mutabakat sağlandığını kaydeden Aygün, projenin diğer kuvvet komutanlıklarına da genişletilmesi için düğmeye bastıklarını söyledi.

Ordu-sanayi işbirliği için, OSTİM Başkanı Orhan Aydın ile birlikte hareket ederek, konuyu en son 30 Nisan 2008 günü, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yaptığı ziyarette aktardığını kaydeden Aygün, ‘Büyükanıt Paşa’dan olumlu ve büyük bir yanıt aldık. Bu proje Türk Ordusu’nun sanayi devrimidir. Türk Sanayi için devrim gibi bir adımdır. Topla tüfekle değil, tornayla, frezeyle yapılan bir devrimdir’ dedi.”

http://www.ostim.org.tr/phpfiles/haber.php?ıd=422&action=displayduyuru&lang=tur

öyledir, doğrudur.

militarist ekonomi yanlıştır ama bu tüsiad’la sanayi 85 yıldır gerçekleşemedi, hala montaj sanayisindeyiz, ssm (savunma sanayi müsteşarlığı) sayesinde 15 yılda ileri teknolojili savaş sanayisini gerçekleştirdik. bunu bir zorunluluk sağladı: 1974’ten sonraki abd silah ambargosu. keşke, yumurta kapıya dayanmadan, 1960’larda bu işe başlasaydık. çoktan sonuna gelmiştik.

türkiye’de istihdamın % 90’ını kobi’ler (küçük ve orta büyüklükte işletmeler) sağlar. ostim de bir kobi. bu duruma da geç intikal edildi. türkiye’deki işsizliği tüsiad çözemeyecek, belli oldu, kobi’ler çözecek.

azıcık da sanayi casusluğu ve uluslararası patent hukuku açığı bulabilen bir uzmanlar grubu gerekli. zaten, 30’ya yakın ülkede askeri eğitim veriyor durumdayız. illa ki öldürücü top-tüfek yapıyor olmamız gerekmez, geçen yıllarda üretilen kirlenmeyen üniforma kumaşı da olur ve başka (örneğin sivil) alanlarda da uygulama bulur.

2010’da komando sınıfı asker yalnızca uzmanlardan oluşacak. böylelikle, tüm askerler için, eğitim süresini 3-4 aya bindirmek ve ordunun sırtındaki 650.000 kişilik yükü, 5-10’da birine düşürmek mümkün olacak.

sözünü ettiğimiz miktar, türkiye bütçesinin % 20’si ve her yıl milyarlarca ytl. bir o kadar da, yerli malzeme tasarrufu ve ihracatı eklenirse, 450 milyar dolarlık yükün yarısı 10 yıla kalmadan üzerimizden kalkar ve belimiz hafiften doğrulur.

tabii, bunun için dirayetli dış siyaset gerek: sabır, sebat, inat, bol zigzag, muğlaklık, aba altından sopa gösterme gibi doğulu yöntemler gerek.

daha önce yazılarımda not etmiştim: talabani’nin nasıl diz çöktürüleceğini. boyunun ölçüsünü aldı (nasılı haberlerde yazıyor), operasyonlara artık gıkını çıkaramıyor.

nahoş bir coğrafyadayız. bu durumda birinci çıkar yol buydu. bunu 20 yıl askerden kaçmış biri olarak yazıyorum.

savaş türkiye ile çok yakından ilgileniyor ve elimiz armut toplamamalı...

target="_blank" rel="nofollow" href=""> 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..