Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '07

 
Kategori
Müzik
 

Tual - SEZİ

Tual - SEZİ
 

 

Konuğum Sezi Çeşitli...

* Sezi kimdir?

Sezi Çeşitli: 1964 de İzmir' de doğdum ve bütün hayatım İzmir'de geçti. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden sonra açılan bir sınavla Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Korosuna girdim ve hala orada görev yapmaktayım. Yani asıl işim Klasik Türk Müziği...

Öğrencilik yıllarımdan beri ilgilenmediğim müzik türü kalmadı diyebilirim. Öyle ki fakülte sırasında aynı anda Rock Müzik ve Türk Sanat Müziği solistliği de yapıyorum ve bütün müzik türlerine ilgim hala sürer.

* Müzik türlerinin içinde TSM yi tek geçerim. Müziğin her türlüsünü severim ama benim için de TSM nin yeri çok başka.

Haklısın müzikte sevgiyi kutsamak, aşkı kutsamak ve bunu son derece büyük bir zerafetle yapmak denildiği zaman TSM diyebiliriz. Üstelik melodik yapısına bakılırsa her bir ölçüsüyle neredeyse bir pop şarkısı üretilebilecek kadar da zengindir.

* Bundan böyle hep TSM mi?

Hayır aslolan benim yaptığım müzik ama her albümde bir TSM ve bir THM olacak mutlaka. Böyle sürecek TSM ve THM de renk olacak.

* Evrensel müziğe inanır mısın?

Yerelinizin gücü neyse o kadar evrensel olursunuz. Ama önce bunu komplekssiz sunmaya cesaretiniz olmalı.

* Kimleri dinlersin?

Dinlemediğim müzik türü kalmadı diyebilirim. Bu anlamda evrenselliğe inanırım, çünkü her türde kendimden birşeyler buluyorum.

* Şarkılarını çok duygusal hatta bazılarını çok hüzünlü buldum. Bunun hikmeti nedir?

Sonuçta insanı insani duyguları anlatıyor tüm türler, yani bazen bir gün içinde hem çok arabesk hem çok sert hem çok zayıf anları yaşamaz mıyız. Bazen kendimizi çok donanımlı çok entelektüel bazen de kendimizi cahil hissetmez miyiz... Ve ben hüznü çok severim. Sevincin müziğine çok gerek yok bana göre o yaşanması kolay bir duygudur. Hüzün yaşamayı öğretir insana ve üretken yapar.

* 'TUAL' olarak tanıdık seni ama sonra dağıldınız... Neden?

Çünkü herkes İzmir' de yaşıyordu ve başka işleri de vardı. Bu yüzden sadece işleri ve vakitleri uygun olanlarla sürdürdük müzik yapmayı. Gittikçe vakit ayırabilen kişi sayısı azaldı. Tual bir dost grubuydu, sonrasında müzik grubu oldu ama daha sonra dostlarla başladığımız bu müzik yolculuğunda ben yalnız kaldım ama, ' TUAL ' ve bana destekleri sürüyor.

* Bu dostluğun mazisi ne?

Fakülte yıllarından bu güne süren bir dostluk.

* Bu günlere nasıl gelindi?

1997 de, ' TUAL' albümü Rakstan çıktı, daha sonra 2002 de Rafet El Romanın şirketinin yaptığı bir prodüksiyonla, 'Pencere', 2005 de Yaşar plaktan, 'TUAL 2005' şimdi de yine Yaşar plaktan, 'TUAL-SEZİ' adıyla 5 martta çıkacak olan, 'Hala Aşksın Sen' isimli albüm.

* 'Pencere' şarkısını ilk dinlediğimde bayılmıştım şarkıya. Gerçekten müthiş bir şarkı. Ve müthiş yorumlamıştın. O şarkıyı dinledikten sonra içinden, 'Bu ses tutar' demiştim. Yanılmadım...

* Sezi Çeşitli nelerden hoşlanır neler yapar?

Aşk müzik çay sigara. Bunların haricinde dostlarımla olmayı sohbet etmeyi felsefe yapmayı her konuda teori üretmeyi ve her gün diyet yapmaya karar vermeyi çok severim. (Diyete hep Pazartesi günü başlamaya kararlı bir ifadesi var.)

* Müzikle uğraşanlara ne önerirsin?

Benim önerebileceğim çok fazla birşey yok, çünkü profesyonel anlamda başarılı değilim. Ama hırsım da yok zaten. Herhalde fazla ihtiras fazla hırs insani kayıplara yol açar dikkat!.. diyebilirim. Çünkü başarının tek bir tarifi yoktur ve şart ta değildir.

* Profesyonel anlamda başarılı değilim diyorsun ama şarkıların hiç öyle demiyor?

Teşekkürler ama bunun da bir tarifi yok. Sadece içtenlik var gerçekler var. Herhangi bir formata göre yapılmadı şarkılar. Hani belli formatlar varya satsın popüler olsun diye. İşte öyle birşey düşünmeden yaptım şarkıları ve arkadaşım Atilla Tanaydın (Stüdyo Plus İzmir'de) düzenledi benim duygularımı dikkate alarak. Yani bir dosta içinizi açıp ağlaşırsınız ya bazen. İşte o dur o şarkılar. Dostça bir paylaşım gibi.

* Şarkıları dinlediğimde ilk dikkatimi çeken, 'Gelincik' şarkısı oldu. Onu yazmadan edemeyeceğim.

Eski bir resme baktım dün gece
Kendimi görmek, seni görmek gibiydi
O geceler, o gündüzler seninle
Bir bütün olmuş bir ruhun eseriydi

Gelinciğim nerdesin
Serçe pençesiydi ellerin
Hayallerin, düşlerin
Bu evde kalmış nerdesin

* Hedefin ne?

Hedef bu duyguların paylaşıldığını görmek ve mutlu olmak. Biraz da para kazansam hiç fena olmaz.

* 'Bu Sabah Yağmur Var İstanbul'da' şarkısı röportajlarda vazgeçilmez oldu. Senden de rica etsem?

İyileşip İzmir'e geri döndüğünde şarkını dinleyebileceksin (Ben harikayım ya, yine başardım.)

 

* Yeni projeler var mı

14 Nisan İzmir ve 19 Mayıs Fethiye konserlerim var. Diğerlerinin tarihleri şimdilik belli değil.

*İzmir'de olursam konseri izlemeyi çok isterim. Çok keyifli bir sohbet oldu. Umarım bu güzel şarkılar hakettiği değeri görür. Ve yine umarım albümden sonrasını konuşma şansımız olur. İyi şanslar diliyorum.

*****

 

Sezi İzmir için Ege'nin incisi dedi, kabul ettim. Doğrudur. İzmir için başka güzel şeyler de söyledi ama içimden, 'ı ıh' dedim. İstanbul dünyanın en güzel şehri. Bu konuda beni kimse ikna edemez. Ama bunu Sezi'ye söylemedim. Şarkımı tehlikeye atamazdım doğrusu...

Yeni albümden şarkı seçerken epey zorlandım. Hepsi birbirinden güzel. 'Gelincik' şarkısından başka bir şarkı daha var ki onu da yazmadan duramayacağım. (Sevgili okuyucu, bu güzelliğimi de unutma.)

KARA GÜNLER MEVSİMİ

Seni bekliyordum, geç kaldın, merak ettim
Bir zamanlar gelmiştin, belki yine gelirsin.
Hatırlasana hani, yaralıydın korkmuştun
Kara günler mevsimi, Bana konuk olmuştun

Gidişin yaraladı, ben de çok korkuyorum
İhtiyacım var sana, çıkıp gelsen diyorum
Bir gün döneceksin, kara günler süremez
Benim sevdiğim gibi, kimse seni sevemez.

Sevgili Sezi, sefalar getirdin.

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..