Tugay, Beşiktaş ve Türkiye gerçeği

Tugay kerimoğlu 37 yaşında. İngiltere'de fırtına gibi esiyor. En namlı kulüpler 5 yaş genç olsa bize alırdık diyor. İlerlemiş yaşına rağmen hem de İngiltere gibi bir ülkenin futbol liginde tadına doyulmaz futbol oynuyor. Hocası, arkadaşları onu çok seviyor, goller atıyor. Böyle devam ederse seneye de onu dinlemek mümkün olacak.

Gelin görünki Türkiye'den en verimli zamanında koparıldı. Ona jübile yapmasını ya da kulüp bulmasını isteyenler şimdi azıcık da olsa utanıyormudur acaba? Anadoluda meşhur bir laf vardır hani:'' Devlete hizmet cezasız kalmaz'' diye. Tugay ve arkadaşlarıda bir Türk takımını başarıdan başarıya koşturarak cezayı hak ettiler ve kalemi kıranlar cezayıda söyledi. Emre de okan da tugay da nasibini aldı bu durumdan. Türkiye'de tepeye çıkanların anında yeri boylaması, yetenekli insanların biletinin kesilip eline verilmesinin en güzel örneği Tugay.

Beşiktaş başkanı röportajda demiş ki:'' Biz artık sahadaki sonuçlara bakmıyoruz. Uzun zamanlı , ileriye dönük düşünüyoruz. Bu bir avrupa zihniyetidir'' demiş. Kah kah kih. Ne yapsın adam. Şöyle mi deseydi:'' Biz Tiganayı aldık. Elin oğlu bir sözleşme yapmış, sanki kovalım diye. Adamı kovsak bizden daha zengin olacak. Bir de Avukatı var zaten yanında. Tuvalete bile onunla gidiyor. Bizde her maç nasılsa yenileceğimizi biliyoruz ama. Vereceğimiz paraları düşünüp dert etmiyoruz durumu. Bu sene böyle .'' Böyle diyemezsiniz ki bu ülkede. Deniz Gezmiş asılsın diye iki elini birden kaldıran Süleyman doksan yaşına geldiği halde hala itiraf edemiyorken halkına durumu. Beşiktaş ne yapsın?

Bu sene Time dergisi ''yılın insanı'' olarak ''yılın insanı sizsiniz'' deyip kapağı boş bıraktı. Meğerse vaziyet farklıymış. Anketten bir numaralı Amerikan karşıtı Chavez çıkmış. Cama saat koymasaydım da ne koysaydım? diyen sünnetçi gibi. Time dergiside onu koyamadığı için böyle bir yol bulmuş. Dileğim odur ki bizim başımızada sadece kendi menfaatlerimizi düşünen insanlar gelirde Amerikan halkı da onları takdir eder.

Türkiye gerçeği maalesef böyle. Ne bıldırcınlarımızı, ne Marmara denizindeki balıkları ne de Üniversiteli çocuklarımızı koruyabildik. Ne göllerimizi, ne ormanlarımızı ne de şerefli yazar ve gazetecilerimizi koruyabildik. Koruyamadık. Bilmem ne örgütü diye öldürü öldürüverdiler en değerli insanlarımızı. Ve Kenan Evren Adnan Kahveciyi veto ettide Kissenger istedi diye Özal'ı veto etmedi. Üstelik aynı Kenan Yunanistan'ın Nato'ya girişine evet dedi , Atatürk'ün kurduğu kurumları kapattı bir bir. İhtilal olduğunda Tuzla Piyade okulundaki Teğmenlerin tamamı '' bu ihtilal ulusalcı bir ihtilal değildir'' diyerek bildiri yayınladılar. Ve tabii hepsi atıldılar ordudan.

Gördünüz mü? Tugay'dan gele gele nerelere geldik. Allah Türkü korusun diyelim son söz olarak.