Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '09

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Tuhaf bir ölüm ve deniz turizmi

Tuhaf bir ölüm ve deniz turizmi
 

ezgi umut


Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeyiz ve içinden deniz geçen kentlerimiz var. Hep öykülerimde, denemelerimde değinirim bu konuya. Neden, neden örneğin İstanbul'da yaşayan kişi bir minik sandal almayı bile düşünmez diye. Çünkü çocukluğumda hep adam olduğumda bir sandalım ya da minik bir yelkenlim ( fiyatını bilmeden okuyacaktık ya adam olunca yelkenlimiz de olurdu ) öyle bir şeyim olacağını düşlerdim. Özellikle elimizde sepetler zembiller ve içlerinden yayılan anneanneciğimin kol böreklerinin mis kokusu Emirgan- Sirkeci otobüslerinde balık istifi Çınaraltı' ndaki semaverli çayhanelere giderken ve yüzümü cama dayamış denize bakarken bunları düşünürdüm. Zaman aktı geçti evet okununca, üniversiteler kat kat bitirilse de öyle yelkenlilerin alınamayacağını da öğrenmiş olmakla beraber, henüz sandal konusundan caymadım. Kıçtan takma motorlu küçük bi' kayık olabilir diyorum.

Açar açmaz Milliyet İnternet'te gördüğüm bir haber " İşadamının akıl almaz ölümü " ise üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde plansızlık ve koordinasyonsuzluk kısacası ilgisizlik sonucu, şeytanın bile aklına gelmeyecek kazaların oluştuğunu görmek beni hem üzdü hem de neden insanların bu ülkede bir sandalı bile çok fazla istememesi gerektiğinin sinyallerini de çaktı. Üzücü haberin bir insanımızı kaybetmenin yanısıra, turizmimiz açısından da son derece olumsuz bir propaganda oluşturması cabası. Haberler okunuyor, tüm dünyada okunuyor. Örneğin biz nasıl Meksikalı ölü işçilerle tıkabasa dolu aracın haberini okuyup fotoğrafını görebiliyorsak, bizim bu tür acı ve ne yazık ki absürd haberlerimiz de yayılıyor dünyaya.


Bir insan düşünün hem de oldukça yaşını başını almış, İstanbullardan çıkıyor yola yelkenlisiyle Heybeliada'dan. Sekiz metrelik yelkeni var. Tek başına çıkabildiğine göre de oldukça deneyimli ve kendine güvenen biri. Ve cesedi Antalya ’nın Demre İlçesi’ne bağlı Üçağız Köyü’ndeki koyda yüzerken bulunuyor, birkaç gün sonra olmalı. Olay yerine gelen savcının ilk incelemesinde, Yaşar Dalgıç’ın teknesinin yüksek olan direğinin, Üçağız Köyü'nden Simena Antik Kenti’ne elektrik taşıyan yüksek gerilim hattına çarptığı belirleniyor. Elektrik şoku etkisiyle denize düşen Yaşar Dalgıç'ın denize boğulduğunu yazıyor haberde.


Uzun olur gemilerin direği
...yani elbette bir yelkenlinin direği belli bir yükseklikte olacaktır türkülerimize bile geçmiştir de, yüksek gerilim kobloları acaba pek mi aşağıya sarkmış.


Kaza deyip geçecek miyiz bu plansızlığa, görüş eksikliğine. Turizme bel bağlıyorsun, yat turizmi için koylarını körfezlerini açıyorsun, koca koca uzun direkli yatlara yelkenlilere, ama bir koyda denize sekiz metre yaklaşmış olan yüksek gerilim hatlarından haberin bile olmuyor. Bir teknenin direğinin boyundan haberin olmadığı gibi. Acaba bir uyarı şamandırası filan var mıydı tellerin alçak olduğu konusunda uyaran. Yok ise bundan sonra konulamaz mı?

Teknelerin direklerini yalıtkan maddeden sanırdım yani elektriği de iletmediğini düşünürdüm. Acaba yelkenlinin direği yüksek gerilim hattını kopardı da teller mi tekneye düştü? O zaman tekne
de yanmaz mıydı türünden sorularıma yanıt arıyorum. Saçma kuşkusuz, kopan tel armut mu ki dibine düşsün.... Direklerin yanında yıldırımlık işlevi gören iletken telli düzenek mi oluyor, o mu iletti akımı, ne bileyim çok tuhaf geldi. Kıyıları turizme açmak da öyle buyurun gelinle olmuyormuş. Ölen o yalnız kişiye rahmet diliyorum.

Hamdi Özyurt '
un o güzel uzun çok güzel öyküsündeki gibi, “ Feleğin Bir Kuşu Var ” demekle de geçiştirilemez eğer bu gerçekten de ihmalden kaynaklı bir ölüm ise.

Böylesi tehlikeli durumların olacağını düşünerek önlem almak, tellerin genleşme payı da hesaplanarak daha yüksekten iletilmesi gerekir. Ayrıca uyarı şamandıraları da konulabilir diye düşünüyorum.

ezgi umut
22 Haziran 2009

Hamdi Özyurt “ Feleğin Bir Kuşu Var ” Nokta Yayınları , 3. baskı , ekim 2003



http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=15&ArticleID=1109377&Date=22.06.2009&b=Isadamin akil almaz olumu&ver=62

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..