Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '13

 
Kategori
TV Programları
 

Tükenen sadece Meryem Uzerli olsa keşke...

Tükenen sadece Meryem Uzerli olsa keşke...
 

Yazayım mı yazmayayım mı diye çok düşündüm zira ben dizileri izleyip eleştirmeyi, beğendiğim kısımları yazmayı daha çok seviyorum. Böyle sosyal içerikli yazılardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum ama son yaşananlar, okuduklarım, duyduklarımdan sonra bende haddim olmayarak üç beş cümle etmek istedim..

Son bir haftadır dizi dünyası çalkalanıyor adeta... Pek çok dünya ülkesinde de gösterilen Muhteşem dizimizin kadın başrolü, Hürrem Sultan karakterini evimize misafir eden Meryem Uzerli, kelimenin tam anlamıyla aldı bavulunu çekti gitti..

Arkasına bile bakmadan…

Belki de bakacak takati de yoktu ayrı konu..

Birkaç gündür medyadan takip ediyorum konuyu... Kimi hak veriyor, kimi yaptığı yanlış diyor, sorumluluktan bahsedenler var, iş disiplini, yasal yükümlülük, kazanılan büyük rakamlarla ilgili cümleler uçuşuyor etrafta..

Sanat çevresinde kızanlar var, destek olanlar var…

Ben yürekten kutluyorum Meryem Uzerli’yi..Öncelikle ne olursa olsun, kazancını, ününü, o büyülü dünyayı kendine verdiği değer sebebiyle bir kalemde siliverdiği için..İkincisi de büyük bir cesaret örneği gösterip “Kral Çıplak” diyebildiği için..

Tükenmişlik Sendromuna yakalanmış... Genellikle okuduğum bu… Doğrudur, haklıdır... Kolay değil.. Peki ya bizler… Bu yozlaşmanın içinde biz tükenmiyor muyuz? Biz bile bıkmışken dizilerin sürelerinden, içinde çalışan insanlar ne yapsın..

Gözünüzü seveyim, kimse bana “çok kazanıyorlar, canları isterse çalışacaklar” demesin zira oyunculuk çok ama çok zor iş bana göre !!!

Oh ne ala memleket… Sen gel Almanya’dan, burada ünlü ol, bir sürü para kazan, bu memleketin ekmeğini ye, sonra çek git… Hayır bu kadar basit değil işte…Bunu evimizde yan gelip yatarak, elimizde çay çekirdek, esneye esneye dizi seyrederken konuşmak pek kolay gerçekten..Ama soğukta, karda, kışta, sıcakta, her türlü koşulda, koşulsuz çalışanlar açısından düşünmek en doğrusu sanırım. Şahsen ben kendi adıma, rahatımı hiç bozmak istemem. Bu insanlar gece gündüz demeden, üstelik bir sahneyi defalarca tekrar ederek uğraşıyorlar. Yapmayın etmeyin lütfen..

Bu sene yazılarımı seyrek yazdım. Zira çok yoruldum. Onca diziyi seyretmeye bile yetişemiyorum, ekran karşısına oturupta birkaç saat bir bölüm seyretmek bile beni yoruyor. Üstelik yanılmıyorsam, bizim seyrettiğimiz bir bölüm yaklaşık bir haftada gece gündüz çalışarak çekiliyor..Set şartları iyiymiş, hoşmuş, şöyleymiş falan filan bana göre hepsi hikaye…Ben bu gariban halimle, sade yaşantımla bile, iki gün uyku düzenim bozulunca kendime gelemiyorum. Sete kuştüyü yatak getirseniz ne olur sanki… Üstelik şöhretin getirdiği bir takım kısıtlamalar da cabası..

Meryem Uzerli’yi tanımam. Ekranda seyrettiğim kadarıyla oyunculuğu çok iyi..Ben keyif alarak izliyordum kendisini. Birkaç ödül töreninde konuşmalarına şahit oldum... Saf ve iyiniyetli bir insana benziyor. Ağzına geleni söyleyen tiplerden hani.. Bendeki izlenimi bu..Eğer her şeyi bir kenara bırakıp gidiyorsa, vardır elbette bu insanın bir sorunu.. Kim paldır küldür, her şeyi arkasında bırakıp gider..Her gün saçlarını yaptır, kafanda kilolarca taçlar, ağır kıyafetler, saatlerce çalış..Kendini unut aynaya bakınca, oynadığın karakteri gör sadece...Neymiş, kendisinin çalışma şartları iyiymiş aslında…Kime göre, neye göre iyi..Oyuncu 24 saat çalışır gık demez, bir diğeri 3 saatte bunalır. Herkesin psikolojik yapısı farklı, dayanıklılığı farklı..Kaprislidir sette  onu bilemem..Kaprisi varsa da helal olsun... Bu kadar yükü taşımak sadece Meryem Uzerli için değil tüm diğer  oyuncular için çok zor..

Meryem Uzerli nasıl bir psikolojiye düştüyse, ödeyeceği tazminat, fesh edilecek sözleşmesi, hatta oyunculuk kariyerinin tehlikeye düşmesi bile umurunda olmamış kadının..Birkaç dakika kendimizi onun yerine koyarsak durumun ciddiyetini anlarız belki..Hepimizin hayatta böylesine bunaldığı anlar olmuştur..Yaptığı tavır doğrudur yanlıştır herkese göre değişir. Ama ben artık bardağın taştığını düşünüyorum.

Meryem Uzerli’ye öncelikle acil şifalar dilerim, zira sağlık sorunu, alaya alınacak, dalga geçilecek yada inanılmayacak bir durum değildir. Elbet vardır bir sorunu…Acil olarak iyileşip o şahane kahkaları atan kadın olmasını yürekten diliyorum..

Ve son olarak… Meryem Uzerli’nin, bu ülkede sadece konuşan ama tepki veremeyen bizlerin, oyuncuların, yetkililerin, oyuncular sendikacılarının, hülasa ilgilenen kim varsa, hepimize örnek olarak, hiç kimsenin yapamadığı cesareti gösterip, çekip gitmesini de destekliyorum..

Meryem Uzerli belki bu davranışı yüzünden çok zarara uğrayacak maddi olarak.

Ve fakat asıl önemli olan, geride kalanların da artık ellerini masaya vurmaları, Meryem’i örnek alarak, oyunculuğun nasıl da değerli bir iş olduğunu, kendilerini sömürmek isteyen bir takım büyük adamlara anlatmaları gerektiğidir..

Büyük paralar kazanmak uğruna, minicik bebeklerin, çocukların zor şartlar altında setlerde çalıştırıldığı, gece gündüz demeden, soğuk sıcak demeden oyuncuların kimi zaman titreye titreye saatlerce bir sahne için uğraştığı, yıllarını tiyatroya vermiş, bu işin eğitimini almış şahane oyuncularımızın haklarının çiğnendiği, zorlandığı, üzüldüğü, kırıldığı, ama yine de seyircisine saygılarından dolayı ne şartta olursa olsun çalıştıkları bu adeta canavarlaşmış sektör başkalarını da yutmadan...Tüketmeden... Umarım Meryem Uzerli ilk ve son örnek olur, dizilerdeki çalışma şartlarına belli bir standart getirilir..Bizde kaliteli senaryolar ve oyunculuklarla bezenmiş güzel yapımlar izlemeye ve yazmaya devam ederiz..

 

Siyah İnci’den Sevgiyle..

www.twitter.com/blackpearl42

 

 
 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..