Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Tükeniş...

Tükeniş...
 

Tükeniş...

Neden atamaz insan içindeki acıyı?

Acı çekmekten yorulur, sebepsiz ve gereksiz bir yükü omuzlamaktan hali kalmamıştır yeni bir hayata...

Oysa o, o kadar kolay yapmıştır ki... Geride kalmak bu kadar zor olmamalı.

Gitmek isteyen istediği yere gitmiş hayatına devam edebilirken geride kalan için sürekli bir çemberin etrafında dönüp durmamalıdır hayat.

Döndükçe başa sarmak sürekli aynı noktada olmak ve zamanın ilerlemesine rağmen kendiyle ilgili hiçbirşeyin ilerlemediğini görmek daha çok yakar canını insanın...Acıdan kurtulmak için denenmemiş yol kalmamıştır.

Hem de her yol... Ama çözüm olmamıştır hiçbir deneme bu acıyı dindirmeye...

Evet az da olsa dinse acısı belki biraz daha kolay olacak yaşamak ama sancısı kanaması hep devam ediyor, bazen içine akıyor o kan bazen eğer hakkatten çok yandıysa canın her yanından belli oluyor akan kanlar yüreğindeki acı...

Sürekli olarak sana ait olmayan bir yükle yaşamak o kadar yorar ki ruhunu bedenini artık ayakların bile taşımak istemez seni...

Değil ki ruhun dayansın bu duruma..

Yaşanmaz ki böyle her an her saniye düşünüp bir de düşündüğünü hala o acıyı yaşadığını hissettirmemek için güçlü görünmekten ama güçlü görünürken de bir op kadar acınacak hale gelmekten...

Dayanmamalı insan buna, dayandıkça acıya dayanabilme gücü artıyor ve artık hissedemez hale geliyor.

Kalbin pas tutuyor herşeyi onda var zannediyor Aslında onun mükemmel omadığını ya da hayatını birleştirecek kadar tam olmadığını da bilirsin ama neden hala o dersin?

Belki kavuşamamış olmak belki gözünü ilk onda açmış olmak.

İstedikten sonra bu belkileri çoğaltabilmek çok kolay ama çoğalan belkiler bile yetmez aslında ama ne yeter ya da nasıl diner bu acı artık bulmalıdır.

Ya da ...

 
Toplam blog
: 4
: 773
Kayıt tarihi
: 03.05.08
 
 

1983 İzmir doğumluyum. Özel bir şirkette müşteri temsilcisi olark görev almaktayım. Hayata dair ya ..