Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '12

 
Kategori
Deneme
 

Tükenişten varoluşa- 1

-Artık bitti! 

Dudağından gayri ihtiyari çıkardığı bu son kelimeler yılların getirdiği yorgunluğun, ızdırabın,  mücadelenin, asında  herşeyin bittiğinin işaretiydi. 

Koltuğunu manzaralı odanın keyfini çıkarmak istermiş gibi, masadan cama doğru döndürdü. Kendi iş merkezinin en üst katındaki kusursuz döşenmiş ofisi, ona hiç bu kadar güzel görünmemişti. Yıllardır çalıştığı ofisinde, arkasındaki, bu eşsiz manzaranın adeta yeni farkına varıyordu.

Gün batmak üzereydi. Neredeyse 1 saattir, duruşunu hiç değiştirmeden şehrin karanlığa gömülmesini izliyordu. Manzara harikaydı ama kafasından geçirdiği güzellikler manzarayı bile hafif kılıyordu.  Sonra birden dönüp,

-Reyhan olsaydı şimdi kahve isterdi, diye içinden geçirerek, telefona uzanıp,  sekreterine bir kahve getirmesini söyledi.

 Çekmecesini açıp  kasanın anahtarına elini götürdü. Zamanı gelmişti. Yıllardır belleğinin en arka odalarında saklamak için çaba harcadığı ve en büyük hüznü olan fotoğraflara, mazisine, terkettiği dünyasına rahatça uzanabilirdi.

Anahtarları tuttuğu anda bile kalp atışları  hızlanmaya başlamıştı. Ele geçirdiği şirketlerden birinden aldığı, ofisinin en nadide parçası Gerome Tablosunun arkasındaki kasayı açmak üzere yerinden kalktı. Kasayı yaptırdıktan sonra mazisini hatırlatan fotoğraf, kalem, mektup, yazı ve daha ne varsa hepsini içine atmıştı. Tüm bunlarla  birlikte adeta düşüncelerini de  kasanın içine mahkum etmişti.  Ama artık buraya kadardı.

 Son anlaşmasını imzalamış, dibe vurmuşken kendini yeniden içine  attığı bu acımasız iş dünyasında, en acımasız olarak yolunu çizmiş,  birer birer,  hiç tereddüt etmeden ve  hiçbirini atlamadan, tüm hesaplarını görmüştü. Kendi finalini ise, tükenişinin düğmesine basan, hayatını alt üst eden, Ahmet Hanifi'nin şirketini önce dibe vurdurup, sonra  satın alarak yapmıştı. 

Şu an ise tam 19  yıl öncesine dönmek istiyordu. Kasanın içinden neler çıkacaktı..... Aslında hepsini sırasıyla biliyordu;  kızının, oğlunun fotoğrafları, sonra biricik aşkı Reyhan'ıyla yazıştıkları kağıt parçaları, ilk mektupları.....Tabloyu yere bıraktıktan sonra, bir eli kasanın kilidinde, bir eli duvarda öylece kalakalmıştı.

Zorla da olsa kasayı açtı. Maziye dalmamak, zaafiyet göstermemek için ancak yılda iki kez çocuklarının doğum günlerinde açtığı bu kasa artık işlevini yitirmişti. Elini uzattı, öndeki fotoğrafları aldı, üstteki resim kızınındı, biricik Sude'sinin. Fotoğrafta 7 yaşındaydı. O da aslında şimdiki hallerini değil, onları bıraktığı yaşlarını hep hatırlamak istiyordu. Dünya tatlısı kızının arkasına taktığı korumalar yıllarca kendilerini belli etmeden büyük bir gizlilik içinde, bazen okuldaki temizlikçi, bazen mahallenin bakkalı olarak görevlerini yerine getirmişlerdi. Kızının aldığı çikolataya büyük bir şans! eseri araba çıkmış, oğlu ise yurtdışı eğitim bursunu hiç kimsenin anlamadığı kadar rahat kazanmıştı.

Bütün bu karmaşık duygular aklından geçerken, kapının sesiyle irkildi.

-Gel, dedi titreyen sesiyle.

Sekreteri Meltem Hanım, hep kararlı ve tok duyduğu bu seste ilk kez problem olduğunu hissediyordu.

Odaya girdiğinde daha önce hiç görmediği bu kasanın varlığı  ve hele hele patronunun gözleri dolu görüntüsü  Meltem'i  şaşırtmıştı.

-Ali Bey iyi misiniz? diye sordu.

-İyiyim Meltem, hem de her zamankinden daha iyi, çocuklarının resmine bakan bir baba kadar iyiyim, yıllarca kaybettiklerini kazanmış biri kadar, yıllar sonra  ailesine kavuşmuş bir baba kadar... çok iyiyim, hemde çok!

 Meltem'i gördüklerinin ardından, duydukları tam anlamıyla şoke etmişti. Neredeyse elindeki tepsiyi yere düşürecekti,

-Anlamadım Ali Bey, diye kısık sesle cevap verdi.

-Anlaşılması çok zor Meltem, beni ve ailemi üzenleri bende üzdüm, tam 19 yıl bunun mücadelesini verdim. Kalbimi, insafımı tüm insani değerleri bu intikam için hiçe saydım. Ama benim çocuklarım babasız kaldı, eşimse tek başına. 19 Yıl Meltem dile kolay, tam 19 yıl.....

 

 

 

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..