Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '06

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Tüketim uğruna

Tüketim uğruna
 

Tabiata baktığımızda insanlar ve insanlar tarafından kullanılan havyanlar dışında zamanının çoğunu çalışarak geçiren bir canlı görmemiz imkansızdır. Günlük hayatta gördüğümüz hemen bütün hayvanlar karnını doyurduktan sonra yediklerini sindirecek rahat bir yer arar, bir süre dinlenir biraz da oyun oynar sonra da uyurlar. Biz insanlar ise hep çalışmak zorundayız. Kimimiz sadece günlük zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek, kimimiz rakiplerle baş edebilmek, kimimiz yeni yatırımlar yapabilmek, kimimiz yeni bir araba, yeni bir ev alabilmek ve daha bunlar gibi sayısız nedenle her gün daha da artan bir yoğunlukla çalışırız.

Bu çalışma temposuyla dünyanın altını üstüne getirdik. Elimizden ne yerin yüzlerce metre altındaki altındaki madenler ne de okyanustaki balıklar kurtulabildi. Herşeyi yeme, içme, giyme, parfüm olarak vücudumuza sürme hakkını görüyoruz kendimizde. Bunlarla da yetinmiyor başka canlıları sırf zevkimiz için avlayıp öldürme hakkını da... Hayvanları yemek için öldürdükten sonra bin bir çeşit işleme tabi tutuyoruz. Yalnızca öldürdükten sonra değil yaşarken de bizim ihtiyaçlarımıza uygun semirsin diye onların bedenlerini vahşi yöntemlerle biçimlendiriyoruz. Örneğin, Fransızların çok sevdiği kaz ciğeri yemeğinde kullanılmak üzere zavallı kazların ciğeri yapay biçimde büyütülüyor; inekler daha çok süt ve et versin diye ışıksız ortamda tutulup doğalarına ters biçimde hayvansal yiyeceklerle besleniyor. Sırf görsel zevk uğruna köpekler birer hilkat garibesine dönüştürülüyor. Daha akla hayale gelmeyecek nice sebeple yolumuza çıkan bütün canlıların yaşam alanlarını işgal ediyor, sonra da soyunu tüketiyoruz.

Peki ne için? Evrenin milyarlarca yıllık yaşıyla kıyaslandığında topu topu bir göz açıp kapama süresi kadar tutmayan bir ömrü yaşamak için bile değil; sadece başkalarıyla yarış, daha çok haz, daha çok tüketim uğruna...

Biraz durup düşünelim ne yapıyoruz biz?

Elbette, insan da tamamen hayvanlar gibi yaşasın, hiç et yemesin, hayatı boyunca bir tek elbise giysin, tabiatın koşullarıyla mücadele etmesin demiyorum. Ama şimdiki tüketim tarzımızla da nereye kadar gidebiliriz? Üreticiler, satıcılar, reklamcılar ancak tüketebildiğin ölçüde var olabileceğini söylüyor hep; gerçekten öyle mi? Dünyadaki her şey bizim bir şekilde kullanıp atmamız için mi var? "Kullan at" kampanyası öyle söylüyor. Ama gerçekte kullanılıp atılan biz miyiz yoksa?

Siyasetçi için oyunu kullan, çekil kenara! Satıcı için ödemeni yap, bir dahaki alışverişe kadar kadar görünme! Yönetici için savaş, sağ kalırsan unut gitsin! İşveren için çalış, işin bittiğinde defol!

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..