Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Tüm bunlardan Genel Başkan Sn. Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı acaba?

Tüm bunlardan Genel Başkan Sn. Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı acaba?
 

Taksim Hill Otel Oya Tümer'in destek toplantısından..


CHP. İstanbul önceki İl Kadın Kolu Başkanlarımızdan Sn. Oya Tümer evvelki gün öğle sonu beni aradı. Taksim Hill Otelde İst. İl Başkan adayımız Sn. Ali Özcan’a destek kahvaltısı düzenlemiş, davet etti.           

Epeydir görüşmemiştik hasret gideririz diye düşündüm, hem de Sn. Ali Özcan’ı neler yapacağını, neler vaat edeceğini merak ederek dinlemek, öğrenmek üzere dün Aykut Dağyeli ile (Kadıköy Belediyesi Meclis BŞKN Vekili) oraya gittim.(9.Mayıs.2012 Çarşamba)

Kimler yoktu ki! Hemen hemen tüm arkadaşlarım eski, yeni başkanlar, yöneticiler oradaydılar.

Aykut’ta benden önceki Kadıköy Kadın Kolu Başkanıydı. Aramızda ne kibir ne de büyüklük kompleksi olmamıştı hiçbir zaman.

Sn. Baykal zamanındaki merkez yönetiminin üzerimizdeki tüm sıkıntılarına mukabil böyle bir dostluk böyle bir anlayış vardı tüm emekçi kadınlar arasında. Köprünün altından çok sular aktı ama bizler değişmemiş hep aynı sevecenlikle birbirimize, partimize bağlı kalmıştık.

                                                                ******

Ali beyin kahvaltıda bizlerle buluşması, yoğun temposunda bizlere zaman ayırması, değer vermesi çok güzel bir jestti. Hepimiz çok duygulandık.

Eh! Ne de olsa gerçek CHP’ li ve emeğin değerini bilen bir yapıya sahipti Ali Özcan.

Aynı düşünceyi şimdiki İl Başkanımız Sn. Oğuz Kaan Salcı’dan da beklerdik ama olmadı, bir kez bizi aklına bile getirmedi sanırım. Bizlerle hiç irtibat kurmadı, hiçbir toplantısına da çağırmadı.

Varsa delegeler, yoksa delegeler. Sanki bizler bu partide hiç olmamışız gibi.

Emekten bahsedenler emeğe değer vermediler.

Bizlere karşı açıkçası çok ayıp ettiler.

Emeğe değer vermiş olsalardı Kadın Kolu Başkanlıkları yapmış, yaşayan tüm başkanları delege yazarlardı. (Topu, topu 10 kişi yokuz bile.)

Düşünebiliyor musunuz? Kadıköy İlçesi partiye hiç gelmeyen tanımadığımız veya ara sıra uğrayan, resimlerde boy gösteren sadece yemekli içmeli davetlere katılanları biz emektarlara tercih etmişti. Bu demek oluyor ki bizlerden korkuyorlardı. Çünkü bizler hayallerin değil, gerçeklerin peşinden gidenleriz.

Bu çok acı bir şey inanın. Dava, az olsun bana biat etsin ben koltuğumda kalayım.

Bu ayıp onların olsun. Gelen gideni aratır derler ya aynen öyle işte.

Düşünüyorum, tüm bunlardan genel başkan Sn.Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı acaba?

EEE! Nerde kaldı parti içi demokrasi vaatleri ha? Nerde emek?

                                                             *****

Bir yazımda duyum olarak kınamış, yazmıştım ama dünkü Güneş Gazetesinde Sn. Salcı’nın ilçe örgütlerinin yüksek tahsilli olanlarının yönetimlerde olacaklarını beyan etmesine inanasım gelmedi. Çok üzüldüm.

Yani bu ne demek oluyor?

Başbakan Erdoğan’ın alt kimlik, üst kimlik diyerek halkı ayırmasından ne farkı var bunun?

Bu düşüncede partide çalışacak örgüt kalmaz. Yani,  üniversite mezunu olmayanlar demek ki üniversite mezunlarını sırtlayıp bir yerlere taşıyacaklar ama emeklerinin karşılığını asla alamayacaklar.

O zaman partinin adı Halk Partisi olmaz, üniversiteliler derneği olur. Zira bu partide işçi de var, esnafta var, çiftçi de var, ev hanımı da var. Bunlardan diploma mı isteyeceğiz?

Sayın Salıcı unutmasın ki milletvekili olmak için ilk mektep bitirmek yeterli oluyor.

Böyle saçma bir şey olamaz,ne alaka ya?

Nice okumuşlar vardır ki siyasetten, yani partinin içinden yetişmediği, tozunu toprağını yutmadığı için asla iyi politikacı olamadılar, olamazlar. Çünkü onlar halkı da tanımazlar.

Ne yoksul bir ev kadınının çektiği sıkıntıları, ne de çocuğuna bayram harçlığı veremeyen işsiz bir babanın acılarını bilebilirler.

Bu düşüncede olan insanların üç tane lisanslı diploması olsa ne yazar?

Eğer partinin içinden gelmemişse, emek vermemişse örgüte nasıl sahip çıkar?

Halkın okumuşu da, okumamışı da üye olabilir ve zaman içerisinde parti okulundan mezun olarak(çünkü partiler en güzel siyasi okullardır.)basamak, basamak belirli görevlere gelebilirler. Gelmelidirler.

Kişileri bölmek, ayırmak partiye yarar değil zarar verir ancak.

Böyle giderse CHP de resmen bölünme olacak. Beyaz yakalılar ve maviler gibi…

Ali Özcan farkı

Bugün Sn. Özcan’ı dinlediğimde çok umutlandım. Örgütün yükünü kadınların ve gençlerin taşıdığını söyleyerek; 

"Kadınlar örgütümüzün vazgeçilmez bir parçasıdır" dedi. İlk önce bu partide emeğe saygı olacaktır diyen Ali Özcan CHP. İstanbul örgütümüzün de hak ettiği bir noktada olmadığına açıklık getirerek:

“Örgüt kendisini yeterince tanımayan, partinin doğal tabanıyla uyuşamayan bir il yönetimi tarafından yönetilmektedir.” Dedi.

 Şimdi, bizlere yapılan haksızlıklardan sonra Ali Özcan’ın sözlerine hak vermemek mümkün mü diye düşünüyorum.

Sn. Ali Özcan bu ve buna benzer yürekli söylemleri ile tüm il ve ilçe örgütlerine, gençlik ve kadın kollarına özgüven ve heyecan, verdi.

Son olarak yazımı şöyle bitiriyorum.

Sayın Özcan’ın partinin tüm katmanlarına demokratik bir parti ortamı sağlanacağına ve şevk katacağına inanarak kendisine başarılar diliyorum. İstanbul Ali Özcan’ı kazanmalıdır, kazanmalıdır ki, CHP  ‘e iktidar yolları açılsın.

Not: Sayın Oya Tümer’e böyle seviyeli bir toplantı düzenlediği için tüm arkadaşlarım adına gönülden teşekkür ederim.

Tünay Süer

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..