Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '19

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Tümcede Anlam

Yargı bildiren sözcüğe ya da sözcük dizisine tümce denir.

Örneğin,
“Geldi.”
“ O koşarak okuldan ayrıldı. “

Tümce,
“olumlu,
olumsuz,
yakın,
uzak,
anlamdaş ( eş anlam, özdeş ),
anlam daralması,
anlam kayması,
karşıt ( zıt )

anlam gibi temel anlamsal yargılar oluşturur.
Bunların dışında başka anlamsal özellikler de gösterir:
“Kesinlik,
olasılık,
koşul,
şaşırma,
kararlılık,
kararsızlık,
neden – sonuç,
önyargı,
açıklama,
yadsıma,
beğenme,
öneri,
karşılaştırma,
eşitlik,
süreklilik,
varsayım,
tezlik,
yeterlik,
tutarsızlık,
öğüt,
acıma,
umursamazlık,
öznellik,
nesnellik,
uyarı,
yergi/eleştiri,
beklenti,
pişmanlık,
küçümseme,
tahmin/sezgi,
özlem,
çaresizlik,
beklenmezlik,
inanmayış, hayıflanma / yakınma,
istek,
kınama,
mutluluk,
korkutma,
sesleniş,
değişmezlik,
özeleştiri,
abartma,
usanç / bıkkınlık,
buyuru/emir vb.


Bir tümceyi oluşturan sözcüklerin anlamları, anlam ilişkileri üzerinde durarak tümceyi yorumlarız.

Tümcenin anlamını belirlemek anahtar sözcük’ün anlamını çözmekten geçer.
Anahtar sözcük, tümcedeki anlamı üzerine alan sözcük ya da sözcük öbeğidir.
Belirlenen anlam tümce bütünlüğü içinde değerlendirilir.

Bir tümceyi kendi sözcük dizisi içinde değerlendirmemizi isteyen sorular tümcenin yorumunu gerektirir.

Bir de, iki tümceyi birlikte değerlendirmemizi gerektiren sorular geldiğinde bu kez ,
“anlamdaş ,
karşıt anlam ,
yakın anlam ,
uzak anlam ”

gibi temel anlamsal yargı bildiren tümceler ile
“koşula bağlılık,
neden-sonuç,
amaç-sonuç ”

ilişkisine dayanan anlamsal özellikler üzerinde duracağız.

Bir tümceyi bağımsız olarak değerlendirirken
“beğeni,
öneri,
varsayım,
çaresizlik,
olasılık,
yakınma (hayıflanma ),
sezgi ( tahmin ),
belirtilmek / anlatılmak / vurgulanmak, hangi yargı çıkarılmaz”

vb. anlamları istenebilir.

Bu tür sorularda soru köklerinde geçen anlamı üzerine alan sözcüğü belirlemek gerekir.

Bu sözcük anahtar sözcüktür. Yanıtı istenen soru bu sözcük üzerindedir. Bu sözcüklerin anlamları üzerinde düşündükten sonra tümceyi yorumlamak gerekir.

Bir tümcede yer alan sözcükleri ve sözcük öbeklerini anlam bakımından değerlendirirken tümcede vurgulanan düşünceyi aramaya girişiriz; bu çalışma tümce yorumu olarak adlandırılır.

Yorumla tümcede yer alan alt anlamları da belirleriz.
Örneğin,
“ Birkaç çiçek aldım .” tümcesinde ” ... lale ... menekşe ... aldım . “ anlamı da düşünülebilir.
Yorumlayarak kazandırdığımız bu anlam tümcenin alt anlamıdır.

Tümcede yorum çalışmasının sonuçlandırılması tümcenin anlamını doğru biçimde belirlemekten geçer.
Bunun için:
1. Anahtar sözcük ya da sözcük öbeklerini belirleyerek tümcenin anlamını çözmek.
2. Belirlenen anlamları tümce bütünlüğü içinde değerlendirmek.(alt anlamlılık)
3. Soruda istenilen ile belirlenen anlamın aynı olup olmadığını karşılaştırarak denetlemek.

Yukarıda sıralanan üç aşamalı çalışmadan sonra tümcedeki anlamı kolaylıkla belirleyebiliriz.

Örnekler :

1.
“Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü yazarken,olayları yeniden, hem de zamanında ayırımına varamadığım yönleriyle yaşamanın küçümsenir bir mutluluk olmadığını söylemeliyim.”

Bu tümceyi yorumladığımızda anahtar durumundaki sözcük öbeğinin
“zamanında ayrımına varamadığım yönler ”
olduğunu görürüz. Yazar, yaşarken ayırdına varamadığı güzelliklere yazarken – yeniden yaratırken – ulaştığını söylüyor.

2.

“ Bence özyaşam öyküsü olan bir yapıt, hiçbir zaman yazınsal bir yapıt niteliği taşımaz; çünkü yazınsal bir yapıt, yaratıcılık gerektirir, buluş gücü gerektirir.”

Yöntemimiz gereği yine anahtar sözcükleri bulalım:
özyaşam öyküsü: Bir yazarın kendi yaşamını konu alan yapıt .
yaratıcılık: Yapıta özgünlük vermek .
buluş gücü: Yaratıcılık gücü, buluşlar, yeni, özgün söyleyişler.

Bu anahtar sözcüklerden yola çıkarak şöyle bir tümce kurabiliriz:
“Biryapıt özgünlük ve yeni söyleyişlerle yazınsal bir yapıt olabilir, ancak özyaşam öyküsünün böyle bir şansı yoktur.“
Bu tümce, ele aldığımız tümcenin yorumudur.

3 .

a) Kardeş kardeşi atar,yar başında tutar.
b) Kardeşim olsun da kanlım olsun.
c) Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur.

Bu üç atasözünde ortak olan konu,
“ kardeşler arasındaki ilişki” olarak yer almıştır.

Görüş açısı, l. ve 2. atasözünde ortak olup; “kardeşlik “ kavramı olumlu yönde ele alınmış.
3. Atasözündeyse “kardeşlik” olumsuz olarak değerlendirilmiştir .

4 .

“Onun şiirinin temelini halk türkülerinden alınan öğeler oluşturur. Şiirinde bu öğeler öne çıkar ve lirik bir söyleyişe ulaştırır ozanı.
Fakat lirizm onun şiirinde bir güz güneşi gibidir. Kimi zaman gökyüzü pırıl pırıldır, güneş şiirin sırtını ısıtır. Kimi kez de gökyüzü bulutlanır; sözcükleri duygusal değerlerinden soyan, kuru, bilgilendirmeye yönelik söyleyiş öne çıkar. Bu söyleyiş son şiirlerinde de kendini belli eder daha çok.”


Yazarın öğretici şiire olumsuz bakışını hangi tümcede görüyoruz?
Yukarıdaki paragrafı oluşturan tümcelerde “şiirin ne olduğu” üzerinde durulurken şiirin kimliğini yitirmesini “..... sözcüklerin duygusal değerlerinden uzaklaşarak bilgilendirme görevi üstlenmeleri ... ” tümcesi yazarın öğretici şiire olumsuz bakışını göstermektedir.

Sonuç olarak yorumumuzu şöyle dile getirebiliriz:
“Şiir, lirik özellik taşımalı, öğreticilikten uzak durmalıdır.”

Lirik şiire örnek

can *

hani gözlerin vardı
gülen ağlayan

hani ellerin vardı
kolların
saran okşayan

hani sesin vardı
çın çın kulaklarda
yüreklerde sıcak

hani sen vardın
yakın yakın

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..