Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '08

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Tuna'nın seyir defteri 1

Tuna'nın seyir defteri 1
 

Yer : Anne Karnı – 9. Ay

“Tuna’nın seyir defteri, sayfa 1, tarihi bilmiyorum henüz. Evim, güzel evim diye daha önce birisi bir özlü söz söylememişse, dışarı çıkınca ben söyliicem, çok beğendim bu lafı. Hayda, yine dışarıdakilerin sesi yükselmeye başladı. Heeey, bi rahat durun kadeşim yavv, tam kıvrılmış, uyumaya hazırlanıyoruz, elinizi üstüme koyup çekiyorsunuz. Mahremiyete saygı da kalmamış… şimdi bi tekme atarım.. hey, sen! Tekmeyi yiyince aklın başına geldi di mi? Ufff yoruldum yav, biraz dinleneyim, ama o elin sahibi kimse, yazdım onu deftere. Bittin ol’m sen, duydun muuoohh….”

“Tuna’nın seyir defterine ek, O adama acaip taktım, ilk gördüğüm yerde, basıcam tekmeyi. Ne biçim isim bulmuş bana, sürekli “zıpçıktı” diyor, söylemesi bile zor, zevksiz işte ne olacak. Ama o yumuşak sesli kadını sevdim ben. Benimle konuşuyor, ben de ona cevap veriyorum ama sanırım kulaklarında sorun var yada sallamıyor beni. Hişşşş kime diyorum ben, geçenlerdeki sarı, serin sıvıdan ver bana, hoşuma gitti.” ( Tuna’nın annesinin biraya cee demesi ile ilgili notu. )

“Tuna’nın seyir defterine ek, bu ev bana küçük gelmeye başladı, sanırım taşınmak lazım, ama bu sefer daha akıllı hareket edicem, ferah, deniz manzaralı bi yer bulmak lazım. Dün yine bunlar beni bi yerlere götürdüler. Bu aralar sık gidiyoruz oraya, bir adam bana tuhaf bi aletle bakıp, bişeyler diyo.. Alooo, bak seni de yazdım listeye, bi rahat bırakın insanı bee..”

Yer : Hastane – 1.gün

“Tuna’nın seyir defteri, 1.gün - bu gürütülerde ne beee, bi durun..Heyyyy, bu adamı tanıdım, o aletle bana bakan adam bu ama çok aydınlık burası…ahhh kör oldum sanırım, bi bağırayımda bıraksınlar beni.. ohh be nihayet sardılar, adi herif ne olduğunu anlamadan burdu tokatı kıçıma, ama aldım adresini… bittin ol’m sen”

“Tuna’nın seyir defterine ek : Heeeyyy, bu o kadın, sesinden tanıdım. Hmm, fıstık gibiymiş de, aferin bana güzel hatun seçmişim kendime, kokusu da güzel, insanın uykusunu getiriyor. Bi Dakka bi Dakka, bu sesi de tanıdım, o elin sahibi… Hişştt sen, aloo kime diyorum ben, ne bakıyorsun bana, hiç mi adam görmedin hayatında… Allahhh bi de o güzel sesli kadını öptü, terbiyesizsin ol’m sen… Seninle hesaplaşırız nasıl olsa, bittin sen. Sürekli fotoğraf falan çekiyorsun ama sorarım sana nasılsa. Uuuufff, bu fıstık da kim böyle, hmm ben bu adamı sevmeye başladım, ilk günden parti falan yapıyor bana. Ben bu kızın adını unutmayayım, SU.. neyse bu kolaymış, hemen hatırlarım. Allah için güzel kız, daaa bu iri adam babası galiba, temkinli olmak lazım. İlk günden arbede çıkarmak doğru olmaz, zaten yorgunum. Biirazcıık hmmmppfff ” ( “Aslan oğlum uyu bakalım birazcık” der babası )

Yer : Hastane 2.gün

“Tuna’nın seyir defteri, 2.gün - Aha da düştün elime.. he eh ehe, ben sana demiştim, zıpçıktı’nın da o ellemelerin de hesabını sorarım sana diye, gün bugündür. Bak şimdi yeni keşfettiğim bişey bu, ben onlara ne dersem diyeyim, hep aynı şarkı çıkıyor ağzımdan, sonra da hepsi koşuyo başıma.. ınnhggghhhaaa, ha ha aha … al beni, heh aferin sana. Dün o kadının ağzıma tıkıştırdığı şeyden istiyorum ben. Hey, kime dedim ben, açma ulen altımı, mahremiyet diye bişey yok mu kardeşim buralarda. Madem sen bunu istiyorsun, kapat altımı da ben de sana hediye göndereyim hemen. Ooohhhnnngghhhh, oldu işte, hadi bi daha temizle.. uyardım ama ben seni zamanında, zıpçıktı ile kimse uğraşamaz diye.. Bana bişey daha diyorlar bunlar, o daha kolay, neydi yaa, heh hatırladım : Tuna, bu daha kolaymış ve daha da hoşuma gitti.

“Tuna’nın seyir defterine ek : Bu notu düşmek lazım, ben bu adamdan hoşlanmaya başladım sanki. Ne zaman seslensem, hemen tepemde, beni eline alıyor, bi de ben onun omzunu sevdim. O güzel sesli kadın bana bişey veriyo, içime çekince değişik lezzetli bi içki geliyo.. Sevdim ben içkiyi, bundan sonra sık sık içelim bunu. Bu arada, “güzel sesli kadın” demek çok uzun yaaa, her seferinde zor olacak, hah, bundan sonra ben ona “anne” diyeceğim – bu kelimenin patentini de alayım, çok para kazanabiliriz bundan. Ne diyorduk o içki iyi güzel de, içinde baloncuklar var onun sanırım. Her içişimde içimde bişeyler sıkışıyor. O adam beni alıyor, omzuna yatırıp bişeyler yapıyor ve içimdeki baloncukları çıkarıyor. Büyücü gibi birisi. Sanırım düşündüğüm kadar uyuz biri değil.. yine de temkinli olmak lazım.”

“Tuna’nın seyir defterine ek : kaç defa denedim, her seferinde bu adam koştu geldi. Bi de bana hep “Tuna oğlum” diyo, ikinci kelimenin de anlamını çözmem lazım, ona göre karar vericem adam hakkında ama sevmeye başladım sanırım”

“Tuna’nın seyir defterine ek : ben yoruldum, bu adam yorulmadı. Bu yüzden ona “baba” adını takmaya karar verdim, bebek dilinde “yorulmaz” anlamında… Evet, sanırım bu adam iyi bir adam… baba, yakıştı da bu isim kerataya… uoufnhghh, hey baba, temizlesene şunları ya, rahat edemiyorum, uyku ççoookk güzeeellll”

Arkası yarın…

 
Toplam blog
: 18
: 13032
Kayıt tarihi
: 02.08.08
 
 

1969 Bursa doğumluyum. 1990 Yüksek Denizcilik Okulu'ndan mezun olduktan sonra uzun bir süre gemilerd..