Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '08

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Tuna'nın seyir defteri 2

Tuna'nın seyir defteri 2
 

Yer : bilmiyorum –

Zaman : onu da bilmiyorum

“Tuna’nın seyir defteri, sayfa 3, tarihi hala bilmiyorum, zaten tarihin ne demek olduğunu da bilmiyorum. Baba adını taktığım “yorulmaz” kişi, ben gözümü açtığımda yanımızda yoktu. Sanırım bu adı koymak için erken davrandık, baksana şimdiden yorulup ortadan kayboldu. Anne buralarda ama, en azından onu gözden kaybetmemek için bişeyler yapmam lazım. Onu da korkutup kaçırırsak, uygulamaya koyacak b planımız yok. Ona sevimli görüneyim bari.”( Tuna’nın gece boyunca süren ağlamaları bitmiş ve uyumaya başlamıştır )

“Tuna’nın seyir defterine ek, sanki “baba”yı gördüm, elinde kağıtlarla etrafta koşuşturup duruyor. Aferin ona demek ki yorulup da kaçmamış, sanırım gerçekten yorulmaz bu adam. Bak işte şimdi de geldi başımda bana bakıp, gülümsüyor. Ne dediğini tam anlamıyorum ama sesinin tonunu beğendim, sanırım akıllandı artık, benimle uğraşılmayacağını öğrendi. Heeey , nereye götürüyorsunuz beni yaaa, iyiydik böyle!! Neyse bu bindiğimiz şey neyse, sallantısı ve sesi hoşuma gitti, dedim ya “baba” büyücü gibi bişeymiş, bu adama dikkat etmek lazım.. oouuaahhh, neyse uyandıktan sonra dikkat ederim.”

“Tuna’nın seyir defterine ek, burası kim, ben neresiyim yada tam tersi ama zaten tersim döndü. İki dakka gözünü kapamaya gelmiyor, hemen bişeyler yapıyorlar bunlar, bak şimdi heryerin rengini şeklini değiştirmişler. Yada biz başka bi yere gedik. Sevdim ama burayı, bana çok güzel yer hazırlamışlar. Bir de başıma bi sürü insan gelip gidiyor. İşin en güzel yanı da ne istersem hemen yapıyorlar. Anne hep başımda, hep bana sıvı veriyor. Lezzetli bişey, sevdim ben bu kadını. Zaten onu içince hemen uykum geliyor. Yalnız bişey keşfettim, ben bu sıvıyı içince alttan bişeyler çıkarıyorum. Ben bu oyunu çok sevdim. Ben sıvıyı içiyorum, altımdan bırakıyorum, onlar temizliyor. He he he, yine yaptıımmm, koşun haddi”

“Tuna’nın seyir defteri, bu yattığım yerdeki ışıklar azaldı. Aaa ben bu sesi tanıdım, baba geldi. Heey önce bana baksana, gidip anneyi öptü. Bunların arasında bişey var diye şüphelenmeye başladım, takip altına almalıyım bu konuyu. Evet şimdi de benimle ilgilenmeye başladı. Bak sana ne göstericem, yeni öğrendim. Hopp yaa, sen ayaklarını böyle oynatırken, ellerini de hareket ettirebiliyor musun akıllım, yaaa…. “

“Tuna’nın seyir defteri – sayfa 4 : bugün çok tuhaf başladı her şey. Baba ışıklar gitmeden bana geldi. Bu hoşuma gitti. Beni yine paketleyip, o sihirli araca bindirdiler. Ne zaman ona binsem, hemen uyuyorum. Bu da iyiydi. Ama beni götürdükleri yerde, beyaz giyimli bir kadın, topuklarıma sivri bişey batırdı. Kırmızı renkli bir sıvıyı almak için çabaladı, ben de vermek istemedim ama baba da o kadınla işbirliği yaptı, terbiyesiz. Ne demişler, bu devirde babana bile güvenme. Bir ara anneyi gördüm ama gözleri ıslaktı. Ben çok bağırdım diye mi üzüldü, anlamadım. Baba, beyaz kıyafetli kadına çok sinirlendi sanırım, sesinin tonundan anladım. Araca binerken anne dediki, baba terden ıslanmış, bu ter neyse. Herhalde annelerin gözlerinden gelen ıslaklığa babalarda ter diyorlar. Çok yordular beniiiihmmmppfff ” ( “Aslan oğlum uyu bakalım birazcık” der babası )

Yer : Ev

“Tuna’nın seyir defteri, günleri şaşırdım artık takip edemiyorum - artık ışıklar sönükken ortalık daha sessiz, bunu anladım. Ben de elimden geldiğince fazla ses çıkarmıyorum. Karnım acıkınca anne hemen başımda bitiyor. Baba da gözlerini açıp, bişeyler diyor ama o aralar onu sallamıyorum fazla, önemli olan o müthiş lezzetli sıvı. Anne sütü diyorlarmış adına, babam da süt içiyormuş ama onun ki aslandan çıkan bir sütmüş. Yaşasın bu demektir ki, sürekli süt içebilirim.”

“Tuna’nın seyir defterine ek : bir ara beni soydular, durun etmeyin dedim ama dinlemediler, ben de yiğidin malı meydandadır diye serdim her şeyi ortaya. Ne de çok meraklısı varmış yavv. Islak bir bezle heryerimi sildiler. Çok güzel bir duyguymuş bu, sevdim ben bunu, hep yapalım olur mu? Bir şeyi itiraf etmek gerekirse sanırım bu anne de baba da iyi insanlar. Sevmeye başladım kerataları. Ama hala bu adam anneye fazla yakın, ona fena bozuluyorum. Biraz daha büyüyünce görür onlar, aralarına bir yatıcam, ondan sonra anne hep benimle ilgilenecek.”

Devam edecek…

 
Toplam blog
: 18
: 13032
Kayıt tarihi
: 02.08.08
 
 

1969 Bursa doğumluyum. 1990 Yüksek Denizcilik Okulu'ndan mezun olduktan sonra uzun bir süre gemilerd..