Tunceli destanı...

Tunceli halkının bu günlerde dilinden düşürmediği bir şiir var…

O şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Soba verdiniz; kömür verdiniz…

Buzdolabı, fırın verdiniz…

Çamaşır makinesi, bulaşık makinesi verdiniz…

Çek yat, elektrik süpürgesi verdiniz…

Makarna, bulgur, nohut, kuru fasulye verdiniz…

Halı, kilim verdiniz.

Sağ olun;

Sayenizde artık üşümüyoruz ve çalışmıyoruz...

Verdiğiniz dolabımızın içi boş olsa da;

Yirmi dokuz Mart’taki yerel seçimlerde,

Sizden başkasını düşünmüyoruz!

İşte böylesi bir Türkiye resminde yaşarken, her gün değişik illerden, değişik öneriler iktidara iletiliyor ve yaklaşan yerel seçimler nedeniyle halkın oyunun nasıl alınabileceği yönünde görüşler dile getiriliyor.

Bunlardan biriside bildiğiniz gibi ve bizimde doğalgaz verilecek ailelerin seçimi başlıklı blog yazımızda da belirttiğimiz gibi… Hava kirliliğini önleyecek, her ilde on aileye bedava doğalgaz verilmesi ve o sayede o ilin havasının temizlenmesi projesi!

Yapılan yardımları asla unutmayan, yardımsever Türk Halkı, kendisine yapılan bu yardımların karşılığını 29 Marttaki seçimlerde göstermek için kararlı görünüyor mu acaba?

Ve aynı Türk halkı bu yardımlar karşısında, üretkenliğini gösterip, yukarıdaki şiiri birbirlerine fısıltı ile okuyorlar. Ve iktidar ile yüce tanrıya dua edip, ülkede her yıl bir seçim olmasını, gelecek seçimlerde de sırf yandaşlara olmamak şartı ile bir araba ve bir ev istiyorlar!..

Bu veriler ışığında, koltuğun ne kadar kıymetli bir şey olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Bir tarafta çarşaf açılımları, bir tarafta Kuran Kursu açma söylemleri, bir tarafta beyaz eşya dağıtma çılgınlığı, bir tarafta bedava doğalgaz verme önerisi, bir tarafta yüz binlerce ton, bedava, kalitesiz ve ucuz kömür dağıtımı, bir tarafta alışveriş çekleri, diğer bir tarafta da; Gıda yardımı paketi dağıtımı ile birilerini koltuğa bağlama çalışmalarına son surat devam ediyoruz!

Böylesi bir ortamda, niye seçim istemeyelim ki?

Acaba seçim istemekle Vatan Hainliği mi yapıyoruz? Nazım Hikmetin Vatan Hainliği şiiri ile sizlere veda edeceğim.

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması
topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ