Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '11

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Tüp Bebek Tedavisi ile ilgili merak ettikleriniz...

Tüp Bebek Tedavisi ile ilgili merak ettikleriniz...
 

Tüp Bebek Tedavisinde Sizleri Neler Bekliyor?


Tüp bebek tedavisi düşünen, yaşı da 35’in üstünde olan hatun kişilere naçizane birkaç öneride bulunmuştum daha önceki yazılarımda.
İzninizle şimdi de, tüp bebek tedavisi ile ilgili aklıma gelenleri/başımdan geçenleri paylaşmak istiyorum.
Malum, son yıllarda özellikle İstanbul’daki tüp bebek merkezlerinin sayıları hızla artmakta ve bunların bazıları da ne yazık ki sizin, sağlıkla bir bebek sahibi olabilmenizden çok, kazandığı parayla ilgilenmekte. Dolayısıyla seçiminizi yaparken gerçekten seçici olmanızı öneririm. İlk görüşmede aklınızdaki soruları sormaya çekinmemeniz, ziyaret ettiğiniz tüp bebek merkezinin başarı yüzdelerini öğrenerek tedavinin, sizin açınızdan nasıl geçecek bir süreç olduğunu iyice araştırmalısınız. Başarı yüzdesi olarak size, muhtemelen yerleştirilen embriyoların hamilelikle sonuçlanması oranını söyleyebilirler. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, doğumla sonuçlanan başarı yüzdelerini öğrenmek olmalı. Unutmayın, her başarılı embriyo yerleştirme, doğumla sonuçlanmıyor. Düşük olma olasılığı özellikle hamileliğin ilk üç ayında, her zaman olduğu gibi çok büyük bir risk. Ayrıca ilk üç ay sonunda da bir şeyler ters gidebilir. Önemli olan kucağında bebekle olay mahallini terk edebilmek.

Çift olarak biz, direkt kadın doğum doktorumuzun bizi yönlendirdiği, aynı hastanenin tüp bebek merkezinde başladık tedavimize.
Doktorumuzla durumumuzu paylaştık ve eski doktorumuzun yaklaşımlarının bize ters gelen noktalarını belirtip bu yüzden doktor değiştirdiğimizden bahsettik. Sonuç olarak zaman ilerleyip ben daha da yaşlanırken, bunları ilk başlarda belirtmemizin, bir kez daha aynı şeyler yaşamak istemediğimizin altını çizmenin doğru olduğunu düşündük. Nitekim, haklı çıktık. Daha önce yaşadığımız sıkıntılardan yolun en başında bahsetmek oldukça faydalı oldu.
Bu arada belki yasal prosedürden de bahsetmek faydalı olabilir: Evli olmayan ünlüler bu tedavileri nerede, nasıl, hangi ayrıcalıklarla yaptırıyorlar bilmiyorum ama tüp bebek merkezi bizden evlilik cüzdanımızı ve nüfus cüzdanlarımızı aldı. Yasal olarak durum bu. Başvurular/tedaviler kayıt altında tutuluyor.

Doktorumuz ilk muayenede benim durumumu gayet iyi buldu, eşimin sonuçlarının da son derece olumlu olduğunu, tedaviye hemen o ay başlamak istediğini söyledi. Biz de kabul ettik.
Değiştirdiğimiz doktorumuz daha önce yapılan aşılamalarımda, yumurta arttırıcı olarak bana oldukça düşük dozlu bir “hap” kullandırmıştı. Bu doktorumuz ise, normalde aşılamalarda bile hap yerine iğne tercih ettiklerini söyledi ve bu süreçte iğne ile yumurta arttırıcı işlem yapılacağını belirtti. İlk olarak bu iğnelerden vuruldum ve yumurtaların durumu takibe alındı. Bu iğneleri hemen her gün hep aynı saatlerde yaptırdım. Yumurtaların durumunun oldukça iyi olduğu tespit edildiğinde yumurta çatlatıcı iğnemi oldum. Bu yumurta çatlatıcı iğneyi ise, tam olarak bana verilen saatte yaptırdım. Şimdi hatırlayamıyorum ama, doktor bana 18:45 gibi spesifik  bir zamanda yaptırmamı söylemişti. Tamı tamına o saatte vuruldum iğneyi. Bu işlemin de iyi sonuçlandığını gördüğümüzde yumurta toplama işlemi için randevu alındı.

Bu işlem kısa süreli bir genel anestezi ile yapılıyor. Sadece 15 dakika süren bir işlemle siz mışıl mışıl uyurken yumurtalarınız toplanıyor. Size bu işlem uygulanırken, eşinizden de sperm alınıyor  ve daha sonra ikisi, laboratuar ortamında biraraya getiriliyor.
İşlem sonrası embriyoların durumuna göre 5-6 gün içinde bu kez size, embriyo transferi yapılması için yeni bir randevu veriliyor. Gerçi bu kez anestezilik bir durum sözkonusu değil. İşlem gerçekleştirilmeden önce yapmanız gereken tek şey bolca su içmek ve embriyo transferi için doktora net bir görüntü sağlamak.

Transfer için doktorlar hazır olduğunda sizi ufak çaplı bir ameliyathaneye alıyorlar. Benim durumumda beş profesyonelden oluşan ekip son derece samimiydi. Yalnız şu konuda da sizi uyarmalıyım. Zira işlem yapılmadan önce bana, eğer benim için de uygunsa iki adet embriyo transferi gerçekleştirmek istedikleri bildirildi. Ben de bunun sorun olmadığını söyleyerek onayladım. Ama aslında bu duruma eşimle birlikte karar verebilmeyi isterdim. Meğer zaten 35 yaş üstündeki bayanlara iki embriyo yerleştiriliyormuş başarı oranını arttırmak için. 35 yaş altı tek embriyo imiş. Dolayısıyla bize bu bilgiyi önceden vermeleri daha uygun olurdu diye düşünüyorum. Siz siz olun, bu konuyu da embriyo transferinden önce doktorunuzla mutlaka konuşun bence. Şimdiki aklım olsa ben konuşurdum yani. Neyse...
İşlem sonrası tekrar alındığım odamda yaklaşık bir saat uzandıktan sonra eve gidebileceğim söylendi. Yanımda bir poşet dolusu ilaçla eve döndüm. Bu arada ne bu ilaçları ne de daha önceden aldıklarımızı özel sağlık sigortam karşılamadı, haberiniz olsun. İlaçların çok fazla yan etkisi olduğunu söyleyemem ama hatırladığım kadarıyla biri yüzümde sivilcelenmeye, birisi de karnımda şişliğe sebep olmuştu. Bu arada her gün tuvalete çıkmanız ve tuvalette ıkınmamanız çok önemli olacak. Ama hiç endişelenmeyin, bunun için de bir ilaç veriyorlar. Ben şahsen oldukça faydasını gördüğümü rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu arada siz, embriyo transferi sonrasındaki ilk üç günü nispeten sakin geçirmelisiniz. Bu işlem sonrası sürekli uzanıp yatmanıza gerek yok ama yine de sakin hareket etmekte fayda var. Ve aklınızda bulunsun; ilk duşunuzu da, transferin yapıldığı gün değil, ertesi gün alabilirsiniz.
Bu arada bizim, ilaçlar hariç sadece embriyo transferi için 2.500 USD ödeme yaptığımızı da belirteyim. Bunu da karşılamadı tabii ki özel sağlık sigortam. Yani süreç oldukça tuzluya patlıyor. İşlemlere başlamadan önce ayrıca SGK’nın ödeme paylarını da araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Zaten bir de tedavinin ilkinde tutmaması riski var ki bu, çok daha pahalı bir süreçle karşı karşıya kalabileceğinizi gösterir.

Hamilelik testi sonuçlarıma gelince...

Bizim sonuçlarımızı almamız tam bir komediydi. Neler mi oldu? Kan vermeyi seçtiğim hastane bizim hastanemiz değil, nispeten evimize daha yakın olan bir başka hastane idi. Günlerden de Cumartesi olduğunun altını çizmeliyim. Yani, hem sonuçları alabilmem hem de uygun bir saatte doktoruma ulaştırabilmem gerekliydi ki, meraktan ölmeyelim. Kan verdiğim hastanede sonuçları öğrenmek üzere aradığımız genç, ne yazık ki işinin pek de ehli olmayan, en ufak bir pürüzde tıkanıp kalan, çözüm üretemeyen çalışanlardandı. Bize, sonuçları e-posta olarak atacağını söylemişti ama söylediği saat geçmiş olmasına rağmen e-posta gelmemiş olduğundan kendisini arayıp durumu sordum. Sistemlerinde bir arıza olduğunu söyledi bizimki. Benim öğrenmek için öldüğüm sonuçlar o çocuğun ellerindeydi ve ben sonuçlara ulaşamıyordum. Oldukça heyecanladım, biraz da sinirlendim... Bir yarım saat sonra tekrar aradığımızda halen bir gelişme yoktu. Telefonu benden alan eşim başladı aynı görevliyle konuşmaya. Birkaç dakika da onlar cebelleştikten sonra eşim “Peki,” dedi. “Sorun doktora,” bana dönüp kısık sesle “Acil doktoruna soracakmış,” demeyi ihmal etmeden. Birkaç saniye sonra “Demek doktor sonucun pozitif olduğunu söylüyor, öyle mi?” dedi bu kez şaşırmış, ne yapması gerektiğini bilemeyen bir şekilde bana bakarken. “Sonuç şu kadar çıkmış demek... Peki, biz de kendi doktorumuza danışalım. Siz e-postayı yine de en kısa sürede gönderin lütfen. Teşekkürler,” diyerek kapattı telefonu. İkimiz de sersem gibi birbirimize baktık. Öğrenmiştik testin sonucunu... Pozitif çıkmıştı... Yine de bir terslik olabilirdi. Kendi doktorumuza danışmalıydık sevinç nâraları atmadan önce. Doktorumuza sms ile ulaşabildik. Bizi hemen geri aradı. Sonucun harika olduğunu, hamile olduğumu müjdeledi. Bizden fazla sevinmişti resmen.

Yani filmlerdeki gibi romantik bir akşam yemeği eşliğinde hamile olduğu müjdesini eşine veren kadın tipinden çok uzaktım.
 
Ama kimin umrunda?
Eşimle sarılıp bu en mutlu anın keyfini çıkardık...

Darısı isteyen herkesin başına... Sağlık ve mutlulukla...

 

http://bit.ly/uzx0BK

http://umutsuziskadini.com/

 

 

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..