Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türban, fitne ve fesat

Örtünmeden amaç ve niyet:

Fitne ve fesada meydan vermeyecek, husumetlere maruz kalmayacak biçimde örtünmek...
Amaç bu olunca keyfiyet, tersi durumlar için de geçerli kabul edilebilir.

Varsayımlar:

1- Başı kapalı gezenlerin içinde başı açık gezmek, fitne ve fesada yol açabilir; ortaya çıkabilecek husumetlerden kadın ve toplum zarar görebilir.

“<ı>Hayır! Söz konusu bile olamaz!” Diyenlerimiz olacaktır. O zaman şu soruların cevaplanması gerekir:

    Kuşak çatışmalarında, örtünme konusunun etkisi yok mudur? Kentli kadının kısa veya uzun süreli köy yaşamına intikalinde, örtünme ile ya da farklı görünümleriyle ilgili sıkıntıları olmamış mıdır? Köylüden, farklı giyim, kuşam, düşünce ve telakki farklılıklarına sahip yerli veya yabancı turistlerin kırsal alanlarda sırf görüntüleri yüzünden sıkıntılar yaşadığı, husumetlere maruz kaldığı olmamış mıdır?

2- Başı açık gezenlerin içinde başı kapalı gezmek fitne ve fesada yol açabilir; ortaya çıkabilecek husumetlerden kadın ve toplum zarar görebilir.

“<ı>Hayır! Söz konusu bile olamaz!” Diyenlerimiz olacaktır. O zaman şu soruların cevaplanması gerekir:

    Geçici veya süresiz kent yaşamına intikal etmiş köylü muhafazakâr kadın ve erkeklerin kentsel yaşama uyum sorunları olmamış mıdır? Geçici veya süresiz kent yaşamına intikal etmiş köylü ve muhafazakâr kadının örtünme ile ilgili sıkıntıları, olmamış mıdır? Kentliden farklı giyim, kuşam düşünce ve telakki farklılıklarına sahip olmaları dolayısıyla husumetlere, itilme ve kakılmalara, aşağılanmalara maruz kalmamış mıdır?

Geleneklere ve alışkanlıklara yönelik değişimler hep dirençle karşılanmıştır. Hep sancılı olmuştur. Sosyoloji ve Yönetim Bilim, direnci de getirdiği sancıları da olağan karşılar. Dirençler, doğrudan değil, dolaylı yollardan akla ve gönle hitap edilerek kırılır. Bu, aklın ve bilimin yoludur.

Fakat, engelleyici ve dayatıcı tedbir ve kurallar geliştirip uygulamaya koymak, menfi tutum alışlara girmek; aşağılamak, itmek, kakmak... direnci kronikleşmeye, direnç etrafında cemaatleşme refleksine, daha ötesinde tepkilere dönüştürür. Hele hele... getirilen kurallar nesillerin geleceği üzerine engellemeleri içeriyorsa, bunun kabul edilmesi elbette mümkün olmayacak ve değişim gayretleri “<ı>Cebri Değişim” olarak algılanacaktır.

Engel ve dayatma, insanın ve insan değerlerinin açık ihlali; bir mağduriyet olarak algılanır. Mağduriyetler ise asırlara dayalı tecrübeler sonucu koruma güdüsü gelişkin Milletimiz tarafından hep sempatiyle karşılanmıştır. Çünkü Türk Milleti, her mağduriyette, kendinden bir parça bulmak gibi bir sosyal bünyeye sahiptir.

Kabul görse de görmese de Millet olarak hep mağdurun yanında yer alırız; ancak...

Türban Olgusu, bir mağduriyet değildir. Çünkü türban ve müştemilatı, örtünme araçlarından farklıdır. Fark, niyettedir.

Örtünme aracı olarak Türban:

Türbanın Türkiye’deki menşei, değerler sistemini istismar alışkanlığından vazgeçmeyen politikacıların her zaman yaptıkları şeye; değerler sisteminin istismarına dayanır.

Türban, cemaatlerin çarşaf ve benzeri örtünme araçları talebine karşılık, onların politik desteklerini almak uğruna yaratılmış ve üniformalaştırılmış sözde postmodernist bir örtünme aracıdır.

Türban Olgusu, Milli Selamet Partisi Kadın kollarında, kendilerine giydirilen üniformalarla her yerde ve her kes tarafından saygı ve hürmet göreceğine inandırılmış, çoğunluğu kırsaldan kente yeni gelmiş muhafazakâr genç kızlarımızın ve kadınlarımız üzerinde yıllardır inatla sürdürülen politik istismarın devamıdır.

Gündeme sıcak gelişme olarak alınması, yaklaşan yerel seçimler için tabanını kaybetmemeye yönelik politik hesaplardır. Seçmen tabanını kemikleştirme gayretleridir.

Muhalefet bu tezgâha gelerek, ekmeklere yağ sürmede bir birleriyle yarışa girmiştir.

Diğer yanda; verilmiş şu söz ve vaatlerden, politik fitne ve fesatlardan habersiz Anadolu kadını ve erkeği, değerlerinin istismar edildiği bilincine mi varmış... rencide mi olmuş... üzülmüş mü... kimsenin umurunda değil. Ne istismar edenlerin, ne de istismara karşı duracağım diye tezgâha gelip gönüller yıkanların...

Türban, fitne ve fesat:

Eğer temel amaç, fitne fesada meyden vermemek ve ortaya çıkabilecek husumetlere karşı korunmak ise:

Önce türbanla başı bağlayıp sonra de her türlü moda çılgınlığından; şuh denecek tarzda makyajdan, etek ve yaka arasından dekolte görüntüler sunmaktan; geleneklerle örtüşmeyen cinsler arası ilişkilerden ki parklarda ve sokaklarda dahi, eller belde koklaşmalardan ve öpüşmelerden; marjinal yaşam biçimlerinin taklidinden... geri durmayacaksınız, öbür yanda da muhafazakarlık diye, inancımın gereği diye “Türban!” diyeceksiniz!?

Bütün bunlara; “<ı>Bu bir çelişkidir!” diyenler olabilir ya da tercihlerden hareketle; “<ı>Türban bir simgedir!” diyenler de olabilir...

Her ne denirse densin, önceki yazımızda da altını çizdiğimiz gibi türbanın korunma endişelerine dayalı bir örtünmenin dışına taştığı muhakkaktır. Toplumun genel kanaati bir yana... esasta bu gerçeği en iyi bilenler, “Türban Olgusu”nu savunanlar olmalıdır.

Türban, artık bir simge değil, yeni simgelere yol açacak bir rutindir. Dejenere edilmiş ve iddia edildiği gibi inançtan dolayı tercih edilmiş bir örtü de değildir.

Bu bakımdan; “<ı>İnancımdan dolayı...” demek, bir dayatmadır. Politik ve siyasi bir şantajdır. Şu mu denmek isteniyor:

“<ı>Ben inancımdan dolayı modern tarzda (!) örtünüyorum. Tercihim Türban. Türban değil de çarşaf mı giyeyim?”

Türban giyenler, her yerde boy gösteriyor: Üstü Şişhane, altı Taksim... Hepsi böyle mi? Elbette değil fakat bunların varlığı bile bir çok akıllara “Dank!” etmeye yetmiştir.

Bu bakımdan türban olgusu; inancı ve yaşı gereği başını örtme zorunluluğu duyan Müslüman kadına fatura edilmiş bir zulümdür.

Türban Meselesi, değerler sistemini istismar alışkanlığından vazgeçmeyen politikacının Milletin başına sardığı bir başka musibettir.

Bizde bu ense, politikacıda bu hinlik oldukça biz vatandaşlar daha çoook şamar yeriz.

Toplumsal aşırılıkları körükleyen Medya... ve her türlü istismarı varlık sebebi gibi kabullenmiş politika sektörü ıslah edilmedikçe başımıza daha çoook musibetler sarılacak demektir.

Örtünerek fitne ve fesada sebebiyet vermemek ve husumetlere maruz kalmamak... temel amacı, türbanla ters-yüz edilmiştir.

Geleneklerin ve Müslüman telakkilerin dışına çıkmış şu tercihlere rağmen halâ “Türban!” demek, ikiliklere ve husumetlere yol açarak toplumsal huzuru bozmak; fitne ve fesada yol açmak değil midir?

Cemaatlere verilmiş politik vaatleri yerine getirme bahasına Millete dayatma değil midir?

İnancı gereği örtünme, türbanı icadedenler, türbanla örtünenler, türbanı teşvik edenler ve savunanlar tarafından fitne ve fesadın sebebi, husumetlerin kaynağı yapılmıştır.

Bütün bunların hesabı, bu dünyada ve öbür dünyada nasıl verilecek?

İktidar halâ seçim hesabında; Muhalefet, halâ tezgâhta...

On yıllardır bir türlü diyemediğimi şimdi diyeceğim; Yazıklar olsun!

Ve devam edeceğim...

.../...

 
Toplam blog
: 141
: 926
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

Türk san'at müziği dinlemeyi, okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Kamudan emekli inşaat mühend..