Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Turban Gorunce Afallayanlardan misiniz?

Turban Gorunce Afallayanlardan misiniz?
 

Turban ve cagristirdiklari


Bugun Atasehir’deki Turk Telekom’a telefon hatti basvurusu yapmak icin girdim. Binaya girer girmez karsima iki tane banko cikti. Bir bankoda basi acik bir memur, diger bankoda turbanli bir memur oturuyordu. Afalladim. Kendimi “dini butun olan” bir memur ile “dini pek de butun olmayan” bir memur arasinda karar vermek zorunda kalmis gibi hissettim. Bu ornege tekrar gelecegim. 

Avrupa’nin bugunku kanayan yarasi ne diye bana sorsaniz hic dusunmeden “irkcilik” diye yanit veririm. Avrupalilar kokune kadar irkcidirlar. Bugun icine dustukleri finansal darbogazla birlikte irkcilik da son surat buyumekte. Diger taraftan demokratligin geregi irkci gibi gorunmekten de bir o kadar korkarlar. Ornegin karsilarinda musluman olan ve musluman olmayan bir “hizmet verici” gorduklerinde –ornegin bir posta memuru- aralarinda hic ayirim yapmadan musluman olana gayet rahat bir sekilde yonelirler. Ancak hizmet alimi esnasinda karsilarindaki musluman kisiyle el ve goz temasina (tokalasma ve selamlasma gibi) girmemeye azami ozen gosterirler. Hizmet alimi sirasinda herhangi bir tatsizlik yasanmazsa aksam evlerine donerler ve her zaman yaptiklari gibi yabancilarin aslinda ne kadar korunmaya muhtac olduklari ve kendilerinin ne kadar mureffeh seviyede yasadiklarindan dem vurarak misil misil uykuya dalarlar. Onlar uykudayken ise sokaklardaki ve gettolardaki topluma entegre olamamis yabanci uyruklularin ofkesi ve umutsuzlugu cig gibi buyudukce buyur. 

Iste Turkiye’de son yillarda tureyen bu “turban” sendromu da bana Avrupa’nin icine dustugu “farkli olani toplum disina itme ve gormezden gelme” yanilgisini cagristiriyor. Turbanlilar hayatin icinde hep vardi. Ama aslinda yoklardi. Okullara sokulmadilar, horlandilar ve aslinda onlara pek de yasam hakki taninmadi. Ulkede yapilan cami sayisina bakildiginda zannedilebilir ki zaman basina bir parca ortu gecirenlerin zamani. Ancak mesele, ozgurlukler ve demokrasi etrafinda laf ebeligi yapmaktan cikip gercek hayatin icinde turbanlilara gercekten yer vermeye gelince herkes tu kaka deyip geri cekilmeyi tercih ediyor. Is dunyasinda turbanin yeri yok. Starbucks’ta yanimiza bir turbanli oturdugunda hangimiz hafiften bir irkilmiyoruz? 

Peki bunun suclusu kim? Bunun suclusu, turbani kafasina takip dini duygularini futursuzca teshir etmekte sakinca gormeyen ve de bundan nemalanan kadinlar ve buna canak tutan erkeklerde. Malesef bu durumda kabak yine fazlasiyla kadinlarin basina patliyor. Nitekim turbanli erkekleri teshis etmek icin sadece bakmak yetmez, biraz konusup anlamak da gerekir. Ancak “turban” oylesine bir “logo” haline getirilmis durumda ki o ortuyu hangi kadinin basina baglasaniz o kadin aninda toplumda “oteki” damgasini yiyiveriyor. 

Atasehir Telekom’da ben gayri ihtiyari olarak turbanli memura yoneldim. Beni bir secim yapma noktasina getiren insanlarin eline koz vermek istemedigimden olsa gerek, kisa bir tereddut yasamis olsam bile ben yine de turbanli memura yoneldim. Ancak bu secimim turbansiz memurda infial yaratti. Bilgi edinmek istedigim diger konular hakkinda turbansiz memura sorular sordugumda, isi olmasina ragmen, once “bilmiyorum” cevabiyla karsilastim. 5 dakika sonra kendimi, aramizdaki 5 metre mesafeye ragmen turbansiz memurun oturdugu yerden yuksek sesle sorularima verdigi gonulsuz cevaplari anlamaya calisirken buldum. Binanin icindeki “biz” ve “otekiler” ayrimini hissetmemek mumkun degildi. Ve boyle bir atmosfer icinde alinan hizmetten ne kadar memnun olunursa ben de o kadar memnun olarak binadan ayrildim. Asil ilginc olan ise benden hemen sonra binaya giren “cember sakalli” vatandasin yaptigiydi. Her halinden “turbanli erkek” oldugu belli olan bu vatandas aninda turbansiz memura yoneldi, turbanlilar na- mahrem oldugundan olsa gerek. 

Din her zaman Turkiye’nin en yumusak karni olmustur bana gore. Ancak ulkeden ayri kaldigim son 10 yil icinde bu celiski artik iyice sokaklara dokulmus ve insanlarin kafasini ve duygularini iyiden iyiye karistirmis gibi gorunuyor. Umudum Avrupa’nin icine dustugu duruma dusmemek; icimizdeki farkliliklari kangren haline getirmeden ozumsemek ve entegre edebilmek. Din, ozellikle hayatla baglari zayif ve gitmek istedigi yonu kendi basina bulmakta zorlanan insanlarin bulundugu toplumlarda atesten bir gomlek haline gelir ve giyeni kul eder, kavurur. Dini teshir edip fanatik bir sekilde sevmek veya dinden olesiye nefret etmekten kurtuldugumuz gun hepimiz derin bir oh cekecegiz sanirim. 

Aydede’den sevgiler. 

 
Toplam blog
: 26
: 1889
Kayıt tarihi
: 25.12.10
 
 

Uzun zamandir farkli diyarlarda dolastim, bircok insan tanidim ve de anladim ki insan her yerde ayni..