Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '07

 
Kategori
İnançlar
 

Türban inancın gereği midir? (2)

Hadisin ansiklopedik tanımı ve türleri aşağıdaki gibidir;
Hadis, İslam dininde, Hz. Muhammed peygamberin değişik olaylar ve problemler karşısında inananları aydınlatmak, Kur'an'ın bazı ayetlerini daha açık bir dille ifade etmek için söylediği iddia edilen sözler bütünüdür.

Ancak peygamberin yaşadığı zamanlarda yazılan hadislerin bizzat peygamber tarafından yakılmış olması onun dine Kur'an dışında kaynak getirmemek isteği olarak da yorumlanmıştır.

Hz. Muhammed'in 632 yılında ölümünden sonra Halife Ömer bin Abdülaziz, 719 yılında hadislerin toplanmasını emretti. İmam Buhari (810-869) her yeri dolaşarak hadisleri topladı, meşhur Sahihini yazdı. Buhari bahsedilen hadisleri topladığında hadis nakledenlerin en az üç dört nesli ölmüştü. Yani aradan tam 100 yıl geçtikten sonra Hadisler yazıya dökülmüş oldu.

Tüm hadislerin toplandığı 6 adet Hadis kitabı vardır.(İmam Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbn Mace).

Esas olarak üç hadis türü vardır:

Sahih: Ravi ve senet itibariyle kesinlikle şüphesiz gelen hadislere sahih hadis denir.
Hasen: Yazılışında kusur bulunan hadislere hasen hadis denir.
Zayıf: Senedinde ve metninde bir illet bulunan hadislere zayıf hadis denir.

Hadis toplama ve seçme tekniğine girmeden özet vermem gerekirse İslam'da Sahih ve Hasen hadisler kabul görmektedirler. Zayıf hadisler kabul görmezler, çünkü isnad (sened)inde ve matn (metin)nde aktarımında eksiklik, Kur'an ile uyumsuzluk ve yanlışlar bulunduğu düşünülür.

Şimdi kadınların sadece yüz ve ellerini göstermelerini söyleyen hadis zayıf hadis olarak bizzat hadisi yazan tarafından belirtilmiş olmasına rağmen İslam alimleri tarafından görmezden gelinmektedir. Halka söylenmemektedir!

Daha önceki yazımızda Nur Suresi ve Ahzab Suresini de incelediğimizde ne başörtüsünün ne de türbanın bu surelerde geçmediğini ve ifade edilmek istenen maksadın kadınların toplum hayatına katılımlarını sağlamak amaçlı ve onları tacizden korumak amaçlı olduğunu açıkça görebilmekteyiz.

Ayrıca, Nur Suresi 31.ayet kasıtlı olarak yanlış çevrilmektedir. Söz konusu ayette 'kadınlar hımar (khimar)(örtü)lerini göğüslerinin üzerine feyledribne (koysunlar) denmektedir. İndirmek fiili Arapça'da feylüdnine'dir. Baş örtüsü denmek isteseydi o zaman hımar-ür res denirdi. Yani Kur'an'da 'kadınlar örtüyle göğüslerini örtsünler' denmektedir.

Kadının örtünmesinin İslam dininin ya da inancının bir gereği olduğu doğru değildir. Bunu siyasi ve şahis çıkarları için kullananlar Kur'an'ı ve onun öğretilerini tahrif etmektedirler...Kadınların örtünmesini isteyen erkekler asıl olarak kendi önyargılarını, eksikliklerini ve ahlaki yetersizliklerini kapatmak için bu yolu izlemektedirler.

İslam dini uzun süredir bir yığın kendini bilmeyen, dinin ticaretini yapmada kendine haklılık payları çıkaran bir takım kendini bilmezlerin elinde kalmıştır. Böylelikle bağnazlığa, taassuba, fanatizme doğru koşar adımlarla gidilmektedir. Ülkemizde de bu durum maalesef böyle bir durum arz etmektedir. Bunu mutlaka değiştirmek gerekmektedir. Bu da ancak ve ancak dinin dini çıkar amaçlı kullananların elinden alınması ile mümkün olacaktır.

İnanıyorsak eğer Kur'anı esas almalı, Kur'an da da dediği gibi okumalıyız, aklımızı kullanmalıyız... Bilgilenmeli ve bize dayatılan, anlatılan dogmalara karşı gelmeliyiz.

Bunu yapmak için de öncelikle Kur'an'nın İslamını okumalı ve öğrenmeliyiz.

 
Toplam blog
: 115
: 586
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Tarsus Amerikan Lisesi (1984) O.D.T.Ü - İnşaat Müh. (1989) SUNY at Buffalo - Yüksek Lisans (1992) 19..