Türban nereye?

Bir zamanlar parkalar, botlar, bıyıklar, saçlar vardı.

Çok değil, bundan otuz yıl önce, “Başörtüsü, türban şekline girecek, bununla gündem belirlenecek, koskoca bir ülke, hop oturup, hop kalkacak” denseydi kim inanırdı?

Türban, aldı başını gidiyor.

“Gündem yaratılıyor. Halk uyutuluyor. Dikkat başka yöne çekiliyor. Siyasal simge, siyasal işaret, sembol .” değişik açıklamalar.

Modaya uyma, kaş, göz makyaj, çekici görünme, özenti, heves sosyal aktivite.

Kişisel özgürlük, laiklik karşıtlığı, inatlaşma, inanç özgürlüğü.

Türban, sistemi değiştirme hareketinin kadınca sembolü.

Türlü türlü geleneksel baş örtülerinin tek tip şekline dönüştürülmesi. Yörüklerdeki yaşlı kadınların, genç kızların al yazmaları, Türkmen aşiretlerinin baş örtüleri, yazmalar, tülbentler, yağlıklar, eşarplar, inci işlemeli çevreler, bürgüler, poşular, yemeniler, çarlar, atkılar, çemberler, çitler hepsi türbana dönüşmekte.

Saç örgüleri, ta kadın beline kadar inen örmeli beliklerin, topuzların açıkta, kah savrula savrula, kah yayıla yayıla, baş kısmında bürgüsü ile köy çeşmesine su almak için inen, namazında niyazındaki kadın, Müslüman değil miydi acaba?

Seksenli yılların başında çıkan türban, melek yüzlü çocuklarla, güzel kızlarla afişe edilerek reklamı yapıldı, ‘ağlayan çocuk.’ gibi dolmuşlara yapıştırıldı. ‘Rabia’ filmlerinde işlendi, Kuran Kurslarında İlköğretim Çocuklarına giydirildi.

Tüm özgürlük savaşçıları birbirleriyle paslaşarak “ Türbana Özgürlük.” sloganı atıp neredeyse, “Tek yol Türban.” demeye getiriyorlar. Önce beyinler karıştırıldı, sonra bundan yararlananlar.

Türban neredeyse özgürlük simgesi oldu. Neyin özgürlüğü ? Belli değil.

Bir an için, laiklerin de aynı şekilde türban taktıklarını düşünsek, bizim türbancılar aynı şekilde takmaya devam ederler mi, yoksa derhal biçim ve şekil mi değiştirirler? Sorunun cevabı burada .