Türban sizlere ömür

Üniversiteli kızlarımız artık türban denen nesneyi kullanamayacaklar. Çünkü 9 Şubat’ta buna ilişkin Anayasa değişikliği Meclisten geçti. Cumhurbaşkanı onaylayıp R.Gazetede yayınlandığı anda "Türban yasak"... Bu hükümet, “yasakları kaldıracaktı, özgürlüklerin önünü açacaktı”.
Heyhat! Yeni yasaklar getirildi.
Bu millet, bunun için mi bu partiye oy vermişti?
Sağ gösterip sol vurmak buna denir işte!
Yasak gelmekle kalmadı, bir de şart/koşul getirildi. Yani, genç kızlar başörtülerini kafalarının neresinde düğümleyecekler? Çene altından mı, çene üstünden mi, ensenin ortasından mı, boyun bölgesinin sağından mı solundan mı? Sağ tarafa düğüm atılırsa (sevap meleklerinin), sol tarafa düğüm atılırsa (günah meleklerinin) işi zorlaşacak.
Çene altına düğüm atılırsa, bu kez en çok konuşan yaratığın konuşma özgürlüğü ortadan kalkacak. Düğüm, ensenin kökünde ise daha vahim sonuçlar doğabilir. Hoca Efendilerin, “enseye tokat atmaları” halinde hayati tehlike söz konusu. Velhasıl işin içinden çıkamadım.
Türban Üniversitede bu şekilde yasaklandığına göre; bu kızlar okulu bitirdiklerinde yasaktan kurtulacaklar ve sıra iş hayatına gelip dayandığında, bazıları Kamu’da çalışmak zorunda kalabilirler. Bunlar için Kamu’da türban yasağı söz konusu olmayacaktır. Yasak sadece Üniversite içindi.
Şimdi buyurun buradan yakın… Türban var mı-yok mu, yasak mı serbest mi? Yoksa Sağ mı-ölü mü? Atatürk’ü yeniden öldürdük ama Nasrettin Hocaya acıyorum. Nasrettin Hoca bu günleri görseydi acaba nasıl bir çıkış yolu bulurdu bilemiyorum.
Bence, “Türban sizlere olsun kurban” ya da “ Türban sizlere ömür” derdi.