Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Türban üniversiteye girince çağdaşlık ve laiklik darbe yiyecekmiş

Türban üniversiteye girince çağdaşlık ve laiklik darbe yiyecekmiş
 

-Türban Üniversitelere girmesin diyorlar.
-Diyen kim?
-Rektörler.
-Eylemlerini yaptılar.
-Tepkilerini koydular.
-Sonuç.
-Hiç.
-Zaten hiçte olmalıydı sonuç.
-Nedenmi?.......

* * * * *

-Nedenleri sıralamakla bitiremeyiz.
-Üniversitede öğrenciyiz.
-Gazete ve dergi çıkarmak istiyoruz.
-Öğrenciler olarak.
-İzin veriliyormu?
-Hayır.
-Kim vermiyor izni?
-Tabiki rektör beyefendi.
-Öğrenci derneği kurmak istiyoruz.
-Ne diyor rektör?
-İzin veremem, sonra bilumum vukuatlar çıkar.
-Öğrenci kulübü kuralım diye dilekçe veriyoruz.
-Dilekçe dekanda bekliyor, on beş gün.
-Onay veriliyor.
-Sonra dilekçe rektörün masasının üzerinde.
-Nemi oluyor?
-Sümen altı oluyor.

* * * * *

-İş hukuku dersindeyiz.
-Adının önündeki ünvanı Prof. Olan bir hocamızın dersi.
-Konumuz sendikalar.
-Ne diyor Prof. Hocamız?
-“Çok sıkıcı bir konu yahu.”
-“Bu konuyu es geçsek olmazmı?”
-“Gidiniz evde okuyunuz.”
-“Zaten bu konudan soruda sormayacağım.”
-Diyen kim?
-İş hukuku dersinin Prof. Ünvanlı hocası.

* * * * *

-Ders Kamu Maliyesi.
-Hazinede görevliymiş, bir hocamız.
-Adının önünde Prof. Ünvanı.
-Konu geliyor Marksist ekonomiye.
-Hoca ne diyor?
-“Bu konuyu işlemiyoruz arkadaşlar.”Diyor.
-Ve ilaveten sinkaflı bilcümle küfürler.
-Kime küfrediyor hoca.
-Tabiki Marksist ekonomiye.

* * * * *

-Dersimiz Yönetim muhasebesi.
-Prof. Ünvanlı bir hoca.
-Dersi dinliyoruz.
-Dışarıdan bir ezan sesi.
-Hoca dersi kesiyor.
-Ezanın bitmesini bekliyoruz.
-Bir grup öğrenci ayak ayak üstüne atmışız.
-Hoca bize “Sizler duymuyormusunuz okunan ezanı.” Diyor.
-Duyduğumuzu söylüyoruz.
-Devam ediyor hoca.
-“Niye ayaklarınızı indirmiyorsunuz.”

* * * * *

-Efendim türbanın Üniversiteye girmesi olmazmış.
-Laik ve çağdaş yapımıza darbe inermiş.
-İlginç.
-Yani türban üniversiteye girincemi Laiklik ve çağdaşlık darbe yiyor?
-Komedinin resmidir.

* * * * *

-Peki.
-Ne diyelim?
-Materyalizmi okutuyormusunuz?
-Hayır.
-Diyalektiği okutuyormusunuz.
-Hayır.
-Diyalektik ve tarihsel materyalizme sinkaflı küfürler yağdırıyormusunuz.
-Evet.
-Evrim teorisinin, tarihsel materyalizmle ilişkisi üzerine iki kelam laf ediliyormu.
-Hayır.
-Veya evrim teorisini anlatıyormusunuz?
-Türlerin kökeninden bahsediyormusunuz?
-Hayır.

* * * * *

-Şimdi durun ve düşünün.
-Dinle nasıl mücadele edeceksiniz?
-İçi boş, ikna etme yönü sıfır olan, zayıf bir ideolojik dayanaklamı.
-Dinle ve uzantısı olan türbanla mücadele edecekseniz eğer…
-İdeolojik dayanağınızın güçlü olması gerekir.
-Gerisin geri söylemler laftan ibarettir.
-Her defasındada dinciler şamarı çakıp geçiyor.
-Çünkü.
-Dinle ve türevleri ile mücadele, ancak tarihsel materyalizmle ve diyalektik düşünce ile yapılır.
-Tarihsel materyalizmi ve diyalektiği reddederek, din ve türevleri ile mücadele edilmez.
-İdeolojik dayanaktan yoksun, içi boş, elitist bir söylem orataya çıkar.
-Nitekimde öyle olmaktadır.

* * * * *

-Çağdaşlık darbe yermiş.
-Bir kalem burayı geçelim.
-21 vatandaşımız yaşamını yitirdi.
-Onlarcası yaralandı.
-Nerede?
-Terazidere’de.

* * * * *

-Bayrampaşa, Maltepe, Topçular, Edirnekapı, Merter, Topkapı / Gümüşsuyu,
Topkapı / Mithatpaşa, Yıldırım Mh., Murat Mh, Cin Cin deresi, Davutpaşa / Nizamiye.
-Küçük sanayi siteleri ile doludur.
-Triko atölyeleri,
-Konfeksiyon atölyeleri.
-Tornacılar.
-Kalıpçılar.
-Kaynakçlar.
-Kesimciler.
-Dokumacılar.
-Ve bilumum imalathaneler.
-Buralara toplanmıştır.

* * * * *

-On binlerce işyeri vardır buralarda.
-Yüzbinlerce insan çalışır bu atölyelerde.
-İş güvenliği yok.
-Sosyal güvenlik yok.
-Ruhsat yok.
-Kaçak işletmecilik diz boyu.
-Kayıtdışılık alabildiğine.

* * * * *

-Çalışanlar.
-Esenler’de, Dörtyol’da, Üçyüzlü’de, Yüzyıl’da, Atışalanı’nda, Tabya’da, Güngören’de, Bağcılar’da, Bağlar’da, Ateştuğla’da, Yavuz Mh. Siyavuşpaşa’da, Yavuzselim’de, Gazi’de, Küçükköy’de, Alibeyköy’de oturur.
-Çalışanların,
-Çalıştıkları yerler harabedir.
-Oturdukları yerler harabedir.
-Çarpık yapılaşma diz boyudur.
-Asgari ücrete talim ederler.
-Zamanında maaşlarını alamazlar.
-Alsalar bile yarım yamalak ödenir maaşları.
-Her dakika işsiz kalma korkusunu yaşarlar.
-Çalşma saatleri 14 saattir.
-Sendika, sigorta, iş güvenliği falan..
-Bu kavramlar nedir?
-Kimse bilmez.

* * * * *

-Şimdi efendim.
-Buralarda çalışan on binlerce genç kız var.
-Türban taksalar ne
-Türban takmasalar ne.
-Yani.
-Üniversiteye türbanı sokmayınca çağdaş olacağımızı düşünmek garip.
-Ahmaklara özgü bir düşüncedir.

* * * * *

-Gece kondulaşma alabildiğine.
-Yolu belli olmayan.
-Caddesi olmayan.
-Sokakları meçhul olan.
-Her yeri çamur deryasından geçilmeyen.
-Çarpık yapılaşmanın diz boyu olduğu yurdumda.
-Adım başı kahve olan.
-Kahvelerin içi ağzına kadar dolu olan,
-İşsizliğin diz boyu olduğu yurdumda.
-Türban Üniversiteye girince çağdaşlık ve laiklik darbe yiyecekmiş.
-Hiç güleceğim yoktu.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..