Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '07

 
Kategori
İnançlar
 

Türbanlı çağdaşlık (1)

Türbanlı çağdaşlık (1)
 

Dünyaca ünlü ''TIME'' Dergisi bu hafta, Türkiye'de seçimlerin yaklaşmasıyla ilgili haber yapmış. ''Türkiye'de Büyük Bölünme'' ve ''Türkiye'nin İkilemi'' manşetlerini atmış. Kapakta da türbanlı bir Türk kızı, Mine KARAKAŞ. Türkiyenin Çağdaş ama türbanlı yüzü...

Yazıma, şu soruyu sorarak başlamak istiyorum?
''Uluslararası birçok kuruluşun üyesiyiz, ABD'siyle AB üyesi ülkelerin çoğuyla dostluk, ticari, sosyal, ekonomik alanda birçok işbirliği anlaşmamız var. Bu ülkeler niçin bizim ülkemizi devamlı kötü durumda görmek isterler?''

Biraz tarih, coğrafya bilgisi olanlar, haberleri takip edenler, belirli kültür seviyesine erişmiş eğitimliler kısa cevap verebilirler.
''Türkiye'nin coğrafi ve stratejik önemi çok fazla, işlenmemiş toprak altı zenginlikleri, petrol kuyuları kapatılmış alanları var. Ortadoğu'da kilit durumda... Tek lâik ve demokrasi ile yönetilen İslâm ülkesi...'' Uzar gider.

Bu ülkeyi yöneten politikacılar, birbirlerine efelenmesini biliyorlar, değil mi?
Bakın TV haberlerine, dinleyin birbirlerine söylediklerini! Lütfen!
Ağıza alınmayacak sözler, iftiralar, karalamalar...

Peki niye ABD'ye ve güçlü AB ülkeleri yöneticilerine efelenmiyorlar?

''- Siz bizden ne istiyorsunuz ya? Bizi böleceksiniz de elinize ne geçecek? Gelin sizlerin menfaatleri neyi gerektiriyorsa o şekilde hareket edelim Ortadoğu'da da, ama bizim ülkemizin de menfaatlerini gözeterek. Gelin, erkekseniz teker teker gelin!:)) Yok canım hepsi birden gelsinler. Mesela Bilderberg toplantılarında alınan kararları bizlere de bildirsinler. Kararlarda söz hakkımız olsun!''

Ama bunları istemek için Partiler Kanunu, Seçim Sistemi (delege sisteminin bozukluğu düzeltilmeli) değişmeli. Lider hegemonyasına son verilmeli, üniversite bitirmemiş, eğitimsiz kimselerin milletvekili seçilmeleri önlenmeli. Kısacası birtakım siyasi reformlar yapılarak Meclis'in daha bilinçli çalışması sağlanmalı.

Politikacılarımız kendilerinden emin, şahsiyet sahibi olunca diğer ülke politikacılarıyla dostluk kurmakta zorlanmazlar. Ülkemiz yararına karar almaları da kolaylaşır. Birbirleriyle özel telefon görüşmeleri yapabilirler.

Demek istediğim odur ki, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler çoğunlukla beceriksizler.
Diğer ülke liderleriyle şahsi dostluklar kuramıyorlar. Kurdukları da göstermelik ve kısa çıkarlar üzerine oluyor.
Başbakanımız Berlusconi ile dosttu. Düğüne çağırdı, davetli sayısı arttı, parsayı cukkaya attı. Ne oldu bu dostluk? Bilmem. Berlusconi de ülkesinin telefon şirketinin menfaatlerini kopardı gitti.

Bu yazının çok uzun ve sıkıcı olmasını istemiyorum. 2 Bölüm halinde yazacağım. ÇAĞDAŞ TÜRBANLIK'la ilgili düşüncelerimi 2. bölümde anlatacağım. Ama bu bölüm orada yazacaklarımın alt yapısı.

Osmanlı'nın son döneminde de ''Hasta Adam'' dediler koca imparatorluğa. Neticede ellerinden geleni artlarına koymadılar ve bizi zorla ve Almanların hilesi ile (Goeben, Breslau gemileri, Sivastopol) 1. Dünya Savaşına sokarak İmparatorluğun parçalanmasına neden oldular. Ama önceden, yıllar süren faaliyetleri oldu bu konuda.

Şimdi de bir ''Sözde Ermeni Soykırımı'' konusu çıkardılar yıllardır. Sırayla bütün dost bildiğimiz ülkeler meclislerinden geçirdiler kararları. Bir tanesi de ''Hayır, tarihi tarihçilere bırakalım, bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile dostça ilişkilerimiz var bunu bozamayız.'' demiyor.
Neden? Çünkü politikacılarımız onlara söz geçiremiyorlar, onlarla dostluk kuramıyorlar ki.

''- Ayıp ettin Hansi Alsanahamsi, Brunowski Neyapıyorsunki, Çaykoyski Demliolsunki vs'':)) diye samimi konuşabilecekleri dostları yok.

Bunun sonucu olarak da, hep diğer ülkeler bizimle ilgili kararları bizim haberimiz yokken, arkamızdan alıyorlar. Hançerlemeleri de kolaylaşıyor. Genellikle kendi ülkelerinin menfaatlerini koruyan kararlara imza atıyorlar; politikacılarımızın beceriksizliği yüzünden, bizim ülkemiz de aşağılanıyor.

Yıllardır en önemli sorunumuz ''TÜRBAN' oldu. Aslında Mehmet Ağar'ın düşüncelerine saygı duyuyorum. Türbanı yasak ettiniz de ne oldu? Dünyaya rezil olduk. Üniversitelerde ve kamusal alanda da serbest bırakılsa türbanlılar yarı yarıya azalır.

Başbakanımız bile, sıkılmadan,

''- Ülkemizde tam demokrasi yok, ben kızlarımı ABD'de okutuyorum, zira bizim üniversitelerimize türbanlı gidemiyorlar.'' diyebiliyor. Bir iş adamından aldığı burslarla kızlarını bedavadan yurt dışında okuttuğunu, o iş adamına bir menfaat sağlayıp sağlamadığını söylemiyor kimseye. Basından öğreniyoruz.

Konuyu tam algılayamayan yabancılar da bir başbakanın kendi ülkesi hakkında böyle şikâyetlerde bulunmasına popolarıyla gülüyorlar.

DEVAMI 2. Bölümde...

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..