Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '06

 
Kategori
Bilgisayar
 

Turbo fırınlı bilgisayar

Turbo fırınlı bilgisayar
 

Bu bilgisayar çılgınlığı sinirlerimi bozmaya başladı. Daha bilgisayarı alalı iki sene olmadı yeni oyunlar ve işletim sistemleri karşısında katır gibi yavaş. Oyuna başladın, oynadın diyene kadar gazetemi okuyorum. Eğer oyun videolarla doluysa ve bu videoların çözünürlükleri gayet kastırıcıysa gazetemin yanında ekini de alıp güzel de bir kahve yapıyorum. Oyunu bitirmek gibi bir amacım yok zaten. Maksat bilgisayarla kaynaşmak ve jübilesini yapması gerektiğini hatırlatmak. Monitörümüz de LCD olmadığı için kaya gibi masanın yarısını kaplıyor.

Aşırı bilgisayar kullanımı gözlere zarar veriyor. Eğer bilgisayarınız benimki gibi bir monitöre sahipse belinize de zarar verir. Eşek ölüsü gibi monitörün yanında gülle gibi bir de kasa var. Ağırlık bakımından para kasalarına benzese de ürettiği ısı bakımından lahmacun fırınına benzer. Bilgisayarı birkaç saat açık tutun multi fonksiyonlu turbo fırın hazır. Oyun oynarken ikinci bölüme gelmeden pideyi atın kasaya oyun bitmeye yakın çıtır çıtır çıkar.

Zaten oyunu adam gibi oynayamayacağınız için gazetenizi, kitabınızı, vs.nizi de alın, uzatın ayaklarınızı kasanın üzerine… Kış günlerinde ailecek bilgisayar başında toplanıp bir film açın ve kasanın üzerine demlik ve kestane koyun. İşte bilgisayar keyfi. Yeni bilgisayarlarda bu tür ekstralar yok. Yok efendim suyla soğutma, bilmem kaç fan, ışık hızında CD yazıcı…Önce eskiyi kullanacaksın ki sonra yeni bilgisayarın değeri anlaşılacak.

Maziyi anımsıyorum da…Benim dört hızlı canavar bir CD sürücüm vardı. Sürücü dediğime bakmayın siz. CD’yi içine sürüyorsunuz ama aletin ne yapması gerektiğini anlaması on beş dakika sürüyor. Tabi tecrübeli kullanıcılar olarak gazeteniz ve kahveniz hemen yanı başınızda. CD sürücünün ışıkları yanar da yanar, yanar da yanar. İçerde canlı müzik mi var ne oluyor? Oku da işimize bakalım! Yok! Eğer ki CD’den bilgisayara bir program yükleyecekseniz durumunuz çok daha acıklı. Öncelikle çekin pijamaları. Gece uzun. Sürücüyü açıp güzelce üfleyin ve CD’nizi yerleştirip sürün. Sürücü onbeş dakikalık “ulan ben CD okuyucusu muyum? Bu ne?” gibi bir afallamadan sonra CD’yi okumaya karar verir. Bilgisayar sahibi olarak şöyle bir göğsünüz kabarır fakat acele etmeyin bu heyecan uzun sürmez. Önce hafif bir motor sesi duyulur sonra bu ses Boeing 747’lerin havalanmaya yakın çıkardığı sese dönüşür. Doğal olarak “içerde yeni CD yapıyor herhalde” diye düşünüyorsunuz. Bu kadar gürültüye adamlar Boeing havalandırıyor, bizimki ışık yakıp söndürüyor.

Sinirler hat safhada, hava kararmış, kahve bitmiş ne olacak? Aceleye gerek yok! Öncelikle gazetemizin bulmaca ekine uzanalım. Tam sayfa bulmacamızı açıp çözmeye başlayalım. Arada sürücümüzden şaşırtıcı sesler çıkabilir. Kesinlikle yersiz heyecanlara izin vermeyin. Bulmacamızın ilk sorusu Dört Hızlı CD ROM’un Türkçesi, beş harf? Hmm…B-A-L-T-A! Evet tam oldu. Bu tip bir sürücünün CD okumasını beklemeyin. Bilgisayar başına oturmanın amacı zaten gazete okumaktı. Yapılacak en iyi şey sürücüyü hunharca bağlı olduğu portlardan koparıp almak ve en yakın bilgisayarcıya çorba parasına satmaktır. Yok bilgisayarcı kendi çapında uyanıklık edip çorba parasını çok görürse mal sahibi olarak sürücüyü hibe edin. CD sürücüsü olmadığı kesinleşen alet artık elektronik hayatına kamyon sürücüsü olarak devam edecektir. Bu şekilde belki sürümden kazanabilir:)

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..