Turco El Clasico

Fenerbahçe ve Galatasaray Süper Kupa maçında dün gece karşılaştı. Bu derbi maç son yıllarda iyice gerilen ortamla ve rakiplerini gerek mali yapı gerekse de kadro kalitesi olarak geride bırakmalarıyla birlikte Türkiye'nin El Clasico'su olarak anılmaya başlandı. İki takımı da desteklemeyen tarafsız seyirci olarak bu maçları keyifle izleyerek objektif bir gözle gözlemleyebiliyorum.

Kadrolara baktığımızda Fatih Terim takımı çift forvetle sahaya sürerken, Aykut Kocaman forvetsiz bir takım sahaya sürmüş. Kuyt ileri uca yakın isimdi ama forvet oyuncusu değildi. Alex ise Kuyt 'ın bulunduğu bölgede süpriz golcü.

Maça Galatasaray hızlı başladı. İlk 10 dakika acemice hatalar pas kayıpları eşliğinde hazırlık maçı ciddiyetsizliğinde geçti. Daha sonra ortam gerildikçe özellikle Galatasaray'ın golüyle birlikte maç daha da heyecan verici hale dönüştü.

Gecenin şanssızlığı Fenerbahçe'nin adına kaleci Volkan'ın sakatlanmasıdır. Volkan sakatlanıp oyundan çıkması da skor üzerinde belirleyici oldu. Mert 'in yaptığı hata Galatasaray'ın öne geçmesine sebep oldu. Bu hediye golden sonra Fenerbahçe Alex'in frikiğinde barajdan seken topun filelerle buluşması eşitliği sağladı.

İkinci yarıda Bekir'in posizyon hatası ile defansın arkasına sarkan Umut skoru tekrar Galatasaray lehine değiştirdi. Bu posizyonun başında Kuyt'a faul yapıldığına dair itirazlar geldi Fenerbahçeli oyunculardan. Ancak o posizyonda faul yoktu. Aksine Kuyt faul alabilmek için iki oyuncunun arasına girdi ama defans oyuncuları bu tazağa düşmedi.

Gol için ataklarını sıklaştıran Fenerbahçe Kuyt'ın kafa golüyle beraberliği yakaladı. Bu posizyonda Baroni'nin eline çarpma posizyonuna itirazlar edildi. Özellikle futbol oynayan biri o posizyonda nasıl el kararı bekleyebilir anlayamıyorum. İtirazlarını abartan Engin Baytar kırmızı kartla cezalandırıldı ve sonrasında Cüneyt Çakır'ın yakasına yapıştı. Engin Baytar'a bu terbiyesizliğinden dolayı en az 10 maç ceza verilmeli.

Bu dakikadan sonra iki takım da posizyonlar buldu. Herkes maç uzatmaya gitti artık derken Umut ceza sahası içinde yerde kaldı ve Cüneyt Çakır çizgi hakeminin uyarısıyla penaltı kararı verdi. Çok tartışılan penaltı posizyonu hakemler için zor bir posizyon. Caner'den Umut'a bir müdahale var ama bu dokuz kusurlu hareketten biri mi bunun kararı hakemin yorumuna bağlı. Penaltı vereni de vermeyeni de eleştirmem. Ancak penaltıya sebep olan oyuncuya kızarım. Umut topu almış kaleye sırtı dönük sahanın köşesine doğru çekerken Caner'in yaptığı hamlede dikkatli olması gerekirdi. Penaltıyı gole çeviren Selçuk kupayı kazandıran gole ismini yazdırdı.

Galatasaray koşan, arzulu, baskılı, kazanmak isteyen bir takım. Defansta Dany yetersiz. Posizyonlarda çok ağır kalıyor ve her an hata yapmaya açık. Kendisini geliştiremezse Semih'i kesmesi mümkün değil. Umut sanki uzun zamandır bu takımda oynuyor gibi. Tabiki Trabzonda beraber oynadığı arkadaşlarıyla aynı takımda olma avantajını lehine çeviriyor. Umut bu sene adından çok söz ettirebilir. Hamit de kalitesinin çok altında performans sergiliyor. Ancak tecrübesi ile doğru posizyonlar alıp özellikle savunmada çok iyi alan kapatıyor. Bir tebrik Fatih Terim'e. Aykut Kocaman'ın korkaklığını çift forvetle maça başlayarak, 10 kişi kaldığında bile savunmaya yönelik değişiklik yapmayarak değerlendirdi. Fatih Hocanın kadro cesareti alınan galibiyette belirleyici faktördü.

Kupanın Fenerbahçe yönüne bakarsak sahaya sürülen kadroda bir tembellik, boşvermişlik seziliyor. Tabiki Kuyt'ı istisna olarak ayırmalıyız. Kuyt kalitesiyle, hırsıyla, gücüyle varını yoğunu ortaya koydu. Aykut Hoca Galatasaray maçlarına çok korkak, ürkek çıkmaya alıştı. Ve bu tercihleriyle de başarısız sonuçlar aldı. Sow'u yanında oturtmak, Caner ile başlasa bile Stoch değişikliğini tercih etmemek büyük eksiklik.  Kalabalık orta sahada bütün yük Mehmet Topuz'un üzerindeydi. hem defansif anlamda baskı yapıp top çalmaya çalıştı, hem de ileri bölgeye top taşıyarak oyun kurmaya çalıştı. Destek görmemesi sebebiyle çok top kaybetti. Mehmet Topal ise dün gece tam bir hayal kırıklığıydı. Attığı bir ara pas dışında oyuna katkısı yoktu. Hasan Ali Kaldırım ve Orhan Şam 'da riske girmeden sorumluluk almadan basit oynayarak oyunun içinde olmaya çalıştılar. Bekir ise Fenerbahçe'de oynayabilecek bir oyuncu değil. Bunu dün gece de dikte etti.

Maçın en ilgiç görüntülerinden biri de sakatlanan Volkan'ın yedek kulübesine serumla dönmesidir. Bu fotoğraf karesi de artık Türkiye'nin El Calasico 'sunun önemini simgeler nitelik kazanmıştır.