Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '08

 
Kategori
Deneme
 

Turco

Turco
 

"Aynanın karşısında devdik..."


13. Avrupa Futbol Şampiyonası’na başlamadan önce görsel medyada, öylesine gaz verdik ki, sanki önümüze kim çıkarsa çıksın hiç önemli değildi! Mutlaka yenecektik! “Turco” lakabıyla futbolcularımızı, TV’nin büyüsünde şişirdik. Çocukluğumuzda da böyle değil miydik? Aynanın karşısında devdik. Sonra büyüdük ve istatistikî veriler önümüze geldikçe, “Acaba hatayı nerede yaptık?” sorusuyla, baş başa kaldık…

Neyse kendimizi üzmeyelim, futbol bu. Elbette yenmekte var, yenilmekte.

Top yuvarlak, bazen nereye gideceği hiç belli olmuyor!

Tıpkı kör bir kurşun gibi…

Kurşun dedimde aklıma “ Hedef Kitle” geldi. Kadınlar, tanıtım sektörünün vazgeçilmezleridir. Şirketler, onların sayesinde ayakta kalırlar ve kar paylarını tavan yaparlar. Fuarların görkemli stantlarında ürün tanıtımı yapan mankenlerin çekiciliğine kanarak, istemediğiniz ürünü biranda yan cebinizde buluverirsiniz!

İlaç sektöründeki represantlara, doktorun olduğu her yerde rastlamışsınızdır. Ellerinde, bavul tipli çantaları, şık giyimleriyle hemen sırıtırlar. Sizlerden önce doktorun odasına girerek, saatlerde çıkmasını bekler, içeriden gelen kahkahaları hasta hasta dinlerseniz! Onlarda ilaç sektörünün ince damarlarındandır. Onların ağız kalabalığı ve vücut çalımıyla ilaçlarınız fazlasıyla reçetenize yazılıverir. Yine, onlar sayesinde kullanmadığınız ilaçlara verilen paralarla ülke ekonomisi israfın eşiğine sürüklenir. Dolabınızda, kutular dolusu ilaçlar da, kapağı bile açılmadan son kullanma tarihlerini doldurmayı beklerler.

Adı bende saklı represantla sohbetimize ortak olmak ister misiniz?

“ Hiç sorma, daha önce çalıştığım ilaç firmasında, ilaç satışlarını artırmak için neler yapılıyor neler! Vallahi şaşar kalırsın.”

“ Tahmin edebiliyorum. Nelermiş?”

“ Kadın represantlar tüm dişiliklerini kullanarak, erkek doktorları etkiliyorlar.”

“ Ya erkekler?”

“ Onlarda, belden aşağı fıkralarla başlayıp, işi promosyonlu otel rezervasyonlarına kadar götürüyorlar”

“ Rus kadınlarından bahsediyorlar, doğru mu?”

“ Sorduğun soruya bak!”

“ Her yıl 500 milyon dolarlık ilacın neden çöpe gittiği anlaşılıyor.” Bu arada sinirden dilim damağım kuruyor ve çaycıya sesleniyorum.

“ İki demli çay!”

“ Daha sizlerin bilmediği ne teknikler var, şaşar kalırsınız!”

“ Desene, Amerika’da tanıtım çalışmaları için, yılda 25 milyar dolar parayı boşuna dağıtmıyorlar.”

“ Aynen öyle!”

Ahhh!…benim çilekeş vatandaşlarım Ahhh!... Bizler burada milyonlarca doları çöpe atarken, onlarca yaşlımız da, üç ayda bir verilen 250 YTL için banka kuyruklarında bitap düşüp, ellerinde serumlarla hastane koridorlarında yaşadıklarına şükrediyorlardır.

Boşuna, bir file yiyecek ve kömüre muhtaç bırakılan, sadaka toplumu yaratmıyoruz.

Bu arada, Avrupa sağlı sollu ataklarını sıklaştırıyor…

Defansta elimizden geleni yapıyoruz ama topu bir türlü ceza sahamızdan uzaklaştıramıyoruz! Rakibin topları direkten dönüyor ama yine de iki gole mani olamıyoruz! Herkes dağınık ve ne yaptığını bilmiyor…

Umarım sonumuz iyi olur…

İyi keyifler dilerim…

<ı>Haziran/ 2008/Bursa Ertuğrul ERDOĞAN

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..