Turgut Özal ve Ergenekon

Aylar önce gündemde bomba gibi yerini  aldı Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı'nın naaşı açıldı ve zehirlenme şüphesiyle incelemeye alındı haberleri. Hatta mezarına biriken kar suları sayesinde naaşın hiç bozulmadan yıllarca durduğu ve incelemenin çok kolay gerçekleşeceğini yazdı gazeteler birinci sayfadan. Fakat her ne olduysa otopsi raporları kesin bir netlikle hiçbir yerde açıklanmadı, üzerinde bir sır perdesidir duruyor ve gizemini koruyor.

Bazı kaynaklardan edindiğim bilgiye göre sıtrıknın maddesinin vucudunda bulunduğu ve bu kuvvetli zehirleyici maddenin onun ölümüne neden olduğu yönünde. Hatta bu maddeyi ona eşi Semra Özal'ın dahi verdiğini yazan internet siteleri mevcut. Bazı kaynaklar da Özal'ın naaşında yapılan incelemelerde hiçbir zehir veya ölümcül maddeye rastlamadıklarını belirtiyorlar. Yaşanan olaylar ve otopsisinin farklı kaynaklardaki yorumları komplo teorilerini de beraberinde getiriyor ve bunlara bir yenisini de ben ekleyeceğim.

Turgut Özal'ın ölümünde Ergenekon parmağının olduğunu düşünürsek, kamuoyundan saklanan gizli dosyalarda yer alabilecek Özal'ın otopsisinin zehirlenme ile sonuçlanmasının raporu da var ise, işte ben o zaman verilen müebbetlere biraz itimat ederim. Acaba gerçekten de bazı dosyalar kamuoyundan saklanıyor mu? Ya da yargıtay onaylarsa ömürlerini bos yere demir parmaklıklar ardında geçirecek insanlar masum mu?

Turgut Özal'ın naaşının incelenmesi ve ergenekon davalarının sonuçlarının bana düşündürdükleri bunlar. İncelemelerde ve kesilen cezalarda başka suçların da olduğu muhakkak. Fakat Türkiye Cumhuriyetinde bir Cumhurbaşkanını zehirlemek te bana kalırsa suçların en büyüğü.