Turizmi öldürüyorlar !..

Evet, öyle görülüyor ki, altın yumurtlayan tavuğu (neredeyse) boğmuş durumdayız! Zavallı çırpınıyor, ölmemek için direniyor! Turizmimizde çok kötü bir dönem geçirdik.

Turizm işletmecileri “Turist gelmiyor” diye ağlıyorlar.

Ancak düşünmek gerekir: “Turist neden gelsin?” Turist, rahatlık ister, huzur ister, kavga-dövüş ortamından uzak durmak ister.

Parasıyla başını derde sokmak istemez! Batı illerimizdeki terör nedeniyle insanlarımız gergin…

Bu gerginlik yurt dışına da yansıyor. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerin Dışişleri Bakanlıkları vatandaşlarına “Mecbur kalmadıkça Türkiye’ye gitmeyin” diye uyarılar yapıyor. Kin, öfke, nefret ve özgürlüklerin kısıtlanması üzerine kurulan politikalar, yabancı basında da çeşitli haber ve yorumlara konu oluyor.

Kararan ekranlar, el konulan gazeteler, hapse atılan yazarlar-çizerler… Ve terör! Hepsi olumsuz etki yaratıyor.

Sınırlarımız elek gibi… İki buçuk milyon sığınmacı Türkiye’yi işgal etmiş durumda…
Kendi hükümetleri tarafından uyarılan ve ülkemizdeki kargaşayı duyan yabancı turistler, eğer macera aramıyorlarsa, Türkiye’ye gelirler mi?

Gelenler, macerayı sevenler! Misak-ı milli” denilen kavram, akıldır. Akıl yoksa…

Bir koyayım üç alayım, Şam’da namaz kılayım filan derken, anca şehit tabutu alırsın..

BİNLERCE Suriyeli öldü. Halep yıkıldı. Şam perişan oldu.

Suriye ahalisi evinden barkından oldu. Çocuk cesetleri kıyılara vurdu.

“Pray for Syria”( Suriye için ağla- dua et ) diye bir ses yankılanmadı küresel bir biçimde.

Bağdat’ta patlayan bombalar, günlük hayatın rutini haline geldi.

Bağdat ve katliam... Artık ayrılmaz ikili oldu.,

Bırakın dünyanın ayağa kalkmasını, kıllar bile kıpırdamadı.,

Suruç Katliamı... Ankara Katliamı... Sanki sıradan işlermiş gibi algılandı.

Alabildiğine yerel, alabildiğine dünyadan uzak... 

Bir mum yakanımız bile çıkmadı. Fakat ne hikmetse... Söz konusu Paris olunca..,

Fiyakalı kampanyalar, “Pray for Paris”( Paris için ağla ) diye küresel haykırışlar, mum yakmalar, dünyayı ayağa kaldırmalar falan...

Tamam, kardeşim tamam... Acıları yarıştırmayalım yarıştırmamasına da...,

Bu denli adaletsiz, eşitsiz ve vicdansız bir yarış, kimsenin kanına dokunmuyorsa... Ne dokunacak?

 ozcanvural33@hotmail.com