Türk değil miyiz yoksa?

Her gün yeni bir gündem oluşturuluyor ya, Türk’lük de bundan nasibini aldı, biliyorsunuz, tarih okuyan öğrenciler ve hocaları da, konu alanlarına girdiğinden dolayı, ve de iyi ki, bu konu hakkında aydınlatıcı çalışmalar yapıyorlar.

Bu çalışmalardan biri de Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü tarafından yapıldı:

“YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ I. ÖĞRENCİ KONFERANSI: TARİHTE TÜRKLÜK

Genç tarihçiler olarak bugünlerde yaşanan 'Türk Yoktur' gibi söylemlerinin ardından aslında Türk tarihi hakkında çoğu kişinin pek bir bilgisi olmadığını fark ettik. Bunun ardından böyle bir konferans yapılmasına karar verildi. Konferansta Türklerin M.Ö. 3 bin de Güney Sibirya'nın Abakan Bölgesi'nde tarih sahnesine çıktığı, Türklerin başta Büyük Hunlar, Göktürkler olmak üzere irili-ufaklı 120 Türk devleti kurduğunu, Türklerde aile ve devlet teşkilatlanmalarından kadının önemine ayrıca kurt ve çift başlı kartal motiflerine kadar pek çok konu işlendi. Konferansa ' Türk yoktur' demenin akılla örtüşmediği vurgulandı.

Tarih Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Babak Javanshir ve Antropoloji bölümü öğretim üyesi Arif Acaloğlu'nun yaptığı açılış konuşmalarının ardından Mücdat Şahin, Başak Kuzakçı, Fulya Gökçek, Ali Erdem Cindilli, Eren Balevi, Mümin Semercioğlu, Çiğdem Gündem, Kaan Yılmaz, İlker Gürer, Hıdır Ayyıldız, Mert Çitçi ve Ayşen Çakıray sunumlarını yaptı.

Konferansa katılım ve ilgi oldukça büyüktü. Başta Antropoloji bölüm başkanı Prof. Dr. Akile Gürsoy ve tarih bölümü öğretim üyesi Dr. Birsen Talay Keşoğlu olmak üzere tarih ve antropoloji bölümü öğrencilerinin katılımıyla 12 Aralık 2013 tarihinde Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Konferans Salonu'nda gerçekleşti.

Yoğun ilgiyle karşılanan genç tarihçilerin konferansı tarih bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Babak Javanshir ve Antropoloji bölümü öğretim üyesi Arif Acaloğlu'nun değerlendirmelerinin ardından sona erdi.”

******

Keskin köşelerim pek olmadı; ırkçılıkmış, milliyetçilikmiş, dinmiş gibi… İnsanı düstur bildim; insan insanı düstur belleyince insanın her halini bir şekilde anlıyor: Ne orospusuna ne hırsızına, ne zenginine ne fakirine, ne sağcısına ne solcusuna insan dışı bir varlık olarak bakamıyor!

Son yıllarda, hiç de yapıma uymayan tepkiler verirken sağımdan solumdan keskin bıçaklar çıkıyor gibi hissediyorum; bu ben değilim!

Neden böyle oldum diye sorguluyorum kendimi…

******

Ben gibi hümanist insanlar zıvanadan ancak insan haklarının ihlalinden dolayı çıkar!

Kardeş; bölüne bölüne tek hücreli organizmalara döndük; bu kadar basit bir canlı mıyız yani?

“Türkiye Cumhuriyeti” fazla geldi, “T.C.” ibaresi resmi kurumların tabelalarından silindi. “Aman canım, ne oldu yani? T.C. silindi diye koca cumhuriyet mi yok oldu, yani? Denildi!

Bayramlar silindi; keza “Aman canım ne var bunda, çocuklar üşümesin!” denildi…

Atatürk silinsin diye amansız bir çaba var; görmemek, bilmemek imkansız! Yeni nesil için hazırlanan kitaplara bakmak yeter de artar!

Devlet erkanının söylemlerini örnek göstermek dahi istemiyorum ki insanın bulunduğu yere bir saygısı olur, en azından!

(Anlamayanlar için açıklayayım: Yıllardır devler ağzından, resmi törenler de dahil olmak üzere, Mustafa Kemal Atatürk adını kaç kez duydunuz? Ya Gazi Mustafa Kemal’i?

Mustafa Kemal Atatürk’ün adı “Gazi Mustafa Kemal” dir devlet erkanının dilinde; ayıp olmasa ya, onu da demeyecekler ya…

******

Son gelinen nokta da Türklük kavramını yok etmek; eee, Kürt’e de yaranmak gerek!

******

Atatürk diktatör ilan edildi, Türk diye bir kavram yok denildi, T.C. de zaten fazla geliyor diye tabelalardan atıldı, laiklik tüü kaka oldu…

Geriye ne kaldı derseniz: Bir onurumuz var; onu da biz yedirmeyiz, alimallah!

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com