Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Siyaset
 

Türk Devleti modern bir devlet midir, Türkiye’de devlet, hukukun üstünde midir?

Türk Devleti modern bir devlet midir, Türkiye’de devlet, hukukun üstünde midir?
 

Resim yazısı; -Derin devlet saklanır. -Kim O? -Sus yakalatacaksın beni.


Bu yazıda, modern devlet olamadığımız için halkın vergilerinin ve tasarruflarının nasıl hesapsızca heba edildiğini, bir simit çalanın, çaldığı burnundan fitil fitil getirilirken, deveyi hamudu ile yutanların, devleti soyanların nasıl sırça köşklerde yaşayabildiğinin hikâyesini eğmeden, bükmeden ve kıvırmadan anlatacağız. İşte yoksulluğumuzun ve modern bir devlet olamamamızın nedenleri;

Vatandaş, devletle yaptığı (Anayasa ve kanunlar) sözleşme gereği hukuka, yasalara uymadığı zaman bunun müeyyidesini ödemektedir. Ödemektedir ki, bir daha yanlışa cesaret edemesin.

Peki, vatandaşın yanlışları karşısında bir bedel ödemesine karşın, devleti temsil edenler yasalara uymadığı zaman bir bedel ödemekte midir?

Eğer, modern bir devlette yaşıyorsanız, bunun cevabı “elbette”;

Eğer, modern bir devlette yaşamıyorsanız, bunun cevabı “Neredeeee…” olacaktır.

Özetle; vatandaş ve devlet (devleti temsil edenler) kanunlar karşısında eşit ve adil olarak yargılanıyorsa, yani hukuk anlayışı, devlet anlayışının üzerinde ise modern devletsiniz demektir.

Değilse; Halkın seçtiği cumhurbaşkanını (gerektiğinde elbette) yargılayabilir,

Genelkurmay başkanını veya bazı görevlileri (gerektiği halde) yargılayamazsınız.

-“Peki, devlet ne zaman hukuktan üstün olmaktadır?”

Cumhuriyet döneminde yapılan tüm anayasalar ülkemizde kimler tarafından hazırlanmıştır? Açıkça söyleyelim; Halk tarafından değil. Anayasaların kimler (asker-yargı) tarafından yapıldığını sizlerde bilirsiniz.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletin (mi) dir.”

Bir anayasa taslağı halkın serbest iradesiyle meclisinde ve kamuoyunda kelime kelime sorgulanmadan, tartışılmadan hazırlanmamışsa, ne halkın isteklerine ve iradesine uygun olacaktır ne de uygulamada halkı egemenlik sahibi yapacaktır?

-"Neden?"

Bir anayasayı sadece yargıçlar yaparsa, öncelikle yargıyla birlikte kendilerini koruyacaklardır.

Bir anayasayı askerler ve yargı birlikte yaparlarsa, öncelikle anlayışlarını, haklarını, güçlerini ve kendi egemenliklerini koruyacaklardır.

Ancak; bir anayasayı halkın kendisi yaparsa, halk önceliğini kendi temsil hakkına verecektir.

Şimdi halkın gırtlağını patlatırcasına "sivil bir anayasa" diye bağırdığı zannediyorum daha iyi anlaşılacaktır.

-“Sivil bir anayasa yapmalıyız. Sivil bir anayasa... Sivil bir… Sivil… Sivil... Sivil...”

* * *

-"Türkiye’de hukuk mu üstündür, Devlet mi?"

Sorgulayalım;

Vatandaş bizde devletten ve onun yaptırım gücünden korkar mı? “Korkar mı” da laf mı yani! Ödü patlar.

Peki, devlet, vatandaştan korkar mı?

Bismillahirrahmanirrahim! İyi saatte olsunlar inşallah! Anlaşıldı senin yolun şimdiye kadar ülkemizde ne kışlaya düşmüş, ne karakola, ne de mahkemeye;

Hem bizlerin devlet anlayışını bilmez misin?

“Nizamı âlem (devletin bekası) için (kardeş) katli vaciptir...

Bizde devleti korumak adına bırakın sade vatandaşı, kardeşi hatta çocukların katli bile normal görülmüştür.

* * *

Hobbes’un tanımına göre devlet nedir?

Devlet bir cisimdir. Ancak devlet yapmadır,

Gerçek olan devlet içindeki insanlardır. Her şey zorunlu doğal nedenlere bağlıdır ve devlet de böyle bir nedenden ortaya çıkmıştır.

Bu nedenin temeli insanın varlığını koruma güdüsüdür. İnsan bunu yaparken doğadan mümkün olduğunca çok yararlanmaya çalışır, ama herkes bunu yapmaya kalkarsa insan insanın düşmanı durumuna düşer ki bu varlığı koruma güdüsüne aykırıdır.

Bu durumda genel bir güveni sağlayacak bir ortam gereklidir. İşte devlet insanlar arasında yapılan bir tür sözleşme ile kurulmuş ve genel güveni sağlamış olur.

Devlete bireye kendi istenci yönünde bir hak tanımaya kalkıştığı anda bir hiç olur. Devlet ya tam egemendir ya da bir hiç'tir. Bu duruma en çok uyan yönetim biçimi ise monarşidir.”

"Hobbes'un burada gözettiği nokta pek çok istençin (iradenin) yerine tek bir istençin olmasıdır. Bu tek istenç seçilmiş bir parlamentonun çoğunluğun istenci de olabilir."

Haydi, daha açıkça seslendirelim;

Devleti temsil edenler (seçilmemiş askerler, yargı, bürokratlar), kendi belirledikleri kurallarla (tek taraflı) bir anayasa yapmamalıdırlar.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Bu doğru bir ifadedir. Ancak; halk kendini bağlayacak hükümleri, anayasasını, kanunlarını, serbest, hür iradesiyle yapması durumunda doğrudur.

* * *

-Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Serap Yazıcı’ya Taraf’tan Neşe Düzel sormaktadır;

-"Yüksek yargı hukuka uymazsa ne yapmak gerekir? Toplum bu hukuksuzluğu nasıl önleyebilir?

-“Bu Türkiye'nin çözemediği en köklü sorun. Yargıyı hukuka bağlılığı sağlamak için reforme etmeliyiz." diyor.

* * *

“Devlet değil yurttaş tehlikede!"

-“Türkiye'nin 19. yüzyıl ulus devlet modeli olduğunu söyleyen siyaset antropologu Suavi Aydın, ülkemizde devletin şaşırtıcı bir hoyratlığı var. Malatya olayında gördüğümüz gibi bir katili koruyabiliyor, delilleri, belgeleri saklayabiliyor. Avcılar"da gördüğümüz gibi bir genç bir çocuğu bir tekmede öldürebiliyor.

Yargısı, devleti "adaletten" daha çok sevdiğini söylüyor. Bütün bunlar, kendi vatandaşını yok sayan, onu ezen bir devlet ortaya çıkarıyor…

-“Niye böyle düşünüyorlar?”

-“Çünkü bizde modern devlet yukarıdan aşağıya kuruldu. Önce devlet seçkinleri yurttaşsız bir devlet kurdular. Sonra bu devlet için yurttaş imal etmeye çalıştılar. Bunun için de zora başvurdular.

Bu ülkede insanlar devlet denince hala iki zor aygıtını anlarlar.

Yargı ve asker. Yani "hakim" ve jandarma"yı anlarlar. Bizde insanların, devlet karşısında belirli haklara sahip birer yurttaş olmasına izin verilmedi.”

-“Bizim devlet şeffaf olamıyor bir türlü. Neden devletin içinde olanlar, sürekli burada yaşayan insanlardan saklanıyor?”

-“Bu ülkede devletin kurulmasında yurttaş katılımı olmadı da ondan. Eğer bir devletin kurulmasına yurttaş katılmıyorsa, o devleti kuranların kendi güçlerini korumaları ve meşruiyetlerini sağlamaları için iktidar alanlarını gizlemeleri gerekir. Çünkü gizledikleriniz iktidarınızı güçlendirir, sizi dokunulmaz kılar. İktidar alanınızı sakladığınız ölçüde hesap vermezsiniz ve keyfi davranabilirsiniz. Türkiye"de birden fazla iktidar alanı var. Özerk bazı alanlar söz konusu. Mesela asker var. Askerin kendine ait özel bir hukuku var. Üstelik bu hukuk sivillere de zaman zaman uygulanıyor. Oysa demokratik hukuk devletinde özerk yapılar olmaz. AB"nin, "Ülkede ikinci bir hukuk olmasın, her şeyi, herkesi bütçe içine alın, her şey şeffaf olsun" diye dayatmasının nedeni de bu zaten. Burası bir modern devlet ama…

-“Bizde devleti kuran kadronun arkasında toplum yok mu?”

-“Bizde devleti kuranların arkasında toplum yok. Zaten Cumhuriyet"in ilk yıllarında Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Fırka gibi deneyimlerde görüyoruz. Muhalefetin güçleneceğini hissettikleri anda Cumhuriyet"in kurucuları o partileri kapattılar. Eğer kurucuların arkasında toplum olsaydı, muhalefet hemen öyle güçlenemezdi. “

-“Neden hukuk ve devlet arasında bir çatışma var bu ülkede?”


-“Bu devleti toplum kurmadı da ondan. Hukuk kime lazımdır? Topluma lazımdır. Ama bu ülkede hukukla insanlar arasında ciddi bir yabancılaşma var. (1)

* * *

Devlet, vergi ödemeyen, askerlik yapmayan, yasalara uymayan vatandaşını sorgulamakta, hesap sormakta ve gerektiğinde yasaların öngördüğü müeyyideleri uygulamaktadır.

Peki, devlet (temsil edenlerince) vatandaşlarının adına yaptıkları uygulamalarından dolayı milletine hesap vermekte midir?

Desek ki;

Bir ülkenin Millet Meclisi, uygulamalarından dolayı kamuda görevli bir memurunu görüş almak adına Meclisine çağırmakta ancak ilgili memur Millet Meclisinin davetine karşılık, görüş, bilgi vermek adına gitmemektedir.

Biz bu ülkede; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Diyebilir miyiz?

Veya biz bu ülkedeki devlet yapısına “Modern Devlet” diyebilir miyiz?

* * *


Gelişmiş batının zenginleşmesinin altında yatan tek neden vardır;

"Girişim ve ifade özgürlüğü."

Eğer, bir ülkede, siz vatandaşların devleti sorgulamasının önüne geçer, bunun için halka rağmen bir anayasa yaparsanız o ülkenin zenginleşip refaha kavuşması mümkün olmaz.

İsterse bu ülke Türkiye gibi bir yılda dört mevsimi yaşayan bir yer olsun...

-“Sorgulanabilir, hesap sorulabilir bir devlet anlayışı neden bu kadar önemlidir?”

Nedeni çok basit; Hesap vereceğine emin olan görevliler, milletin parasını kendi parası gibi; hesap vermeyecek olanlar da mirasyedi gibi harcamaktadırlar.

Ve bilinir ki mirasyedilerin sonu borçlanarak iflastır.

İşte sorunlarımız, nedenleri ve çözümleri…

Her zaman olduğu gibi sizler en iyisini bilirsiniz.

-"Neden ki, "

Nedeni şu; toprağını eken, hasat eden, çiçek gibi süsleyen, üreten, vergi veren, gerektiğinde gözbebeğin evladının alnına kına yakarak vatanına kurban olsun diyen uğrunda feda eden sensin…

Sen kendin için en iyi olanı bilmeyeceksin de kim bilecek?


Resim;www.islamustundur.com.'dan alıntıdır.
(1)Neşe Tüzel, Taraf gazetesi, siyaset antropologu Suavi Aydın’la 10.12. 2007’de yapılan röportaj.

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..