Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '11

 
Kategori
Tarih
 

Türk Devletleri'nin genel özellikleri

Türk Devletleri'nin genel özellikleri
 

resim: google


Türkler, İlkçağ’dan Ortaçağ’ın sonlarına kadar, Orta Asya’dan Uzak Doğu, Hindistan, Orta Doğu, Balkanlar, Orta Avrupa yönlerinde birçok istilâ ve göçler yaparak; geçici ve sürekli yurtlar, devletler ve imparatorluklar kurdular. 

Tarihe yön veren bu devletlerin bazıları, “Türk cihan hâkimiyeti ideali” doğrultusunda büyük güç olarak dünyaya egemen oldular. Ayrı isimler taşıyan bu devletler, aslında bir tek devlet ve milletin, Türk Devleti ve milletinin devamı idiler. Değişik adlarla anılmaları, kurucularının, hanedanlarının, beylerinin adlarını devlet adıyla bir tutmalarından ileri geliyordu. Bazen aynı dönemde birkaç Türk devletinin bulunduğunu, hatta bunların birbirleriyle üstünlük kurma savaşı yaptıklarını da görüyoruz. Bu durum başka milletlerin tarihlerinde de görülür. Şu farkla ki, bu milletler zaman zaman varlıklarını devlet olarak koruyamadıkları halde, Tarih boyunca en az bir bağımsız Türk devleti daima bulunmuştur. 

Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin sayısı Cumhurbaşkanlığı forsunda 16 yıldızla simgelenen devletlerden ibaret değildir. Cumhurbaşkanlığı forsunda simgelenen Türk devletleri, belki Türk tarihinin en parlak yıldızları idi, ama tarihimizin parlak yıldızları bunlardan ibaret değildir. Bu yıldızların ilki olarak gösterilen Asya Hun İmparatorluğu da şüphesiz ilk Türk devleti değildi. Fakat yakın zamanlara kadar yazılı belgeler bize Türk tarihini ancak Hun Türkleri'nden başlatacak kadar bilgi veriyordu. Bu konuda Çin kaynakları yeterince keşfedilmemiş bir hazine durumunda… Son zamanlarda yerinde yapılan araştırmalar daha eskilere ışık tutacak nitelikte. 

(Bkz: 

http://www.aytendirier.com/blog/blog.asp?id=433 ,  

http://www.aytendirier.com/blog/blog.asp?id=434

Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin sayısı 118 dolayındadır. Bunlar; 

- 15 Büyük Hakanlık (İmparatorluk),  

- 38 Devlet,  

- 34 Beylik,  

- 14 Atabeylik,  

- 17 Hanlık,  

- 10 Cumhuriyet’ten oluşur. 

Hakanlık, Beylik, Atabeylik gibi devlet şekilleri Türklere özgü olup, başka milletler de bu kuruluşları örnek almışlardır. 

*HAKANLIK: Türklerin birçok devleti ve çeşitli kavimleri hâkimiyetleri altına alarak kurdukları büyük devletlere Hakanlık veya El denirdi, İmparatorluk halini almamış devletler de bazen yine "İl" veya "El" genel adıyla anılırdı. 

İmparatorluk haline gelmiş Türk devleti, geniş coğrafî bölgeleri ve çeşitli toplulukları daha iyi yönetmek için “Doğu Hakanlığı” ve “Batı Hakanlığı” olarak ikiye ayrılırdı. En büyük hükümdar Doğu Türk Eli'nin Hakanı idi ve Batı Türk Eli'nin Hakanı ona tâbi olurdu. Her iki hakanlığın yönetiminde Türk olmayan milletler de vardı. Bu idarî bölünme Hunlar ve Göktürk'lerde görülür. M.Ö. 2. yüzyılda Asya Hun imparatorluğunda Türk hâkimiyetine giren yabancı devletlerin sayısı 26, Attilâ zamanında (M.S. 5. yüzyıl) Batı Hunlara bağlı çeşitli yabancı milletlerin sayısı ise 35 kadardı. 

*BEYLİK: Hakana tâbi idiler, ama sınırları belli bir toprağa sahip olup, aslî unsuru Türkler oluştururdu. Kendi sınırları içinde tam bağımsız idiler. Yalnız savaşlarda hakana yardım ederler, diğer zamanlarda da vergi verirlerdi. Büyük Selçuklu İmparatorluğuna bağlı Saltuklu Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlı Karamanoğulları Beyliği, Osmanoğulları Beyliği gibi... 

Bazen beylikler çok büyür, gelişir ve hakanlık zayıflayıp çöktüğü zaman onun yerini alırdı. Selçuk Bey, Osman Bey kendi adları ile anılan beylikleri kurmuş, soyları aynı adla anılan imparatorluklar haline getirmişlerdi. 

*ATABEYLİK: Başka milletlerin tarihinde pek görülmez. Atabey, Tigin-Melik-Şehzade denilen hükümdarların çocuklarını eğiten, uzak bölgelere tecrübe kazanmaları için gönderildiklerinde yanlarında naip olarak gönderilen bilge kişilere verilen bir ünvandı. Bunlardan bazıları, özellikle merkeze uzak yerde olanlar, devlet zayıfladığı zaman bulundukları yerin idaresini kendi ellerine alır, bağımsızlıklarını ilân ederlerdi. Büyük Selçuklu İmparatorluğu zayıfladığında Tuğteginliler ve Böriler Suriye Atabeyliği'ni, İl-Denizliler Azerbaycan Atabeyliği'ni kurmuşlardı. 

*HANLIK: Altın Ordu Devletinin dağılmasından sonra meydana çıkmış siyasî kuruluşlardı. Timur, Özbekistan'ı aldıktan sonra Altın Ordu Devleti dağılmış ve Kıpçak bozkırlarında yaşayan, hanedana mensup yöneticiler arasında taht mücadelesi başlamıştı. Mücadeleyi kazananlar, kendilerine eski Türk devletinin hakanlarını temsil etmek için “Han” veya “Kağan”; kurdukları devlete de "Hanlık" demişlerdir: Peçenek Hanlığı, Uz Hanlığı, Özbek Hanlığı, Kırım Hanlığı, Buhara Hanlığı, Kaşgar-Turfan Hanlığı... 

*CUMHURİYETLER: XX.yüzyılda I. ve II. Dünya Savaşları’ndan sonra kuruldular. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra günümüz TÜRKİ Devletleri 1991’de bağımsızlıklarını ilan ettiler. 

Batılıların iddia ettiği gibi Türkler’in kurduğu devletler, Nomadlar(bedeviler) gibi tamamen köksüz göçebe değildi. Hayvan sürülerine otlak bulmak amacıyla şekillenen, yaylak-kışlak arasında belli sınırlar içinde gelişen göçebelik vardı ki; günümüzde bile yaylaya çıkma veya yazlık geleneği halinde sürmektedir. 12 hayvanlı takvimleri, Göktürk ve Uygur alfabeleri tam göçebe olmadıklarının kanıtıdır. 

Tarih boyunca kurulan Türk Devletleri’nin konumu incelendiğinde, halkalar halinde sürekli Batı’ya kaydıkları görülür. Bunda baş etken, su ve Akdeniz Havzası’nda kurulan medeniyetlerin bir çekim gücü oluşturmasıdır. Akdeniz Havzası’na gelindiğinde kökler derinlere salınmış; kâh Orta Avrupa içlerine genleşerek, kâh Anadolu’nun bağrına çekilerek varlığını sürdürmüştür. 

Geçmişteki milenyumların(bin yıllar) başlarında hareketlenen Türkler, ortalarına doğru cihan hâkimiyetini kurarak, sınırların değişmesine yol açtılar. III.Milenyum’un ilk asrının ilk çeyreği olan günümüzde genleşme işaretleri başlamış, ufukta yeni Türk Çağı’nın hüzmeleri belirmeye başlamıştır. En karışık dönemlerde bile cihan hâkimiyetine kısa sürede geçildiği, daha Anadolu Selçukluları zayıflarken parçalanan Anadolu’da en küçük beylikten Osmanlı İmparatorluğu’nun çıktığı unutulmadan, günümüzde birlik ve dirliği bozmaya kalkışanların hadlerini bilmeleri yararlarına olacaktır. 

Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır… 

“Bütün kavimler arasında şecaat, cesaret bakımından Türk’lerden üstün, büyük hedeflere ulaşmak için onlardan daha dirayetli hiç biri yoktur. Cenab-ı hak onları arslan sıfatında yarattı.” 

İbni Hassul-11.yy 

“Yabancı bir ülkeye giden garibi fena bir akıbet bekler. Bunun aksine Türkler, Müslüman bir ülkeye ulaiştıkları zaman, orada saygı ve takdir görürler. Emir ve orduya kumandan olurlar. 

Hazreti Adem’den beri bugüne kadar, para ile satın alınan esirlerlerin sultan olduğu hiçbir yerde görülmemiştir. Türkler müstesna… 

Türkler denizin derinliğinde midye kabuğu içinde saklı bir inciye benzerler. Değerlerinin takdir edilmesi için denizi bırakarak kralların tacını, gelinlerin kulağını süslemesi gerekir.” 

Tarih-i Mübarekşah-12.yy(3) 

3- Kaynaklar: 

 

-Laszlo Rasonyi : Tarihte Türklük, Ankara 1971 

 

-Osman Turan : Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeniyeti, İstanbul-1980 

 

http://www.yorumcuyuz.net/forum/archives.php/t220rk-devletler304/1244, http://ozturkler.com/icerikler.php?id=1 

 

 

 

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..