Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '16

 
Kategori
Güncel
 

Türk Dünyası'nın 30 Ağustos Zafer Günü kutlu olsun

Türk Dünyası'nın 30 Ağustos Zafer Günü kutlu olsun
 

Türkiye - Azerbaycan; Bizim sevincimiz de kederimiz de bir. Sonsuzadek böyle olacak, böyle kalacak


Rauf ALİYEV (KENGERLİ), gazeteçi  / Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyyeti

30 Ağustos muhteşem törenlerle kutlanıyor. Yapılan törenler hemde dünya imparatorluklarının kudretli ordularını diz çökerten bir halkın mücadile tarihini unutmaması, geçmişine değer vermesi anlamına geliyor. Evet, uluslararası camiatarafından şaşkınlıkla ve heyecanla izlenen Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı 30 Ağustos zaferi ile sonuca çok yaklaşmıştı. Bu savaşın zaferle sonuçlanmasında Azerbaycan'ın kardeşlik desteği de önemli rol oynamıştır.

I Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918’te tarihinde itilaf devletleri ile Mudros sözleşmesini imzalamak zorunda kaldı ve Türkiye kayıtsız şartsız bu ülkelerin ordularına teslim edildi. Diğer taraftan, Ermenilerle Rumlar yabancı ülkelerin teşviki ve yardımı ile Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde devlet kurmak hayali peşinde koşmaktaydılar. Yunan ordusu Anadolu'nun batı bölgelerini işgal ediyor, Ermeni askeri birlikleri ise Türkiye'nin doğu eyaletlerinde dünyada benzeri olmayan katliamlar yapıyordu. Artık Anadolu'nun birçok yöresinde yabancı devletlerin bayrakları dalgalanıyordu. Böyle bir durumda Türk halkının iradesini yansıtan, her Türk’ü etrafında birleştirebilecek güce sahip, onu mücadeleye, savaşa ruhlandıran lidere ihtiyaç vardı. Bu lider Büyük Önder ve Komutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’tü.

Hepimiz tarihten biliyoruz ki Mustafa Kemal Paşa Anadoluyu düşman işgalinden kurtarmak için 19 Mayıs 1919 Samsun'a ayak bastı. Türk Dünyası’nın azametli kalesi olan Türkiye’nin kurtarılması için Büyük Önder Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı başlatıyordu. Yani bir halkın direniş destanı bugünden yazılmaya başlanmıştı. Bugünden sonrakı dönemde zorluklar, yokluklar içinde imkansızı başarmıştı Türk halkı. “Ordular, hedefiniz Akdeniz, ileri!” emri duyulduğunda Dünya kulaklarına inanamamıştı. İnanılır gibide değildi zaten. I Dünya Savaşı'nda binlerce şehit veren, dahası, ardarda yapılan savaşlardan yorgun düşen, ordusu tamamen yok edilen bir ülke birkaç yıl içinde Yunan ordusunu ve Yunan ordusuna gereken desteği veren dünya imparatorluklarının kudretli ordularını yokediyordu. Türk dediğin herhalde böyle olmalıydı. Bu tarih bir daha bize “Ne mutlu Türküm diyene!” dedirtiyor.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasında Azerbaycan Türkleri’nin kardeşlik desteği de önemli rol oynadı, demiştik. Çoğumuz haklı olarak, “bu nasıl oldu?” diyebiliriz. Tarihe bakalım; 28 Mayıs 1918 tarihde Şark’ta ilk olarak Azerbaycan’da “Azerbaycan Halk Cumhuriyeti” adlı bir devlet kuruldu. Osmanlı İmparatorluğu bu devletin yapısının, ordusunun güçlenmesi için gereken hiçbirşeyi esirgemedi. Ermeniler Rusların ve İngilizlerin desteğini alarak Bakü’yü işgal ettiğinde Osmanlı İmparatorluğu zorlu dönemini yaşasa da yardım için Kafkaz İslam Ordusu’nu Azerbaycan’a gönderdi. Halk Cumhuriyeti Azerbaycan askerlerini Kafkaz İslam Ordusu’nun Komutanı Nuru Paşa’nın emrine verdi. Kanlı savaşlardan sonra 15 Eylül 1918’te Bakü Kafkaz İslam Ordusu tarafından kurtarıldı ve Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin başkenti yapıldı. Bir ay 15 gün sonra Osmanlı İmparatorluğu yenilgiyi kabul ederek Mudros sözleşmesini imzaladı. Anadolu işgal edildi. Ve Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Azerbaycan halkı koskoca Dünyada yapayalnız kaldı, kardeşlerimizin asarete maruz kalması gözyaşlarımızı sel etti...

19 Mayıs 1919’ta kardeş Türkiye’de Milli Mücadele’nin başlandığı haberini alan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin yöneticileri hemen Türk halkına destek planını hayata geçirmeye başladılar. Cumhuriyetin Başbakanı Nesip Bey Yusifbeyli o dönem için önemli bir meblağ olan 1,5 milyon Fransız Frankı tutarında para yardımını ve bedava petrol almak için gereken belgeleri Türkiye'ye göndermişti. Ayrıca, analarımız, bacılarımız kulaklarındaki küpelerini, parmaklarındakı yüzüklerini çıkararak Türkiye'ye göndermişler. Kazım Karabekir Paşa “İstiklal harbimiz” adlı kitabında yazıyor; Nesip Bey Yusifbeyli Anadolu'ya vurduğu telegramda Rauf Bey Orbay’ın Türkiye'den Azerbaycan'a gelmesini ve ne kadar gerekirse silah, mermi ve sair vermeye hazır olduklarını bildirmişti.

28 Nisan 1920’de Azerbaycan Halk Cumhuriyeti rusların boşevik ordusu tarafından istila olundu ve Azerbaycan’da Sovet Sosialist Cümhuriyyeti kuruldu. O dönemde sayısı tam bilinmeyen silahlı birleşmelerimiz Albay Samet Sayqının komutasında Erzurum'a gelmiş, Kurtuluş Savaşı’na katılmışlar. Tarihi kaynaklardan belli oluyor ki Azerbaycan askeri birlikleri hemen Doğu cephesine gönderilmiş. 15. süvari alayına katılan bu birlikler Doğu Anadolu'nun Ermeni mezaliminden kurtarılması için savaş yapmışlar. Azerbaycan askerleri Türkiyeli kardeşleriyle omuz omuza vererek Sarıkamış’ı, Kars'ı, Gümrü'nü kurtarmışlar.

I ve II İnönü Savaşlarında kazanılan zaferlerden sonra Azerbaycan bu sevince ortak olduğunu belirtmek amacıyla Bakü'den karşılıksız olarak 32 vagon petrol, 8 vagon ise sıvı doğalgaz gönderilmiştir. Bu haber aynı yıllarda yayınlanan gazetelerde de yayılmıştır. Türkiye'nin “İkdam”" gazetesi İnönü Savaşı'ndan hemen sonraki sayısında yazıyordu: “Azerbaycan hükümeti Kars'a 40 vagon petrol gönderdi”. O dönemde Azerbaycan'dan Ankara hükümetine gönderilen mektupta deniliyordu ki, Ulusal Kurtuluş Savaşı zaferle sona erinceye kadar her ay Bakü'den 62 vagon petrol ve 3 vagon sıvı doğalgaz gönderilecektir. Bununla birlikte, Ağustos 1922’de savaşın kaderini çözen Büyük Askeri Saldırıdan sonra Azerbaycan Batumi yoluyla Anadolu'ya 350 ton petrol ve 9 bin tondan fazla sıvı doğalgaz göndermiştir.

Bunlar Azerbaycan'ın ve Azerilerin Türkiye'ye büyük sevgi beslediğinin tezahürüyde. Bugünde Azerbaycan ile Türkiye'yi aynı kardeşlik, dostluk bağları birleştiriyor. Bugünde bizler Türk Dünyasının Ulu Önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün “Azerbaycan'ın kederi bizim kederimiz, sevinci bizim sevincimiz” ve Türk Dünyasının büyük oğlu Haydar Aliyev'in “Biz bir millet, iki devletiz” sözlerine sadakatlıyız. Gururla diyebiliriz; Türkiye ve Azerbaycan bugün bölgesel işbirliğinin etkin ve temel söz sahibi olan aktörleridir. Her iki devlet kendisinin ekonomik ve enerji imkanlarından, jeopolitik konumundan ikili ve bölgesel işbirliğinin genişletilmesi yönünde etkin bir biçimde kullanıyor. Bugün bölgenin uzun süreli gelişme stratejisinin belirlenmesinde önemli rol oynayan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin çok önemli öğelerinden olan petrol ve doğal gaz boru hatları sadece bölgede değil, aynı zamanda tüm dünyada devletlerimizin nüfuzunu önemli ölçüde artırmıştır. Bu projeler Azerbaycan'ın, Türkiye'nin, aynı zamanda bir sıra Avrupa ülkelerinin enerji güvenliği için büyük öneme sahiptir. Bugün iki devlet arasında gelişen işbirliği ve stratejik ortaklık bölgede istikrarın göstericisine dönüşmüştür.

 

 
Toplam blog
: 43
: 1372
Kayıt tarihi
: 18.06.10
 
 

M.Ü. İletişim Fakültesi 1997 mezunuyum. Şu anda Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyyeti'nd..