Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kuşkayası (Turgut Erbek)

http://blog.milliyet.com.tr/kuskayasi

11 Aralık '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Türk Edebiyatı'nın güler yüzlü beyefendisi...

Türk Edebiyatı'nın güler yüzlü beyefendisi...
 

Türk Edebiyatı, köşe taşlarından birini daha yitirdi…

Ben sizlere Erhan Bener’in yaşamöyküsünü, eserlerini ve aldığı ödülleri anlatmayacağım. Tanımak isteyen onun hakkında her şeyi kolaylıkla öğrenebilir.

Baharla Gelen” adlı romanını lise yıllarında okumuştum. Usta işi olduğu anlaşılan ve inandırıcılığı üst düzeyde olan psikolojik bir yapıt... Duru Türkçesiyle, kurgusuyla ve usta anlatımıyla beni etkilemiş olduğunu söyleyebilirim.

İlk tanışmamız, 1992 yılında Ankara Radyosu’nda gerçekleşti. Kültür sanat programlarının vazgeçilmez konuşmacılarından ve danışmanlarındandı. Radyoya her gelişinde sohbet ederdik. Güler yüzlü ve hoşsohbet biriydi. Bakışları insana güven veriyordu. Bazı insanlar konuştuklarında, karşısında oturanları ağzına baktırır derler ya, işte o öyle bir insandı. Okşayıcı ses tonu, ağzında çıkan her cümleye hayat veriyordu.

O yıllarda çocuk oyunları yazıyor ve kendimi yazar olarak tanıtmaktan çekiniyordum. Programın yapımcısı Ayşegül Hanım, (Soyadını anımsayamadığım için kendisinden özür diliyorum) odada olmadığım bir sırada benim çocuk oyunları yazdığımı söylemiş. Birkaç dakika sonra beni yanına çağırarak, gülen gözleriyle elimi sıktı, çabamdan dolayı kutladı. Sonra o kadife yumuşaklığındaki sesiyle:

“Yaptığın saygı duyulacak ve takdir edilecek bir iş. Çocuklara yazmak göründüğü kadar kolay değil. Şu an ben bile senin yaptığını yapamam,” diyerek beni hem yüreklendirdi hem de ileride iyi bir yazar olabileceğimden söz edip utandırdı.

Sohbetlerimiz sırasında kendisini lise yıllarında okuduğumu duyunca, gülümseyerek yüzüme baktı…

“Hangi kitaplarımı okudun?” diye sordu.

“Baharla Gelen ve Yalnızlar.”

O günden sonra sohbetlerimiz daha bir sıcak olmaya, paylaşımlarımız artmaya başlamıştı. Benim aklımdaki tek şey, imzalı bir kitabına sahip olmaktı. Ama kendisinden isteyemiyordum. Her yazar ve şair için kitapları çocukları gibidir. Bir insandan çocuğunu isteyemezsiniz. Bu o yazara ve emeğine saygısızlıktır. Bir hafta sonra tekrar geleceğini bildiğim için evimdeki kitaplarını imzalattırmayı düşünüyordum. Yalnızlar adlı romanını birisine vermiş olmaydım ki, onca aramama karşın bulamadım ve elimdeki tek romanını günler öncesinden getirip odamdaki masanın çekmecesine koydum.

Programa geldiği gün, kitabı önüne koyup imzalamasını rica ettiğimde gözlerinin içi gülüyordu. “Baharla Gelen” adlı kitabını, “Turgut Erbek’e dostlukla ve iyi dileklerimle. 26.02.1992” diye imzalamıştı. Bu satırları yazarken onun attığı imzaya bakıyor ve o günleri yeniden anımsamanın hazzını yaşıyorum. Öldü diyemiyorum, çünkü hala yaşıyor ve bıraktıkları eserlerle daha uzun yıllar yaşayacak.

Edebiyat dünyasına girmeden önce kitaplarını okuduğum bazı şair ve yazarları, gökteki yıldızlar gibi ulaşılmaz sanıyordum. Aralarına girdikten sonra, keşke hiç tanımasaydım dediklerim oldu. Oysa Erhan Bener, yazdıklarına yakışan ve beni hayal kırıklığına uğratmayan ender insanlar biriydi.

Toprağın bol olsun usta kalem...

Yazar ve eserleri hakkında daha fazla bilgi için:

http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=Erhan+Bener&btnG=Google%27da+Ara&meta=

 
Toplam blog
: 72
: 1492
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Edebiyata ortaokul yıllarında şiirle merhaba dedim. O yıllarda şiirlerim ve yazılarım yöresel gezete..