Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '18

 
Kategori
Eğitim
 

Türk Eğitim Sistemi İle Finlandiya Eğitim Sistemi Arasındaki Farklar

Türk Eğitim Sistemi İle Finlandiya Eğitim Sistemi Arasındaki Farklar
 

Uluslararası öğrenci değerlendirme programı PISA araştırması, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD tarafından 15 yaş grubundaki öğrencilere üçer yıl arayla yapılır. PISA amacı, öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgileri günlük yaşamda kullanma becerilerini ölçmektir. PISA içeriği matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı, okuma ve problem çözme becerilerinden oluşur. PISA sınavında çoktan seçmeli, açık uçlu, kısa cevaplı sorular bulunur. Öğrenci seçimi OECD tarafından tesadüfi yöntemle belirlenmektedir.
 
2015 yılında yapılan Uluslararası eğitim değerlendirme testi de (PISA) , 72 ülke ve ekonomik bölgede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapıldı. Türkiye 72 ülke arasında 50. sırada yer alırken, önceki testlere göre de performansı geriledi. OECD’nin yürüttüğü Pisa testi her üç yılda bir yapılıyor.
 
Japonya, Estonya, Finlandiya ve Kanada da 35 OECD ülkesi arasında en başarılı ülkeler oldu. Türkiye ise Meksika ile birlikte en alt sıralarda yer aldı.
 
Bilim:
OECD ülkelerinde eğitim gören öğrencilerin yüzde 7.7'si bilim konusunda testte en yüksek sonuçları aldı. Singapur'da 4 öğrenciden 1'i, Tayvan, Japonya, Finlandiya'da 7 öğrenciden 1'i de bu seviyede.
 
20 ülkede ise öğrencilerin sadece yüzde 1'inden azı en yüksek notları aldı. Bu ülkelerden biri de Türkiye. Türkiye'de bu oran yüzde 0,3 seviyesinde.Finlandiya, kız öğrencilerin bilimde erkek öğrencilerden daha başarılı olduğu tek ülke. OECD ülkelerinde erkek öğrencilerin yüzde 25'i, kız öğrencilerin yüzde 24'ü ileride bilim ile ilgili bir işte çalışmak istediğini söylüyor. Kız öğrencilerin çoğu sağlık sektöründe çalışmak istediğini belirtirken, erkek öğrencilerin çoğu ise bilişim ve iletişim teknolojilerin ya da mühendislik alanında çalışmak istiyor.
 
Matematik:
Singapur, Hong Kong (Çin), Makao (Çin) ve Tayvan matematik konusunda başı çekiyor. Japonya'daki öğrencilerin performansı ise OECD ülkeleri arasında en iyisi. Türkiye'deki öğrencilerin matematik testindeki başarı ortalaması OECD ülkeleri ortalamasının altında. Türkiye'nin başarı seviyesi Birleşik Arap Krallığı, Şili, Moldova, Uruguay, Karadağ, Trinidad ve Tobago, Tayland ve Arnavutluk ile benzerlik gösteriyor.
 
Okuma:
Singapur, Hong Kong (Çin), Kanada ve Finlandiya okumada en iyi performansı gösteren yerler oldu. İrlanda, Estonya, Güney Kore, Japonya ve Norveç de OECD ortalamasının üzerinde kalırken, 41 ülke OECD ortalamasının altında kaldı. OECD ülkeleri arasında Kanada ve Finlandiya başı çekiyor, Türkiye ve Meksika ise en sonda yer alıyor.
 
Finlandiya Eğitim Sistemi Nasıl Dünyaya Örnek Oldu?
Finlandiya tüm PISA çalışmalarında ya en üstte ya da en üste yakın sıralarda yer almaktadır. Finlandiyalı öğrenciler arasında en üst ve en alt düzeyde puan alanların arasındaki fark çok küçüktür. Sınava katılan ülkeler içinde okullar arasında en az farkında Finlandiya’da olduğu görülmüştür. Bu sebeple Finlandiya'lı öğrencilerin başarısı tüm dünyada dikkat çekmiştir. 
Finlandiyalı bir eğitimci Tim Paramour, “PISA sıralamasında üstlerde yer almak, Finlandiya için hiçbir zaman öncelik değildi. Finlandiya’nın amacı, genç insanlara daha iyi bir hayat sunmaktı ve uluslararası sıralamalarda edinilen konum, sadece bir bonus oldu.’’ açıklamasını yapmaktadır.
 
Düşük maliyetler, kısa okul saatleri,  ile yüksek akademik başarıyı; bireyselliğe, bağımsızlığa önem veren, öğrencilerine kendi eğitim programını kendi düzenleme sorumluğunu yükleyen eğitim anlayışıyla bol boş zamanı, eğlenerek öğrenmeyi birleştiren Finlandiya eğitim sistemi hala eğitimin rüya ülkesi olmaya devam ediyor. Bu başarının nedenlerini dört temel başlık altında toplayabilriz;
1-Öğretmen yetiştirme programı
2-Okul yaşamı
3-Öğretmenlik mesleğine bakış
4-Öğretmen olduktan sonra sürdürülen eğitimler
 
Bir Ülke Olarak Finlandiya
Finlandiya 1917’de bağımsızlığını kazanmıştır. 1995’ten bu yana AB üyesidir. 5,5 milyon nüfusa sahiptir. İstanbul’un nüfusu Finlandiya’nın nüfusunun yaklaşık üç katıdır. 338.000 km2 yüzölçümlü bir Kuzey Avrupa ülkesidir. Türkiye’nin yüzölçümü Finlandiya’nın yüzölçümünün yaklaşık 2,5 katıdır. İsveç, Norveç ve Rusya’yla sınır komşusudur. Fince ve İsveççe olmak üzere iki anadili vardır. Başkenti Helsinki’dir. Halkın %75’i Protestan, %1’i Ortodoks, %22’si herhangi bir dine mensup değil ve %2’si diğer dinlere mensup topluluklardan oluşur. Milli gelirin %67’si hizmet, %30’su sanayi, %3’ü tarımdan elde edilir.
Okuyucular ülkesi Finlandiya’da ailelerin %85’i günlük gazete abonesidir. Yılda kişi başı 21 kitap kütüphanelerden ödünç alınmaktadır. 550.000 öğrenci ve 3000 zorunlu eğitim kurumu vardır.
 
19. yüzyılın başlarına kadar Finlandiya'da yoksulluk hüküm sürüyordu.  Zengin ve Fakire Eşit Finlandiya halkı, asfalt ile 1920'li yıllarda tanışmıştı. 19. yüzyılın başlarına kadar tek bildikleri yoksulluktu. Aksine Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde ilk asfalt yol 1909'da yapıldı. O dönem tarımsal ekonomiyle ayakta kalmaya çalışan Finlandiya, ilk asfalt otoyolunu açmak için 1963 yılını bekleyecekti. Ancak bu iki ülke, yıllar içinde bambaşka noktalara evrildi. Finlandiya eğitim sistemi ve sosyal politikalarını dönüştürerek dünyanın en ünlü ve saygın eğitim sistemini oluşturdu. Brezilya ise birçok Latin Amerika ülkesi gibi yoksul ve zengin ailelerin çocukları için eşit eğitim fırsatları yaratmayı halen başaramadı. Bu mucizevi dönüşüm Finlandiya'da 1970'li yıllarda başladı ve yenilikçi reformlar sayesinde değişim ruhu güç kazandı. Ülke, 30 yıl içinde vasat bir eğitim sistemini küresel eğitim sıralamalarının tepesinden inmeyen bir 'yetenek kuluçka makinasına' çevirdi. Böylece sofistike bir sanayi ekonomisi yarattı. Özetlersek, dünya ne yapıyorsa tam tersini yaparak. Finlandiya işin mutfağından başlayarak hem ders saatlerini kısalttı, hem de sınav ve ödev sayısını azalttı. Uluslararası eğitim uzmanları, bu anlayışın gizli formülünü inceliyor.
 
Finlandiya ise, sırrını şöyle açıklıyor: Kaliteli kamu eğitimi, sadece eğitim politikalarının değil aynı zamanda sosyal politikaların bir sonucudur. 1990'lu yıllarda 'Finlandiya Dersleri" kitabında bu reformların yaratıcılarından eğitimci Pasi Sahlberg, şu ifadeleri kullanmıştı: "Yüksek sosyal refah düzeyi, çocuklar için eşit fırsatlar, aynı zamanda bedava ve kaliteli öğrenmeyi garantilemekte kritik bir rol oynuyor."
 
'Başarıyı yakalamanın en önemli yolu eşitlikten geçiyor.'
Amerikan Harvard Üniversitesi’nden dünyaca ünlü Finli eğitimci Pasi Sahlberg’e göre eğitimdeki başarıyı yakalamanın en önemli yolu eşitlikten geçiyor. Sahlberg, “Eğitimde kaliteyi yükseltmek yerine eğitim eşitliğini tüm öğrencilere eşit dağıtmak başarıyı getiriyor” diyor.
 
Sahlberg’e göre Finlandiya’nın uluslararası eğitim karşılaştırmalarında hep ilk sıralarda yer almasının temel nedenleri şunlar: 
• Okulun dışındaki faktörler başarıyı büyük ölçüde etkiliyor. Kültür, politika, insanların mutluluğu iyi ise başarı da kendiliğinden geliyor.
• Ülkenin ekonomik durumu da eğitimdeki başarıyı etkiliyor. İleri teknoloji, sosyal göstergeler de eğitimi etkileyen önemli faktörler.
• Finlandiya, anne ve çocuklar için sağlık, bakım hizmeti konusunda en üst sırada yer alan ülkelerin başında geliyor. Çocuklara daha doğmadan sağladıkları imkânlar müthiş. Çocuk açısından en iyi 4 ülke arasında yer alıyor.
• Toplum çocuklara ne kadar destek veriyorsa eğitim kalitesi de o kadar yükseliyor.
• Birleşmiş Milletler’in mutluluk endeksinde en mutlu halklardan biri de Finliler.
• Ülkede güçlü kamu okulları var, neredeyse hiç özel okul bulunmuyor.
• Erken yaşta öğrencilere tarama ve eleme yapılmıyor.
• İlk 9 yıl, öğrenciler aynı birliktelik içinde eğitim alıyor. Öğrencilerin yüzde 60’ı yükseköğretime devam ediyor.
• Herkese eşit eğitim imkânı sağlanırken profesyonel öğretmenler sistem içinde yer alıyor.
• Okulların hepsinde yemek, sözel eğitim ve öğrenme ortamı eşitliği bulunuyor, sağlık-diş bakımı hizmeti sunuluyor.
• Her öğrenciye özgü esnek bir eğitim modeli var. Standart eğitim yerine öğrenci ve öğretmene göre kişiye özel eğitim de uygulanıyor.
• Öğretmenler özenle seçiliyor. 8 bin 500 kişinin öğretmenlik için başvurduğu sistemde her yıl en başarılı 800 kişi seçiliyor.
• Her öğrencinin öğrenme ihtiyacı destekleniyor.
• Ulusal kontrol mekanizması yani sınav yok.
 
Pasi Sahlberg, Türkiye’ye eğitimde başarıyı için şu önerilerde bulunuyor:
• Eğitim sistemini güçlendirin.
• İşbirliğine yatırım yapın. Okullar ve öğretmenlerarası rekabet yerine işbirliğini teşvik edin.
• Okul müdürleri yani liderler çok önemli. Onlara daha fazla özerklik ve yetki verin.
• Öğrenmeyi kişiselleştirin. Standart eğitim sistemini değil kişiye özel eğitimi destekleyin.
• Öğrencilerinize yeni diller öğretin.
 
'Finlandiya toplumu okumayı seviyor'
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin davetiyle 8 Mart 2016 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde bir seminer veren Prof. Annsi Lindell dünyanın en başarılı eğitim modellerinden biri olarak kabul edilen Finlandiya’nın eğitim sistemini anlattı.
Anssi Lindell, "Reaching Success in Education: The Perspective of Finland" başlıklı seminerinde Finlandiya’da eğitimin sadece anaokul döneminde ücretli olduğunu ve anaokul ücretlerinin ayda 50-300 Euro arasında değiştiğini; anaokul sonrası eğitim hayatının ise tamamen ücretsiz olduğunu belirtti.
 
Lindell, Finlandiya eğitimin sisteminin 140 yıllık bir geleneğe sahip olduğunu ve bu gelenek çerçevesinde devletin parlamento aracılığıyla müfredatı belirlemek dışında eğitimin nasıl ve hangi yöntemlerle olacağına müdahale etmediğini söyledi.
 
Finlandiya’da eğitimin öğrencinin öğretmenleri ve diğer öğrencilerle interaktif bir ilişki kurmasını mümkün kılacak şekilde yapılanmış olduğunu belirten konuşmacı, öğrencilerin başarılı olabilmeleri için danışman öğretmenler, asistanlar gibi çok sayıda destekleyici  olduğunu belirtti. Öğretmenlerin ders içeriklerini nasıl işleyeceklerine kendilerinin karar verdiğini anlatan Lindell, Finlandiya’da hiçbir okulda devletin müfettişlik gibi bir denetim görevi olmadığına da dikkat çekti.  
 
Finlandiya’nın PISA sınavlarında dünya genelinde başarısından söz eden Lindell, bu başarının en önemli faktörünün ‘’öğrencilerin okumayı sevmesi’’ olduğunu söyledi. Fin toplumunda okuma oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Lindell, Finlandiya’da gazete ve dergi okuma oranlarının çok yüksek olduğunu; nüfusun yüzde 80’inin hala basılı gazete okumayı tercih ettiğini ve ülke genelinde kütüphanelerin son derece donanımlı olup ücretsiz hizmet verdiğini anlattı.
 
Finlandiya’da herkesin eğitime eşit olarak hakkı olduğuna değinen Anssi Lindell, ülkede kız-erkek okulu ayrımı olmadığın, okulların öğrenciyi değil öğrencinin okulunu seçtiğini ve temel eğitim kapsamında okul materyallerinden sağlık hizmetlerine, beslenmeden ek derslere hiçbir ücret ödenmediğini ifade etti. Öğretmenliğin hala saygın bir meslek olduğuna da değinen Lindell, ‘’Maaşlar çok yüksek değil ancak Finlandiya’da öğretmen olmayı seçen çok sayıda insan var çünkü mesleki motivasyonu çok fazla’’ dedi. Fin eğitim modelinin esnek, çeşitliliği ön plana alan, öğretmene inisiyatif veren bir model olduğunu vurgulayan konuşmacı, matematik, fen bilimleri ağırlıklı ve not odaklı olan Batı eğitim modelinden farklı olarak Fin modelinin yaratıcılığa ve öğrencinin kişisel yeteneklerine daha fazla önem verdiğini ekledi.
 
Türk Eğitim Sistemi ile Finlandiya Eğitim Sistemi Arasındaki Temel Farklar
1. Finlandiya'da ise zorunlu eğitim yaşı 7'dir ve değişmez. Ülkemizde zorunlu eğitim yaşı 7'den 6, hatta 5 yaşına kadar düşmüş durumdadır.
 
2. Türkiye'de çocuklar okul ulaşımlarını aileleri veya okul servisleriyle yapmaktadırlar. Finlandiya'da ise çocuklar 1.sınıf itibarıyla okullarına yürüyerek veya bisiklet ile ulaşım sağlarlar. 
 
3. Türkiye eğitim sistemi müfredat ve ders kitapları üzerine kuruludur. Finlandiya okullarında ise oldukça basit ve hiç değişmeyen bir müfredat kullanılır. Öğretmenler her yılın okutulacak kitabını kendileri seçerler, yine de ders kitapları odaklı bir eğitim sistemi uygulamazlar.
 
4. Türkiye'de yazılılardan alınan yüksek not "başarı" olarak görülür. Finli öğrencilere ise okulun ilk 6 yılı not verilmez. Öğrenciler 16 yaşına geldiklerinde ülke genelinde yapılan bir sınava girerler.
 
5. Türkiye eğitim sisteminde öğrencilere yalnızca ders sorumluluğu verilir. Finlandiya eğitim sisteminde öğrenciler okulun tüm işlerini nöbetleşe olarak birlikte yaparlar. Bu yüzden, fin okullarında hizmetli yoktur, öğrenciler okul işlerini yaparak sorumluluk bilinçlerini geliştirirler.
 
6. Türk okullarında öğrenciler tahta sıralara otururlar. Finladiya okullarında ise sınıflar öğrencilerin rahat edebileceği şekillerde tasarlanır. Sınıflar 'yaparak, yaşayarak öğrenme' modeline uygun olarak hazırlanır ve okul binaları çocuklara kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlayacak şekile dizayn edilir.
 
7. Türkiye'de özel okullarda ders saati 8, devlet okullarında ise 6. Bunlara ek olarak, etüt ve özel derslerle günde 13-14 saatlik yoğun bir eğitim süreci söz konusu. Finlandiya'da ise günlük ortalama ders saati 4.
 
8. Türk öğretmenler müfredat yoğunluğu nedeniyle kendilerini geliştirmeye zaman bulamazlar. Finli öğretmenler ise haftada en az 2 saat hizmet içi eğitime katılmak zorundadırlar.
 
9. Türkiye'de öğretmenlik mesleği gerektiği kadar saygı görmez. Finlandiya’da öğretmenlik mesleği toplumun en gözde mesleklerinden bir tanesidir. Öğretmenler yüksek lisans derecesi olanlar arasından seçilir. Lise mezunları arasından öğretmenlik için müracaat edenlerin ancak %10'u öğretmen yetiştirme programına kabul edilir.
 
10. Ülkemizde öğretmen olabilmek için çoktan seçmeli bir sınavdan geçer not almak yeterlidir. Finlandiya'da öğretmen olabilmek için 3 aşamalı bir testten geçilmesi gerekir. Test, mülakat ve ders anlatma gibi aşamaları da kapsar.
 
11. Türkiye'de yoğun ödev veren öğretmenler daha çok takdir edilir. Finlandiya'da ise öğrencilere ödev verilmez. Öğrenmenin yeri okul olarak görülür. Evde geçirilen aile-çocuk zamanlarının kaliteli olmasının, ödev yapmaktan çok daha yararlı olacağı düşünülür.
 
12. Türkiye'de öğrencilerin sıralarında ders boyu sessizce oturması öğretmen ve okul idaresi tarafından iyi karşılanır. Finlandiya'da ise durum tam tersi; ders sırasında hiç öğrenci sesi gelmeyen sınıfların öğretmenleri hakkında soruşturma açılabilir. Çünkü, Fin eğitim sisteminde ders anlatan bir öğretmen yoktur, öğrencilerle birlikte etkinlik yapan bir öğretmen vardır.
 
13. Türkiye'de okul kantinleri sağlığa zararlı besinleri de satarlar. Finlandiya'da ise okul kantinlerinde su, süt ve meyve dışında hiçbir yiyecek ve içecek satılmaz.
 
Finlandiya Eğitiminin Temel Taşı Öğretmenler Nasıl Bir Eğitim Alıyor?
1. Finlandiya’daki eğitim fakülteleri Tıp eğitimine denk bir eğitim veriyor. Bir öğretmen asgari 5-6 yıl eğitim alıyor. Bu durumu “öğretimin bizim için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi, en az insan hayatı kadar değerli” şeklinde açıklıyorlar.
 
2. Öğretmenler kendilerini asla yeterli bulmuyor ve sürekli olarak yenilikleri, gelişmeleri takip ediyorlar.2001 değerlendirmesine göre Dünya’daki en iyi öğretmenler sıralamasında birinci olsalar da “biz yeterince iyi değiliz, bu halde bile en iyi bizsek kötüleri düşünmek dahi istemiyoruz” diyecek kadar da tevazu sahibiler.
 
3. Finlandiya eğitim fakültelerinin birinci önceliği “özerk öğretmenler” yetiştirmek. Çünkü Finlandiya’da bir müfredat yok, öğretmenler kendi sınıflarının durumuna göre çok geniş bir yetki alanına sahip ve istediği müfredatı uygulayabiliyor.
 
4. Finlandiya’da öğretmenlerin üzerinde müfettiş, denetleme gibi baskı unsurları yok.Finlandiya’daki öğretmenler son derece özgür, devlet verdiği eğitime o kadar güveniyor ki öğretmenleri haricen bir de denetlemeye tabii tutmuyor. Kendi kararlarını kendi veren öğretmenler, aynı zamanda kendi otokontrol mekanizmasına da sahip oluyorlar.
 
5. Devletin kontrol etmemesi öğretmenleri rahatlığa itiyor mu?Kesinlikle hayır, en baştan beri dediğimiz gibi öyle üst düzey bir seçme ve eğitim sürecinden geçiyorlar ki öğretmenler bu özgürlüklerini araştırma temelli eğitim için kullanıyorlar.
 
6. Öğretmenlere ülkenin her köşesine medeniyet taşıyan kişi gözüyle bakılıyor. 70’lerde ve 80’lerde sıkı bir devlet kontrolü, sıkı sıkıya bağlı olunması gereken bir müfredat programı varken bunun yanlışlığını görüp 90’lardan itibaren Finlandiya tamamen öğretmenlerin son derece yüksek standartlarda eğitilmesi gerektiğine hükmediyor. Devlet kontrolü tamamen kalkıyor, öğrencilerinin durumundan, eğitimlerinden, müfredattan tamamen okulların sorumlu olması gerektiğine karar veriyorlar. Ve bu başarıyı getiriyor. Merkezi bir yönetimin getirdiği bölgesel sıkıntılar, sorumluluk o bölgenin öğretmenlerine verilerek aşılıyor. Bu sayede her öğrencinin içinde bulunduğu koşullardan bağımsız olarak, eşit bir eğitim görmesi sağlanıyor.
 
7. Finli öğretmenleri bu derece başarılı yapan şey kesinlikle çok akıllı olmaları değil.Çünkü eğitim fakülteleri öğrencilerini zekalarına göre seçmiyor. Bizdekine benzer bir sınav sonucunda yüksek puan alanları okula kabul etmiyor. Öğretmen olacak kişiler birçok aşamadan geçtikten sonra fakülteye kabul ediliyor ki bunların arasında zekadan önce gelen iyi ilişkiler kurabilme, empati yapabilme, çocukların düzeyine inebilme, araştırmacı bir kişiliğe sahip olabilme gibi kriterler daha ön planda. Yani son derece parlak, zeki ve yaratıcı bir birey olabilirsiniz ama bunlar Finlandiya’da öğretmen okullarına kabul edilmeniz için yeterli değil. Öğretmen olmak için üniversitelere başvuran her 10 kişiden sadece biri bu hakkı elde edebiliyor.
 
8. Öğretmenlerin staj aşaması bildiğinizden çok farklı. Staj sadece yapılmış olması için yapılan bir şey değil ya da sınıfta oturup ders izlemek veya bir defa ders anlatmak değil. Öğretmen adayları sürekli öğrencilerle bir araya geliyor ve onlarla nasıl bir eğitim verilmesi gerektiği üzerine konuşuyorlar. Bu öğrenciler sürekli değişiyor ve öğretmen adayları tüm günlerini okullarda geçiriyor. 
 
9. Öğretmenlerin hepsi master derecesine sahip. Eğitimlerinin son yıklarında öğretmenler vakitlerinin yarısını okullarda harcarken diğer yarısını da genellikle pedagojik eğitim üzerine master çalışmaları için harcıyorlar. Her biri en az bir yabancı dil bilen öğretmenler pedagoji üzerine de master eğitimi alıyorlar. Öğrenciler lisans süresi boyunca dört seneye yayılmış uygulama dersleriyle desteklenen bir eğitimden geçerler. Öğretmen yetiştiren kurumlar kendi uygulama okuluna sahiptir ve bu okullar eğitimin verildiği yerlere yakın inşa edilmiştir. Ayrıca Finlandiya’da öğretmen olmak için lisans programını bitirmek yeterli olmamaktadır. Sınıf öğretmenleri eğitim bilimlerinden, branş öğretmenleri ise kendi branşı ile ilgili tezli-yüksek lisans derecesine sahip olmak zorundadır. 
 
10. Öğretmenler uluslar arası arenada alınan dereceleri nihai bir amaç olarak değil aldıkları eğitimin bir yan ürünü olarak görüyor. Haliyle amaçlarına ulaşmış olarak kabul etmiyorlar kendilerini. Onların varmak istediği ulusal hedefleri, eğitimli, verimli bir nesil yaratma tutkuları ve amaçları var. Haliyle bu amaç doğrultusunda ilerlemek onları ziyadesiyle başarılı kılıyor.
 
11. Sonuç olarak, Finlandiya öğretmen eğitim sistemi, tamamen bağımsız, sorumluluk sahibi, öğretmeye ve öğrenmeye aç, kendi kontrolünü kendi yapan ve hazırladığı müfredat ile araştırmacı, düşünen bireyler yetiştirmeye yönelik çalışan öğretmenler yetiştirmek için işliyor.
 
Türk Eğitim Sistemi Dünyaya Nasıl Uyum Sağlar?
PISA Direktörü Andreas Schleicher, Türk eğitim sisteminin dünyaya uyum sağlayamadığını belirterek, "Öğrettikleriniz artık gereksiz" dedi.
 
'Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmek. Mesela bazı öğrenciler daha yetenekli görülüyor. Ama en iyi eğitim sistemleri, her öğrencisini başarıya götürenler. Bir diğer mesele de şu: Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz. Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistem de o kadar iyi olur. Önemli olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmek. Üçüncü çok önemli nokta da en yetenekli öğretmenleri en zor koşuldaki okullara vermek. Çin bunu çok iyi başarıyor. Dezavantajlı kesimden geliyorsanız hayatınızda tek bir şans var: İyi eğitim almak. Eğitimde temel mesele, en muhtaç olanın en iyi eğitimi alması.'
'Türk eğitim sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor' mu demeliyiz?
 
Türk öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi hangilerinde kötü olduğuna baktığınızda bir şey dikkat çekiyor. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi —yani bir şeyi ezberlemek ve onu kâğıda dökmek görevi- verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar. Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar
 
Eğitim konusunda Türk hükümetine ne önerirsiniz?
Öğretmenlere daha fazla fırsat verin, meslektaşlarını gözlemlesinler, birlikte çalışsınlar. En iyi skorları alan Şanghay'da, öğretmenler Türkiye'deki meslektaşlarına kıyasla daha az öğretiyorlar. Zamanlarının çoğunda yeni eğitim teknikleri geliştiriyorlar. İyi öğretmenler araştırmacıdır, sadece ders kitabında ne yazıyorsa onu öğretmezler. Hükümet öğretmenliği hem finansal hem entelektüel açıdan çekici kılmalı.
 
Öğrencilere ve ebeveynlere önerileriniz neler?
Ebevenyler çocuklarına özgüven aşılamalı, öğretmenleri desteklemeliler. Öğrencilere gelince… Hata yapmaktan, yeni fikirlerden korkmamalılar. Sınavlara daha az, hayata daha çok kafa yorun.
 
 
Toplam blog
: 7
: 3276
Kayıt tarihi
: 05.11.15
 
 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunuyum. Uzun yıllar muhabirlik ve edit..