Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türk gençliği AB yolunda..

Türk gençliği AB yolunda..
 

Forum İstanbul Gençlik Platformu'nun 2023'e Doğru Konferansları kapsamında düzenlenen Avrupa Birliği - Türkiye İletişim Stratejileri Çalıştayı için bu hafta Bahçeşehir Üniversite'sindeydim.

Katılım oldukça yoğundu, normalde 'Gençlik'' aktivitelerinde ağırlıklı olarak orta yaş civarındakiler ilgi gösterirdi ama bu sefer tam tersi olmuştu.

Türkiye'nin dört bir yanından gelen üniversite öğrencileri salonda bir tane boş yer bırakmadı, yaklaşık 20 dakika geç gelmiştim salona boş yer bulmak zor oldu.

Bu tip etkinliklerde bir yaka kartı verirler size bilirsiniz, bende gerekmedikçe takmam ama ara ara takanlara kaydı gözüm, kimin hangi üniversiteden geldiğini görmek için baktım. Kendinizi dikizci gibi hissedebilirsiniz ama ne yapalım.

Sabah 10:00'da başlayan etkinlik akşam 18:00 sularında tamamlandı. Epey yoğun ve yorucuydu anlayacağınız.

Türk Gençliği'nin Avrupa Birliği konusunda böylesine bir ilgisinin olduğunu görmek sevindirici bir gelişme ya da madalyonun öbür yüzünden bakarsak biraz da üzücü olabilir. Yani gençlik şu anda tüm umudunu bu birliğe bağlamış olabilir.

Böylesi bir kalabalığın benim açımdan yorumu bu şekildedir.

Türkiye'deki imkanları yetersiz bulan artık kendi ülkesine güvenmeyen bir üniversite gençliği Avrupa'nın kendine sunduğu imkanları değerlendirmek istiyor.

Gençlik terminolojisiyle konuşursak, kapağı Avrupa'ya atmak peşinde.

Eylem planları, gençlik organizasyonları hakkında bilgi almak için katılanların sayısı hiç de azımsanacak derecede değil.

***

Programın başında (benim kaçırdığım kısmında) Forum İstanbul Gençlik Platformu Başkanı ve Forum İstanbul Enstitüsü Başkanıyla, türban konusundaki çıkışıyla beni hayli şaşırtan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Deniz Ülke Arıboğan açılış konuşmalarını sundular.

Birinci oturumda Katılım Sürecinde İletişim ve Entegrasyon konusu tartışıldı.

Konuşmacılar:

TÜSİAD Brüksel Temsilcisi: Dr. Bahadır Kaleağası
Avrupa Parlementosu Milletvekili: Vural Öğer
Avrupa Birliği Çalışmaları Merkezi Başkanı: Tunay İnce
Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Özgür Ünal

Böylesine aktif konuklar ve iyi bir konudan daha etkili bir sunum beklerken, beklentilerimin altında bir oturumdu.

Özellikle klasik söylemleri duymak hoşuma gitmedi.

''Umudunuzu yitirmeyin, mutlaka gireceğiz'' gibisinden kabaca ''Gaz'' olarak niteleyeceğimiz sözleri bir takım iktidar yetkililerinden duymayı normal karşılarken bu oturumda duymak garip geldi.

Özellikle Vural Öğer konuşmasında sürekli karşıt köşe yazarlarına çatıyordu.

Yani siz onlara bakmayın, biz yolumuzda iyiyiz mesajı veriyordu.

Şu anda Avrupa'nın tutumu karşıt yazarların güçlenmesine ve taraftar bulmasına neden olurken bunun nedenlerine değinilmedi.

Daha çok Avrupa'dan görünen Türkiye tartışıldı.

Özgür Ünal'da genç yaşta eğitim için gittiği İngiltere'de bir Türk kadınının böyle bir şey yapmasına şaşırıldığını anlattı.

Gerçi Ünal'ın anlattığı önyargı bugün hala var.

Bizi hala deve üstünde gezen, çölde yaşayan insanlar olarak gören Avrupa'lıların sayısı hiç de az değil.

***

İkinci oturumda Katılım Sürecinde Gençlerin Rolü konusunda yapıldı.

Konuşmacılar:

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Danışmanı: Kader Sevinç
Koç Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi: Özge Birişik
Bilgi Üniversitesi Erasmus Öğrencisi: Aude Aylin De Tapia

Bu oturumda daha çok belli programlarla Avrupa'da eğitim gören gençlerin tecrübeleri konuşuldu.

2 tane güzel öğrenci hanım kızımızı konuşmacı olarak seçen platform yetkililerine burdan sevgilerimi sunuyorum.

Eğitim hayatları boyunca az önce bahsettiğimiz önyargıları onlar da fazlasıyla yaşamışlar.

Kader Sevinç ise bunların nedenlerine değindi konuşmasında.

Bu oturumda fazla bir bilgi olmadı ama Avrupa'da eğitim görmek isteyenlerin nelerle karşılaşacaklarını öğrenmeleri açısından yararlı olduğunu söyleyebilirim.

Oturum sonunda kadınlar arası rekabet kurulunun bir kez daha işlediğini tekrardan görmek güzeldi.

Katılımcı genç kızlar pek beğenmemiş olacaklar ki dedikoduya başladılar hemen.

Kıskançlık neler yaptırır insana değil mi?

Kahve arasında tanıştığım birkaç kız da düşüncelerini anlatırken daha da iyi anladım bunu.

Çoğu konuşmacı kızlarla yaşıttı çünkü.

***

Son bölümde çalıştaylara geçildi.

3 ayrı çalıştaydan birisini seçmek gerekliydi, bendeniz Kader Sevinç'in kontrolündeki Siyaset Çalıştayı'nı seçtim.

Nedeni yok, öyle denk geldi işte.

Yine kalabalık bir salonda geçen çalıştayda önce seçilen öğrenci sunumlarına yer verildi.

3 sunumun temel noktası şuydu.

Avrupa'dan görünen Türkiye.

Avrupa halklarının isteğiyle yönetimlerin istediğinin bir olmadığını söyledi birisi.

Bulgaristan Avrupa Birliği'ne girerken halkın sadece %42'sinin istediğini söylerken şu anda Türkiye için bu oranın %44 olduğunu belirtmişti.

İlginç bir durum.

Konuşan öğrencilerin AB konusundaki umutsuzluğu da dikkatimden kaçmadı.

Evet, içlerinde bir umut var bu programa gelme medeni cesaretini göstermişlerdi ama kafalarının bir yerinde ''Bizi almazlar'' karamsarlığı da yer ediyordu.

Bunu çözmek için Kader Sevinç bilgisini ve tecrübelerini sunuyordu ama ne kadar etkili oldu bilemiyoruz.

Avrupa medyasında Türkiye'nin sürekli olumsuz yer almasının nedenlerini sorgulamıştık bu çalıştayda.

Bu kasıtlı bir hareket miydi yoksa bizim hatalarımızdan mı kaynaklanıyordu?

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının ilk yıllarında olumlu bir politikayla yol katetmesinden sonra gerileme sürecine girmesi de bunun önemli bir katkısı vardı, zira bu parti gerçek yüzünü sonradan göstermişti.

Bunu gören Avrupa, bir zamanlar yaşadığı ikilemi tekrar yaşamış ve ''Acaba'' diye kendine tekrar sormak gereği duymuştu.

Alternatif birliklerin de konuşulduğu çalıştayda sonuçta herkesin hemfikir olduğu bir şey vardı.

Türkiye'nin AB dışında bir alternatifi yok.

Bu tartışmalı bir olgu olsa da şimdilik doğru görünüyor.

Çalıştay sonunda sonuç bildirgesini hazırlamak için gönüllü olmuştum.

3 kişi ve Kader Sevinç ile bildirgeyi hazırlarken hükümete belli uyarılar yapıldı. Söylediklerine göre bu bildirgeler hükümet kanadına iletilecekmiş.

Ne kadar doğrudur bilemem.

3 çalıştayın bildirgeleri okunduktan sonra etkinlik sona erdi.

Sertifikalarını alıp dağıldı katılımcılar.

***

Kendi adıma sevinebileceğim tek nokta, gençliğin gösterdiği yoğun ilgi oldu, diğer konulardaysa hala bir muamma hakim.

AB - Türkiye sorunları, Türk gençliğin gelecek ve kariyer sorunları gibi birçok sorun hala gündemde ve çözüm konusunda net bir açılım yok.

2023'e doğru Türkiye hala belirsizliğe mahkum.

Özgün Kaplama

 
Toplam blog
: 278
: 1369
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Küçük bir kız çocuğu masumiyetidir yazmak, her satırı her cümleyi her kelimeyi tekrar tekrar gözden ..