- Kategori
- Eğlence - Hobi
Türk işi
Yeğenim Mehmet Reha'nın, 'hala bana bi şapka örsen...' sözünden yola çıkarak taşındığımızda nereye koyduğumu bilemediğim yün ve şiş arayışına girdim. Uzun uğraşlar sonunda rengarenk yünlerimi ve şişleri buldum.
Yünlerin yanında daha önceden başladığım bir şapkaya rastladım. Hemen onu bitirerek yerine ulaştırdım.
Bugün bir ara elektrikler kesildi... hemen elime yeni başladığım örgümü aldım. Ören Bayan kıvamında elimde yünlerle boğuşurum...
Bir tarihlerde de el nakışına merak salmıştım. Antep işi, Çin iğnesi, Türkişi ve Hesapişi'nden oluşan örtüler yapmıştım. Sabır işi hepsi de. Mutiya öğretmenim ve Nurten öğretmenim eşliğinde güzel işler yapmıştım.
Örtülerimi hala çok seviyorum. Onlara baktığımda 'ne kadar sabırlı bi insanmışım ben' diye şımarmaktan da geri kalmıyorum.
Dantel işini hiç sevemedim. Ne yapmayı sevdim ne de kullanmayı. Ne menen bişeyse hala biçok evde televizyonun üzerinde telefonun üzerinde bile kullanılıyor.
Annemin gelinlik bir sandığı var. Eskiden üzerinde yorganlar vardı. Her akşam kullanılır ve sandığın üzerine itinayla dizilirdi.
Sandık olayının vazgeçilmezi de; yorganların üzerine beyin ameliyatı yapar ciddiyette yerleştirilen, köşeleri büyük bir ciddiyetle katlanarak kenar yapılan anlatmakla anlaşılmaz, yaşanır bir örtüydü.
Sandığın önünde ortalanmış şekilde konulmuş üç tane küçük yuvarlak ayna var... iki vazo çiçek ve tahminin papatya olarak düşünülmüş ama soyut bir papatya var... ve tavuz kuşları
Aynalar için kardeşlerimle 'sen bakacaksın ben bakacağım' diye az kavga etmezdik.
- ayna ayna söyle bana benden daha güzel var mı
Sandık şimdi bende. Çocukluğumun hatırası. Benim için çok özel çok değerli.
Sandığın arka yüzünde de tavuzkuşu var.
:) Eski bir sandık ama ben bu sandığı çok seviyorum.
İyi bayramlar...