Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Türk konuşunca olay oluyor, AKP'ye ise laf yok!

Türk konuşunca olay oluyor, AKP'ye ise laf yok!
 

DTP Genel Başkanı aynı zamanda da Mardin DTP Milletvekili olan ve kendini Kürt olarak ifade eden Ahmet Türk’ün grup toplantısı yaptığı salonda Kürtçe konuşması kıyameti kopardı.

Kimi seçim yatırımı dedi, kimi provokatör.

Kimi konuşamaz dedi, kimi olumlu buldu.

Anayasaya göre, TBMM Genel Kurulu’nda Türkçe’nin resmi dil olduğu ve sadece resmi dilin yani Türkçe konuşulabileceğine dair açıkça bir hüküm yok.

1991 yılında SHP'den milletvekili seçilerek Meclis'e giren Leyla Zana, Meclis kürsüsünde yeminini Kürtçe yapmıştı.

Dönemin SHP lideri Erdal İnönü olaylı yemin töreninin ardından milletvekillerinden partiden istifa etmelerini istemiş, Leyla Zana ve Hatip Dicle SHP’den istifa edip Demokrasi Partisi “DEP”e katılmıştı. Zana ve Dicle’nin ardından 14 milletvekili daha SHP’den ayrılarak, DEP’e geçmişti.

Daha sonra DEP milletvekilleri Sedat Yurttaş, Sırrı Sakık, Ahmet Türk, Nizamettin Toğuç, Naif Güneş, Mahmut Kılınç, Zübeyir Aydar, Ali Yiğit, Remzi Kartal, Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan’ın dokunulmazlıkları kaldırılmıştı.

Meclis bahçesinde gözaltına alınan milletvekilleri 2 Mart 1994 günü Türk Ceza Kanunu’nun 168. Maddesi’nden yargılanarak ‘örgüt üyesi olmak’tan 15 yıl hapis cezası almışlardı.

Kasım 2002 seçimlerinin ardından çıkarılan uyum yasaları ile DEP’li milletvekillerinin yeniden yargılanmalarının önü açılmıştı. Bu yargılamaların sonunda cezaevinde tutuklu kaldıkları süre göz önünde bulundurularak serbest bırakılmışlardı. Biraz AB’nin sorlaması ile gerçekleşen bir salıvermeydi bu!

Leyla Zana ve diğer milletvekillerinin Kürtçe yeminleri “bölücülük” olarak nitelendirilerek mahkeme tarafından yargılanma sonucunda ceza verilmişti.

O konuda hükümler açık ve aldıkları ceza da gerçekçi.

Ahmet Türk’ün olayı ise bambaşka!

Ahmet Türk Unesco’nun da dünya gündemine taşıdığı, dünya üzerindeki dillerin yok olmasına karşı özenle her yıl bir dizi organizasyon ile sürdürülen “Dünya Ana Dil Günü” çerçevesi ile kendi grubuna hitaben yaptığı konuşmanın bir kısmını Kürtçe yaptı.

Siyasi olarak da bir mesaj kaygısı yoktu kendince.

TRT’nin Kürtçe kanalı açılmışken, Meclisin misafir koltuklarında kara çarşaflılar oturabiliyorken neden bu sinir?

Yabancı diplomatların meclis kürsüsünde yabancı dille konuşmalarına kimselerin sesi çıkmazken ve bu konuda engelleme yokken, bir parti grup toplantısında yapılan konuşmayı bahane ederek gerilmenin ne anlamı var?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan halka Kürtçe cümlelerle seslenirken bir sorun yok da Ahmet Türk konuşunca mı var?

Güneydeki sahil beldelerinde belediyeler İngilizce, Almanca su faturası düzenleyince sorun yok da Güneydoğu’daki belediyeler Kürtçe düzenleyince mi var?

DTP’nin seçim arabasında “Wan” yazıyor diye soruşturma açılıyor da, AKP’nin Van’daki pankartlarında Kürtçe ifadeler olunca neden açılmıyor?

Garip bir ülkedeyiz bu çok açık. Evet, Van’da Tayyip Erdoğan’ı karşılayan AKP’lilerin AKP logolu pankartları Kürtçe yazıldı. Daha önce sayısız DTP’li belediyeye Kürtçe pankart ve afişten soruşturma açıldı, belediye başkanlıkları düşürüldü.

Aynı savcılar şimdi nerede?

Farklılıkları kabullenmek benimsemek yerine sürekli ayrılıkların dibini kazıyan bir anlayış ancak ikiyüzlülüğü getiriyor bu ülkeye.

Umarım faydacı ikiyüzlülüklerden sıyrılır olaylara daha gerçekçi ve doğrudan bakmayı öğrenebiliriz.

Daha hoşgörülü günlere…

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..