Türkân Hoca'da Ergenekon'dan nasiplendi

Son yapılan operasyonlar sonrasında, toplumun gözünde hayli yücelmiş bir isim olan Prof. Türkân Saylan’da nasibini aldı.

Bu durumu bir tuhaflık olarak algılamak pek de garip olmasa gerek.

Türkân Saylan ÇYDD Başkanı ve bu güne kadar yapmış olduğu işlerle geniş bir kesimin ilgi ve sempatisine mazhar olmuş aydın bir insan.
Darbecilerle bir işi olabilir mi Türkân Hocanın?
Hiç ihtimal vermiyorum.
Şüphe bile duymuyorum.

İşte bu gibi noktalarda Ergenekon sürecine siyasi irade koyan iktidar partisi geniş bir çevrenin nefretine nail oluyor.
İş dönüp dolaşıyor ve Cumhuriyetçilere, Kemalistlere yönelik direkt bir operasyon izleniminin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Her önüne gelenin evini basmak, arama yapmak ve türlü tacizlerde bulunmak akıl ve mantığın kabul etmeyeceği bir durumdur.
Toplum nezdinde itibarı olan ve güvenilirlikleri tescillenmiş isimlere reva görülen bu durum gerçek anlamda bu işin içerisinde olan tiplerinde işine geliyor ve bir anda Ergenekon hadisesini sempatik hale getirebiliyor geniş kesimlerin gözünde.
Bu güne kadar, bu noktada çok ciddi hatalar yapıldığı yadsınamaz.
Hiç ilgisi olmayan insanların evlerinin basılması ve taciz edilmesi Ergenekon sürecindeki doğrularında üstünü ört pas ediyor.

“Ergenekon yoktur” diyenlerden değilim.
“Ergenekon safsatadır” diyen hiç olmadım ve aksine bu konunun üzerine kesinlikle gidilmelidir, lakin işin bir yüzü böyle iken dediğimiz gibi ikinci yüzü AKP’nin ortaya koyduğu siyasi iradeyi arkasına alan yargı, önüne geleni tacizle meşgul.

Ergenekon süreci istesek de artık durdurulamaz bir noktaya gelmiştir.
Az çok bu ülkenin yakın dönemde yaşanan bir dizi provagatif eylemlerini irdeleyenler için bu işlerin içerisinde kimlerin olduğunu ve kimlerin bu işlerle meşgul olduğunu anlaması pek de zor olmayan bir durumdur.
Kimler bu işlerin içerisindedir tahmin ediyoruz.
Kimler böyle bir cinayet şebekesinin içerisinde olabilir, anlamak için kâhin olmaya gerek yok.
Oysa görüyoruz ki AKP ve malum çevresi kendi gizli gündemleri ve özlemleri doğrultusunda az çok kendisine muhalif olan kesimleri sindirmenin ve baskı altına alarak pasifize etmenin yolu olarak Ergenekon hadisesini en ciddi koz olarak görüyor ve bu kozu kullanmaktan imtina dahi etmiyorlar.
Görünen o ki bu gidişat AKP’nin aleyhine doğru bir ivme kazanacaktır.

Geçtiğimiz günlerde Fethullah Hoca Efendi Hazretleri Amerika’dan borusunu çalıyordu Gazeteci Mahmut Övür’e ve şöyle bir ifade buyuruyordu zatıâlileri “Efendim adamlar çelik gibi, delip geçmek çok zor. Kırılmıyorlar, yıkılmıyorlar.”
Kim için diyor Hoca Efendi Hazretleri bu lafı?
Malumunuz askeri çevreler için kullanıyor bu ifadeyi.
Bir türlü askerin çelik iradesini kıramamaktan yakınıyor.

Durumun vahameti ortada.
Hem de alenen.

İki ucu pis değnek gibi.
Ne o yana, ne bu yana ama arada masum olanlara ne oluyorsa oluyor.