Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '11

 
Kategori
Siyaset
 

Türk ordusu olmadan başaramazsın!

Türk ordusu olmadan başaramazsın!
 

Türk ordusu olmadan hiçbir hayaline ulaşamzsın güzel kardeşim Boş yere hiç bi tarafını yırtıp durma!


Son dönemde, Avrupa ve Amerika'daki entellektüel çevreler, bazen sesli, bazen sessiz düşünüp, ha bire tartışıyor; hararetle: " Acaba Osmanlı İmparatorluğu geri mi geliyor?" diye... Onlar bunu tartıştıkça, hala kökleri sökülüp bu ülke topraklarından fırlatıp, atılamamış, hilafetçiler, saltanatçılar, koyu şeriatçılar, yobaz ve softa takımı bayram ediyor. Niye mi? Aşk olsun ama!... Tabi ki Osmanlı geri geliyor diye... Başka ne diye olacaktı ki?!!... Çekilin yoldan... Allah! Allah! Allah! Allah! Osmanlı yeniçerileri geliyor!... 

Hani, dışişleri bakanmız sayın Ahmet Davutoğlu da, adını O.M.T.( Osmanlı Müslüman Milletler Topluluğu) olarak koyduğu ve sabırla altını ısıtıp kısık ateşte, helvasının olgunlaşmasını beklediği, projesi var ya hani!... Bizim coğrafyamızın doğal uzantısı sayılabilecek alanlarda yaşayan müslüman milletleri, Rusya Federasyonu benzeri gevşek yapılı bir konfederasyon modeli içinde birleştirme hayali!... 

- Kurduğunuz bu ütopik hayali, hangi sağlam ordunuzla size hala güvenen hangi komutanınızla, hangi subay, ya da astsubayınızla hayata geçireceksiniz peki? 

- Başarılı emperyal bir yapının ilk şartı, olmazsa olmazı, sağlam, güçlü, dinamik, savaşçı bir ordu değil mi? 

- Böyle bir ordunun da ilk şartı, gerektiğinde deniz aşırı operasyonlara da imza atabilen, caydırıcılığı olağanüstü, yenilmez bir armada olması gereken bir donanma değil mi? 

- Peki siz o donanmada zan altında bırakmadığınız ya da içeri atmadığınız bir amiral bıraktınız mı? Bıraktıklarınız da " Acaba beni ne zaman harcayacaklar? " korkusundan arkanızda kaya gibi durabilir mi? 

- Siz 1984 - 1998 döneminde kelle koltukta, canı pahasına bu ülke için çarpışanları, canını dişine takanları, sürüm sürüm süründürürken, BDP & KCK & PKK üçgeninde olanlara seyirci kalıp, hatta bazen el altından desteklerken, hangi asker sizin neyiniz için kiminle savaşsın gözünü kırpmadan, gözü arkada kalmadan... 

Siz Türk ordusuna ha bire çomak sokup, huzursuz ederken, sırf kayıtsız, şartsız size itaat edecek, biat edecek bir komuta kadrosu uğruna, hızla orduyu da siyasallaştırmaya çalışırken, kafası, aklı bu kadar siyasetle bulandırılmış bir komuta kadrosu ve onların orduları nasıl muzaffer olsun? Hangi şanlı zaferlere imza atsın? 

Azıcık dün bilincin, azıcık bugün hassasiyetin, zerrece de olsa, gelecek ufkun, vizyonun varsa eğer, ki, bana göre zerre yok da!... Balkan savaşlarından ve sonuçlarından haberin var mı? Senin bu gün yapmaya çalıştıklarınla, 100 yıl önce yaşananların carbon kopye aynı olduğunu birileri sana da söyler mi? Bu yaklaşımın geçmişte nelere malolduysa, bu gün de aynı sonuçları yaşatacağından, zerre kadar bile olsa, haberin var mı canım! 

Bu gün senin tüm çabana rağmen, Türk Ordusu'nun hiçbir şey olmamış gibi, cansiperane görevini yapmaya çalıştığını, PKK' nın açtığı ilk ateş sonucu, en seçme askerlerinden, bir bordo berelinin şehit düştüğünden de haberin var mı? 

Hadi her şeyin olumlu seyrettiğini varsayıp ne olacağına bi bakalım istersen... 

Sen şu O.M.T.yi kurarken, bölge ülkelerini kontrol etmenin, artacak dış tehditleri başlarını kaldıramayacakları bir baskının altına almanın, muhtemel sürtüşmelerde dünyanın baş aktörlerinin bile çekineceği bir orduya sahip olabilmenin ön koşulu, bu gün senin yaptıkların mıdır? Yoksa Türk ordusunu sadece kendi işine odaklanacağı, sadece savaş sanatıyla ilgileneceği bir huzur ortamına kavuşturmak mıdır? 

Çok acil, otur da, bir düşün bakalım... Sakin, salim bir kafayla... Bu şartlarda, bunca huzursuz edilmiş, tedirgin, birbirine düşürülmek için binbir şerefsizin pusuda olduğu, bu orduyla nereye kadar gidebilirsin? Ya da hiçbir yere gidebilir misin? 

Sen o güzel kafanı zahmet edip, hiç yormadan, olacağı ben sana hemen söyleyivereyim güzel kardeşim! 

Türk Ordusu olmadan başaramazsın! O kurduğun hayaller fazlasıyla pembe, fazlasıyla ütopik olsa da, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmayasın?!! Sen başka ellerde, başka topraklarda harcarken boş yere, beyhude, enerjini, aman haaa! Dikkat et de, Diyarbakır, Urfa, Mardin de elinden gitmesin! 

Yani canım... Yani güzel arkadaşım... Yani can kardeşim... Güçlü ordun olmadan Güçlü Türkiye'yi kuramaz ve koruyamazsın. 

Türk ordusu olmadan hiçbir hayaline ulaşamazsın. O.M.T.'yi de, sadece ülken için istediğin huzuru ve güvenliği bile, güçlü, saygın, caydırıcı bir ordun olmadan başaramazsın. 

Karar senin belki... Ama bu cennet ülke, bu kahraman ordu da hepimizin... Sen, sen ol... Bu gerçeği sakın unutma olur mu canım? 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..