Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '15

 
Kategori
Güncel
 

Türk ordusunu kim bu hale düşürdü?

Türk ordusunu kim bu hale düşürdü?
 

Sen her yerde muzaffer ol ki, Türk düşmanları kına yakmasın.


Türk ordusunu kim bu hale düşürdü? Hangi hale mi? Hemen anlatıyorum:

- Sayısız subay ve astsubayı birilerinin canı istedi diye yıllarca sorgulanıp tutuklanırken, hapislerde çürütülürken suçsuz, günahsız yere; en parlak komutanlarından bazıları şehit düşüp, şüpheli ölümlere kurban gidip, kansere yakalanıp, dayanılmaz acılar yaşayıp yok olurken birer birer; en parlak teğmenleri, kurmayları harcanırken bedavaya; en tepedekiler kılları bile kıpırdaman olanlara seyirci kalmışsa...

- Bu ülkenin emekli bir Genel Kurmay Başkanıyla bazı Kuvvet Komutanları da uzun bir süre içeride tutulabilmişse...

- Hava Kuvvetleri'nde yaşanan istifa furyalarının önü alınamıyorsa, Türk milletine canını vermeye yeminli savaş pilotları, "ne olur ne olmaz, aman başıma bir şey gelmesin," endişesiyle yıllarca şerefle taşıdıkları üniformalarını bir yana bırakıp, özel sektöre, hava yolu şirketlerine kayıyorsa yavaş yavaş...

- Deniz Kuvvetleri'nin elit kadrosunun neredeyse üçte biri bir şekilde mağdur edilmişse uyduruk davalar yüzünden, en üst düzey komutanları donanmanın, ellerinden bir şey gelmediği için vicdani nedenlerle istifa etmişlerse görevlerinden...

- Dünyanın en güçlü 8.ordusu, yüzbinlerce askere ve bölgesinin nredeyse en modern silahlarına sahipken Anadolu topraklarını korumak için yurda yabancı asker davet edebiliyorsa siyasi iradenin temsilcileri; bölgenin en güçlü, en prestijli devleti olmayı hayal edenler, burnumuzun ucundaki Suriye'ye operasyon yapmak için bile PKK'nın süt kardeşi PYD'den koruma talep ediyorsa, yardım istiyorsa...

- Patlayan cephaneliğinde şehit olan 26 askerinin hesabını soramayan, failini bulamayan bu ordu; kimin ordusu olabilir? Kim bu orduyu bu hale düşürdü? İşin aslını astarını gerçekten bilen var mı?

- Can düşmanı saydığı, onunla savaşırken binlerce ferdi şehit düşen Türk Ordusunun koca koca kışlaları önünden; üniformaları içinde, bayrak ve flamalarıyla, askeri düzende dizilmiş yüzlerce militan, sıra sıra geçit törenleri düzenleyip, ellerini kollarını sallaya sallaya yürürken, sancağını namus belleyenler seyirci kalmak, müdahale etmemek, hesabını sormamak, dersini vermemek zorunda bırakılıyorsa...

- Bu orduya; sıradan vatandaş, yazar-çizer takımı, televizyoncu, radyocu, internet yayıncısı, dergici, bilimadamı kılıklı şarlatan, azılı asker düşmanı olup da bu ülkeye kin besleyen, onun ordusundan da, askerinden de nefret eden; mesela Kürtçüler, mesela şeriatçılar, mesela mandacılar, mesala AB ve ABD yandaşları; keyiflerinin dilediği gibi hakaret ve küfür eder hale gelmişse...

- Türk milleti on yıllarca yıllık bilinçli, başarılı ve sistematik bir çabanın sonunda peygamber ocağından soğutulmuşsa...

- O ordu; saflarında savaşmak isteyen, profesyonel üyesi olacak rütbeli ve rütbesiz vatan evlatlarını göreve davet edemiyorsa, en azından zorunlu kontenjanlarını, yıllık ve dönemsel adaylarla, öğrencilerle dolduramıyorsa okullarını; zamanı gelenleri rahatça silah altına alamıyorsa...

- Daha kırk yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı'na katılmak, adada gönüllü savaşmak için kışlalara koşan, askerlik şubelerinin kapılarını kıran bir halk, çok değil, bundan iki kuşak sonra yüzbinlerce ferdinin paralı askerlik için sıraya girdiği, asker kaçaklığının normal sayıldığı sıradan bir coğrafyaya, miili ve manevi değerleri giderek silikleşen, amaçsız, şuursuz, apolitik insan yığınlarına dönüşmüşse...

- Birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu, askeri garnizonlarımızda bile mumla aranır hale geldiyse...

- Güneydoğu'da görev yapan personelinin savaş suçlusu olarak yargılanması giderek artan bir şiddetle tartışılıyorsa, gerçekleşmesi muhtemel bir ihtimale dönüşüyorsa...

- Asker aileleri ve profesyonel personeli aidiyet duygusunu yitirip, açık bir can güvenliği tehditiyle karşı karşıya bırakılmışsa... Eşlerinin önünde, güpegündüz, şehrin ortasında vuruluyorsa uzman çavuşlar...

- Yıllarca bu ülkeye hizmet etmiş, gerektiğinde vatanına sayısız şehit vermiş köy korucularına; baskıyla, şiddetle, tehditle, cinayetler işleyerek, aleni biçimde kendi saflarına davet edilerek silah bıraktırılıyorsa PKK yandaşları ve işbirlikçileri eliyle...

- Ordunun ve milletin en şanlı, en şerefli, en kahraman adamları sayılan şehit ve gazilerimizin maddi ve manevi konumlarıyla, silahlı çatışmalarda, arazi aramalarında neden hala can kaybı yaşandığı tartışılabiliyorsa...

- Siyaset üstü sorunlar ve milli çıkarlarımız yüzünden çıkması muhtemel, girmemizin zorunlu olduğu savaşları daha tartışmaya başlamadan kuru gürültüyle ortalığı velveleye veriyorsa, kıyamet koparıyorsa birileri...

Sormak hakkımız değil mi? Türk ordusunu kim bu hale düşürdü? :

PKK yandaşları mı? Şerefli ordumuzun içine sızdırılmış hainlerle yabancı ülke ajanları mı? Görevini layıkıyla yerine getirmeyen komuta kademesi ya da yetişmiş subay kadrosu mu? Ordumuza milli vasıflarını kaybettirip, dış bağımlılığını sürekli hale getirmeye yemin edenler mi? Türk ordusunun zayıf düşmesinden çıkarı olan iç ve dış düşmanlarımız mı? Son 12 yıldır ülkeyi yöneten siyasi zihniyetin sahipleri mi?

Haaa! Söyleyin bakalım? Kimdir bunca günahın sahibi? Kim bu kutsal orduyu perişan etti? Yurt içinde ve dışında ordusunun moralini sıfırlayan, karizmasını çizen prestij sıfırlayıcılar kimlerdir? Biliyor musunuz? Araştırıp buluyor musunuz? Gerçekten böyle bir niyetiniz var mı? Canına okunan saygınlığını, Türk Silahlı Kuvvetlerine iade edebilecek misiniz?

Hatalarınzın özeleştirisini yapacak kadar cesur insanlar mısınız? Hadi söyleyin bakalım! Kime aittir, hanginize yakışır bunca hatanın sorumluluğu? Omuzlarınız bunca vebali taşıyacak kadar kuvvetli mi?

İnşallah öyledir! Yoksa bu yüce ulus, tüm yaptıklarınızı fitil fitil burnunuzdan getirir. Daha önce birçok kez yapmıştı. Her gerektiğinde aynı şevk, inanç ve sarsılmaz iradeyle yeniden yapacağından zerre şüpheniz olmasın.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..