Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

26 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türk ordusunun da bir sabrı var

Türk ordusunun da bir sabrı var
 

Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ dün önceden planlanmamış bir konuşma yaptı.

Başbuğ’un yüz ifadesi son derece tedirginlik içeriyordu. Sıkıntılı olduğu ise her halinden belliydi.

Aylardır darbe söylentileriyle koskoca bir kurum ve mensupları yıpratılıyordu.

Başbuğ’un konuşması esnasında gösterdiği “öfke ve heyecan” silahlı kuvvetlerin “ruh halini” yansıtıyordu.

Başbuğ konuşmasında “Balyoz darbe iddiaları” ile ilgili soruşturma başlatıldığını, yedi yıl önce bir plan ve takvim dâhilinde yürütülen bu çalışmanın sadece “en kötü senaryoya” dayandırılarak yapılan bu çalışmanın basına yansıyan şekliyle doğruları içermediğini, ilaveler yapıldığını ifade etmiştir.

İlker Başbuğ özellikle bu darbe planında “cami bombalama ve uçak düşürme” iddialarına ise çok sert cevap vermiştir;

“Askerimize ALLAH ALLAH! Diyerek taarruz ettiriyoruz, ben şimdi size soruyorum, Allah Allah diye askerine hücum ettiren bir ordu nasıl Allahın evine, camiye bomba atmayı düşünür. Vicdansızlıktır, lanetliyorum bunları. Bu kadar vicdansızlık olur mu? Bu Çanakkale’de böyleydi, İstiklal Savaşında da böyleydi. Bugünde böyle, Bugünde bu ordunun Mehmetçiği Allah Allah sesleriyle eğitim yapıyor. Bu ordu çıkacak cami bombalayacak, lanetliyorum. Yine bu ordunun kişileri çıkacak kendi uçağını düşürecek, lanetliyorum.”

Başbuğ Paşa’nın en çarpıcı sözleri ise gerçektende çok önemliydi;

“Türk ordusunun da bir sabrı var. Bu asker Şimdi bölgede elinde silahı yine bekliyor bu ülkeyi bizim için.

Siz bir ordunun tümünü nasıl böyle itham edersiniz? Hiç mi vicdanınız yok?”

Genel Kurmay başkanı Başbuğ bekli de ilk kez bu kadar “öfkeli”, ancak bir o kadar da “kararlı” görünüyordu.

Anlaşılan günlerdir basın ve medyaya, özellikle de “yandaş medyaya” taşınan “darbe iddiaları” İlker Paşayı derinden etkilemiş, sabrını taşırmıştı.

Orduya karşı yapılmak istenenler artık bütün çıplaklığıyla ortada duruyordu.

Aylardır ordunun yıpratılmasına “güvenirliğinin” yok edilmesine yönelik sistematik bir hain plan yürütülüyordu ve Sayın Başbuğ’da daha fazla sessiz kalamazdı.

Başbuğ Paşa da sessiz kalamadı ve sıkıntılarını, öfkesini basınla paylaştı.

Paşa bu arada “özeleştiri de” yaparak ordu içersinde “bilgi sızdırmalarının olduğunu, bilgiyi alanların amaçlarına yönelik ilaveler yaptığını, konunun ise yasalar çerçevesinde araştırıldığını, bu konuda da 61 adet soruşturma yapılmakta olduğunu” açıkladı.

Yürütülen soruşturma kapsamında bir subayın meslekten atıldığını ve üç yıl ceza aldığını, on personelinde halen tutuklu olduğunu açıklayarak, sızdırmalara karşı yasal işlemlerin halen devam ettiğinin de bilgisini veriyordu.

Genel Kurmay Başkanının altını çizdiği önemli bir hususta; “Darbe iddialarından birilerinin fayda umduğunu, çıkar gözettiğini” ifade ederek adeta “bu iddialardan kimler çıkar gözetir” sorusunu gündeme getiriyordu.

İlker Paşa’nın bir diğer önemli açıklaması ise “Demokraside en önemli husus, iktidarın demokratik yollarla, seçimle el değiştirmesidir. Buna herkesin yürekten inanması gerekmektedir.” Sözleriyle de “ordunun demokrasiye bağlılığını ve inancını” açıkça ortaya koyarak ardından da haklı olarak şu soruyu sorması ise dikkat çekiciydi;

“Pekiyi bu darbe iddialarının devamlı gündemde kalmasından kim menfaat görüyor, Ben silahlı kuvvetler olarak bundan rahatsızlık duyuyorum, benim gibi Türk Milleti de rahatsızlık duyuyor”.

Sahi bu iddialardan kim rahatsızlık duyuyor.

Sonsuzluk (Osman Özeker) 26.01.2010

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..